..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bilen sever. -Leonardo da Vinci
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Ýronik > Özcan Nevres




7 Ekim 2001
Yasak Aþk  
Özcan Nevres
Otobüs o korkunç hýzýyla atmýþ metrelik uçuruma uçtu. Kulaklarý saðýr eden bir patlama oldu. Otobüsün parçalanan kasasýndan etrafa cesetler uçtu


:CDHF:
YASAK AÞK
Ferit, park çay bahçesinde arkadaþlarý ile çay içerken, gözüne karþý masadaki kýz takýldý. Çok güzel bir kýzdý gözüne takýlan. Arkadaþýna,
Semih , çaktýrmadan þu karþý masadaki kýza bakar mýsýn? Az sonra Semih,
Þu Denizlili köfteci Hasan’ýn kýzýný mý soruyorsun?
Tanýyor musun kýzý.
Nasýl tanýmam. Komþumuz ve mahallemizin en güzel kýzý Nesrin. Hayrola? Niye sordun? Bir iþ mi var yoksa?
Var ya. Annem ýsrarla evlenmemi istiyor. Nedense anneler hep kendi gönüllerine yatan kýzlarýn gelinleri olmasýný ister. Bu güne kadar kimi önerdiyse hiç birine gönlüm yatmadý. Her yiðidin gönlünde bir aslan yatar derler. Ýþte benim gönlümde yatan böyle bir aslan.
Gerçekten kýzý beðendin mi?
Nasýl beðenmem. Çekinmeden hayatýmda gördüðüm en güzel kýz derim.
Eðer niyetin ciddiyse, annen bir pürüz çýkarmayacaksa bu iþ olur derim.
Nasýl olur?
Annem o kýzýn annesiyle iyi anlaþan iki arkadaþ.Annemi araya koyarsak olur gibime geliyor. Deminden beri dikkat ediyorum. Kýz da seni kesiyor. Yoksa evvelden anlaþýyor muydunuz?
Yok caným ne anlaþmasý. Bu kýzý ilk defa gördüðümü söylemiþtim.
Ben baþka tarafa bakarken, parmaðýnla iþaret et, sana yüzük takmak istiyorum diye.
Nasýl olur? Yapamam öyle þey.
Baþarýnýn yolu giriþimden geçer. Giriþeceksin ki baþarasýn.
Garsonu çaðýrýp çaylarýmýzý tazelemesini söyleyerek kýzýn dikkatini masamýza çekeceðim. Fýrsatý kaçýrma ve çak iþareti. Semih garsona çaylarý tazelemesini yüksek sesle söylerken kýzýn dikkatle kendisine baktýðýný gördü. Hemen parmaðýyla yüzük takma iþareti yaptý. Kýz gülümseyerek olur anlamýnda baþýný salladý. Sevincinden uçacaktý.
Semih, sevinçten uçacaðým. Ýþaretime karþýlýk olur anlamýnda baþýný eðdi.
Arkadaþ, þöyle çevreni iyice bir incele. Senin gibi iþini kurmuþ, bir yuvayý rahat, rahat geçindirebilecek kaç delikanlý var. Hangi kýz seninle evlenmek istemez? Yakýþýklý, dürüst, iþine baðlý ve baba ekmeðine baðlý olmayan bir delikanlýsýn.
Ýyi ama o beni tanýmaz ki.
Nasýl tanýmaz. Kaç kere dükkanýna gelip alýþ veriþ yapmýþtýr.
Yok caným gelseydi anýmsardým.
Ben senin dükkanýna gelen kadýnlara alýcý gözüyle baktýðýný hiç görmedim. Adýn herkesin aðzýnda. Kýz gibi çocuk, hiçbir kadýna ya da kýza kötü gözle baktýðýný görmedik diyorlar.
Gerçek mi söylediklerin?
Elbette gerçek. Niyetin ciddiyse eve gittiðinde annenle konuþ. Konuyu bende anneme açarým. Kýz gerçekten güzel. Güzel olduðu kadar da dürüst ve hamarat bir kýz. Evlenirseniz mutlu olacaðýnýza inanýyorum.
                         ***
Ferit eve gittiðinde annesinin boynuna sarýldý. Ýki yanaðýndan öptükten sonra,
Müjde anneciðim. Bu gün sana çok ama çok güzel bir gelin adayý buldum. Belki de o kýzý sen de tanýyorsun.
Kimmiþ bu kýz?
Denizlili Köfteci Hasan’ýn kýzýymýþ. Tanýyor musun?
Evet tanýyorum. Neden o kýzý istiyorsun?
Çok hoþuma gitti. Çok güzel bir kýz.
Oðlum, kendi çevremizden, kendi akrabalarýmýzdan bunca kýz varken, ne yapacaksýn elin yabancýsýný?
Gönül bu anne. Benim gönlüm o kýza yattý. Olursa o olur. Eðer o olmaz dersen bir daha bana evliliðin adýný anma.
Tamam oðlum, sen uygun gördükten sonra anneciðine söz düþer mi?
O kýzý istiyorum diye bana darýlmadýn deðil mi anne?
Niye darýlayým oðlum? Boþuna dememiþler gönül ferman dinlemez diye. Madem istiyorsun, çaresine bakarýz. Bildiðim kadarýyla arkadaþýn Semih’in annesi onlarla çok samimi. Konuyu ona açarým. Kýz hakkýnda öðrenmek istediðimiz her þeyi ondan öðreniriz. Sevinçle annesinin boynuna sarýldý,
Sað ol anneciðim. Beni kýrmadýðýn için ne kadar sevindiðimi anlatamam.
                         ***
Seval hanýmýn ilk iþi Semih’in annesi Kadriye hanýma gidip konuyu açmak oldu. Kadriye haným,
Seval haným, dinim hakký için söylüyorum. Eðer oðlum evli olmasaydý, ne yapar eder o kýzla oðlumu evlendirirdim. Pýrlanta gibi dört dörtlük bir kýz. Ýnan eþi emsali yok. Maþallah oðlun da aslan gibi delikanlý. Birbirlerine çok yakýþýrlar. Bu akþam bize gelecekler. Konuyu çýtlatýrým. Tepkisi ne olacak diye bakarým. Baktým ki uyar bir durumlarý var. Her þeyi açýk seçik konuþurum.
Sað ol Kadriye haným. O aileyi iyi tanýyor olman içimdeki tüm kuþkularý silip süpürdü. Anladýðým kadarýyla oðlum iyi bir seçim yapmýþ. Allah tamamýna erdirir inþallah.
                         ***
Kadriye haným gelecek konuklarý için alýþýlmýþlýðýn dýþýnda hazýrlýklar yaptý. Dini inanca göre en büyük sevap yuva kurmak isteyenlere yardýmcý olmaktýr. Bir yuva kurmaya ön ayak olmaktan büyük mutluluk duyuyordu. Hatta kýz tarafýndan alacaðý olumlu yanýtý kutlamak üzere limonata bile hazýrlamýþtý. Konuklar geldiklerinde önce kendi eliyle hazýrladýðý kahveleri sundu. Bir süre günlük olaylar üzerine konuþtular. Bir ara Nesrin’e
Hadi kýzým Nesrin, sen de bu evin kýzý sayýlýrsýn. Bu gece çaylarý senin elinden içelim. Nesrin hemen kalkýp mutfaða geçti. Kadriye haným Nesrin’in mutfaða gitmesini fýrsat sayarak, annesine,
Bak Ayþe haným seni çok sevdiðimi bilirsin. Nesrin’i de öz kýzýmmýþ gibi severim. Benim bir komþum var, Seval haným. Oðlu çarþý içinde kadýn giyimi ve tuhafiye üzerine dükkan çalýþtýrýyor. Hem yakýþýklý, hem dürüst ve hem de oldukça çalýþkan bir delikanlý. Akranlarý kahvehane köþelerinde pineklerken o askerliðini bitirir bitirmez iþ hayatýna atýldý. Ýþinde de oldukça baþarýlý. Geçenlerde Nesrin’i parkta görmüþ, çok beðenmiþ. Annesi araya girmemi istedi. Ferit’i de oðlum gibi severim. Eðer uygun görürseniz en kýsa zamanda sizi ziyarete geleceðiz.
Kadriye haným sizin uygun gördüðünüzü bizim uygun görmememiz olasý deðil. Gelin ata binmiþ, yine de ya nasip demiþler. Eþimle, kýzýmla konuyu konuþuruz. Kararý verecek olan babasýdýr. Kýsmette varsa neden olmasýn?
Önümüzdeki Pazar gecesi Seval haným ve oðluyla birlikte görücülüðe gelelim. Hem iki aile birbirlerini tanýr, hem de Ferit’i yakýndan görüp tanýmýþ olursunuz.
Ferit’i iyi tanýyoruz. Sýk sýk alýþveriþ yaparýz oradan. Gerçekten çok aðýr ve temiz bir delikanlý. Kentin tüm kýzlarý o dükkandan alýþveriþ ederler. Hiç biriyle adýnýn çýktýðýný duymadým. Nesrin mutfaktan elinde çay tepsisiyle dönünce konuþmayý kestiler.
                         ***
Ferit’in evinde bayram havasý vardý. Büyük bir hazýrlýk içerisindeydiler. Zira Ferit’e aþýk olduðu Nesrin’i istemeye gideceklerdi. Gerçi komþularýnýn verdiði bilgiye göre bu iþ bitmiþti. Kýzýn ailesi Ferit’le Nesrin’in evlenme isteklerine karþý deðillerdi. Yine de heyecan doruktaydý. Amcasý, yengesi, amca kýzý, halasý ve hala kýzýyla kalabalýk bir gurup oluþmuþtu. Amca kýzý,
Ferit aðabey be, sakýn aklýndan kýzý vermeyecekler diye geçirme. Bu kalabalýðý görenler kýzý vermemeye niyetli olsalar bile korkularýndan verirler. Ferit,
Niyeymiþ o diye heyecanla sordu?
Niye olacak? Vermezlerse zorla alýr gideriz diye. Amca kýzýnýn söyledikleri gülüþmelere neden oldu. Ferit’in eline koca baklava tepsisini verdiler.
Hadi bakalým malýný yüklen. Kýz evine öyle elini kolunu sallayarak gidemezsin. Ferit uzatýlan baklava tepsisini aldý. Yola çýktýlar. Az sonra kýz evine vardýlar.
Kýz evinin tüm ýþýklarý yakýlmýþtý. Belli ki evde çok kalabalýk vardý. Kýz evini de yakýn akrabalar doldurmuþlardý. Gelenlere yer açmak için bir hayli zorlandýlar. Kýzlar çay hazýrlamaya gönderildiðinde, Ferit’in babasýnýn yýllar önce ölmüþ olmasý nedeniyle kýz istemeyi amcasý üstlendi. Nesrin’in anne ve babasý biraz düþünmek için zaman istediler. Kýzýn dayýsý,
Bu iþleri fazla uzatmaya gerek yok dedi. Belli ki kýz da, oðlan da, her iki aile de bu evliliðe taraftar. Uzatýp ta ne kazanacaksýnýz? Elin aðzýna sakýz mý vereceksiniz. Hep beraber peki diyelim, olsun bitsin bu iþ. Danýþmak isteyeceðiniz herkes burada. Sokaktaki adamlara danýþacak deðilsiniz ya. Ferit’i hepimiz tanýyoruz. Pýrlanta gibi delikanlý. Allah herkese böyle damat nasip etsin. Amin diyenler oldu. Dayýsý Ferit’e dönüp,
Kalk oðlum, öp bakayým kayýnvalidenin ve kayýnpederinin elini. Ferit çok þaþýrmýþtý. Kararsýzlýk içinde bocalýyordu. Dayý farkýndaydý. Ýçinden,
Ne kadar utangaç, saf ve temiz bir çocuk diye geçirdi.
Hadi oðlum ne duruyorsun. Öpsene ellerini. Ferit yerinden kalkýp kayýnpederinin önüne gitti. Uzattýðý elini öptükten sonra sýrayla tüm büyüklerinin ellerini öptü. Diðerleriyle tokalaþtý. Odadakilerden genç bir kýz mutfaða gidip çay hazýrlamakta olan Nesrin’e muþtuladý.
Hadi hayýrlýsý, sözler kesildi bile dedi. Nesrin dayý kýzýnýn boynuna sýmsýký sarýlýp sevinçle yanaklarýndan öptü.
Demek oldu ablacýðým, Allah bana bu günü gösterdi.
Hep birlikte Allah tamamýna erdirsin dediler .
                         ***
Nikah ve düðün hazýrlýklarýna hemen baþladýlar. Davetiyeler bastýrýlýp daðýtýldý. Düðün gecesi düðün salonu davetlilere dar geldi. Belli ki komþu esnaflar ve müþterileri de Ferit’i çok seviyordu. Nesrin’in giydiði gelinlik olaðan üstü güzellikteydi. Belki de ileride gelinliði düðünün ihtiþamýyla birlikte anýlacaktý. Davetliler takýdan yana da çok bonkördüler. Adeta birbirleriyle yarýþýyorlardý. Düðün daðýldýðýnda davetliler aralarýnda, geçirdikleri gecenin güzelliðinden söz ediyorlardý. Son konuklar uðurlandýktan sonra gelinle damat kendileri bekleyen plakasý üzerine “evlendik mutluyuz” yazýsý geçirilmiþ arabaya binip arkadaþlarýnýn es kortluðunda evlerine gittiler. Nesrin’in babasý evlerinin önünde onlarý bekliyordu. Kapýyý açtý. Açýlan kapýdan içeri girerlerken kýzýnýn eline bir zarf tutuþturdu. Yatmadan önce açýp bakmalarýný söyledi.
Odaya girdiklerinde önce takýlarý çýkardý. Sonra da babasýnýn verdiði zarfý merakla açtý. Bir sevinç çýðlýðý attý.
Bak Ferit, babam bizim için neler yapmýþ. Elindeki bir tomar parayý ve üzerinde Bodrum’daki kalacaklarý otelin adresi yazýlý olan kaðýdý gösterdi. Kaðýtta ayrýca bir de not vardý. “Size ömür boyu mutluluk dilerken babanýzýn bu naçiz armaðanýný kabul etmenizi rica ederim. Adresteki otelde on beþ günlük bir rezervasyon yaptýrdým ve ücretinin tamamýný ödedim. Balayýnýzý olabildiðince güzel geçirmeniz dileðiyle. Babanýz” diye yazýyordu. Nesrin sevinçle eþinin boynuna sarýldý. Uzun uzun öpüþtüler.
Sabah çok geç saatte uyandýlar. Ferit,
Sevgilim bu balayý hesapta yoktu. Sen valizimizi hazýrlarken dükkanýmýza gidip cama balayýmýz nedeniyle on beþ gün kapalýyýz diye yazacaðým bir kaðýdý asýp geleyim.
Ýyi olur sevgilim.
Ferit geri döndüðünde Nesrin valizi hazýrlamýþ bulunuyordu.
Hay Allah bu valizi hiç düþünmedim. Gidip bir taksi çaðýrýp geleyim diyerek geri döndü. Az sonra bir taksiyle geri döndü. Valizi arabanýn bagajýna koyduktan sonra minibüs garajýna gittiler. Ýlk minibüse bindiler. Saati geldiðinde minibüs hareket etti. Stabilize yolda minibüs çok aðýr ilerliyordu. Yol çam ormanlarýnýn içerisinde uzayýp gidiyordu. Milas düzlüðünü aþtýktan sonra minibüs ormanlýk ve oldukça virajlý bir yola girdi. Yol hiç bitmeyecek gibiydi. Bir virajý döndüklerinde karþýlarýna çýkan kalenin , ününü çok duyduðu Bodrum kalesi olduðunu anladýlar. Nesrin baþýný Ferit’in omzuna dayadý.
Nihayet geldik sevgilim. Ne kadar uzun bir yolmuþ bu. Bana bu yolun sonu gelmeyecekmiþ gibi geldi. Son duraða geldiklerinde bir taksiye binip otelin adresini verdiler. Az sonra oteldeydiler. Yol yorgunluðunu bahane edip odalarýna kapandýlar. Akþam karanlýðý bastýðýnda kalkýp banyo yaptýlar. Karýnlarýnýn iyice acýktýðýmý fark ettiler. Otelden çýkýp sahildeki bir lokantaya gittiler.
Hesabý ödedikten sonra kentin kalabalýk caddelerinde dolaþtýlar. On beþ gün süresince sýcak nedeniyle gündüzleri dýþarý çýkmadýlar. Geceleri geç saatlere kadar gezerek gündüzün acýsýný çýkarýyorlardý. Sayýlý günler çabuk geçer. Göz açýp kapayýncaya kadar geçmiþti çok uzun sandýklarý on beþ gün. Yine bir minibüse binip geri döndüler.
                         ***
Ferit sabah erkenden kalktý. Banyoya girdi. Çýktýðýnda eþinin kahvaltý masasýný hazýrlamýþ olduðunu gördü.
Sevgilim niye bu kadar erken kalktýn. Kahvaltýmý dükkanýmda yapabilirdim.
Öyle þey olur mu sevgilim. Senin olmadýðýn yatak bana diken olur. Sensiz o yatakta nasýl yatarým. Ferit sevgiyle eþine sarýldý. Uzun uzun dudaklarýndan öptükten sonra
Haklýsýn sevgilim, beraber olmadýktan sonra o yatak bana da diken olur. Kahvaltý sonrasý öpüþerek vedalaþtýlar. Nesrin eþine iþlerinin iyi olmasý dileðinde bulundu.
Dükkanýný açtýðýnda ilk iþi camdaki yazýyý çýkarmak odu. Zemini hafifçe ýslatýp süpürdü. Az sonra komþularý dükkana doluþtu. Kutlamalarýn ardý arkasý kesilmiyordu.
Tüm müþterileri sözleþmiþçesine peþ peþe geliyorlardý. Dükkan sanki bir arý kovanýna dönmüþtü. Gelenler hem alýþveriþ yapýyor, hem de evliliðini kutluyorlardý. Bazý kýzlarýn kutlamalarý ise sitemkardý. Akþama kadar birkaç dakikalýðýna bile oturma olanaðý bulamadý. Ayakta duracak hali kalmamýþtý. Dükkanýný kapattýktan sonra yolunun üstündeki pastaneden dondurma aldý. Evine vardýðýnda eþi kapýda karþýladý.
Nerelerde kaldýn. Öðlen yemeðe bekledim gelmedin.
Dükkanýmýz müþterilerimizin akýnýna uðradý. Hiç boþ kalamadým. Ýlk iþim hem evimize, hem de dükkanýmýza telefon için yazýlacaðým. Yeni santral tamamlanmak üzereymiþ. Bu nedenle baðlanma sýrasýnýn çabuk geleceði söyleniyor. Telefonlar baðlandýðýnda haberleþmemiz kolaylaþýr. Hemen mutfaða geçtiler. Nesrin Ferit’in elindeki paketi aldý. Soðukluðundan dondurma olduðunu anladý ve buz dolabýnýn buzluðuna koydu. Yemek boyunca günü nasýl geçirdiklerini anlattýlar. Yemeðin üzerine dondurmalarýný yediler.
Hadi bakalým sen odaya geç, sofrayý toplayýp bulaþýklarý yýkadýktan sonra gelirim.
Boþ ver bulaþýklarý yarýn yýkarsýn.
Acelen ne sevgilim. Önümüzde birbirimize sarýlacaðýmýz uzun yýllar var.
Ama ben seni çok özledim.
Hem çok yorulduðunu söylüyorsun, hem de neler düþünüyorsun. Hadi geç bakayým odaya. Sen dinlenirken ben iþimi yapayým.
Peki sevgilim, sen nasýl istersen öyle olsun.
                              ***
Evlilik yaþamlarýnda birbirlerine olan sevgileri daha da artarak sürüp gidiyordu. Nesrin’in gittikçe þiþen karný mutluluklarýna mutluluk katýyordu.
Bak sevgilim, þuraya bak, nasýl tekmelediðini fark edebiliyor musun? Ferit elini eþinin karný üstüne koyuyor, bir þey hissetmese de eþini mutlu etmek için,
Bak sen kerataya, sana dokunuyorum diye galiba çok kýzýyor. Baksana elimi nasýl tekmeliyor.
Bebeðimiz de galiba senin gibi hareketli olacak. Baksana durmadan tekmeliyor. Ýnþallah babasý gibi yakýþýklý olur.
Tabi kýz olursa annesi gibi güzel olmalý. Aylar birbirini kovaladý. Doðum günü geldiðinde nur topu gibi bir oðullarý oldu. Zaman ne kadar da çabuk geçiyordu. Yýllar birbirini kovaladý. Oðullarý Ýlkay altý yaþýna basmýþtý. Nesrin,
Bak Ferit, oðlumuz ne kadar büyüdü. Yakýnda okula gidecek. Senin gibi de yakýþýklý olacak dedi.
Elbette oðlumuz yakýþýklý olacak. Senin gibi güzeller güzeli bir annesi var.
                         ***
Kenti Ýzmir’e baðlayan çok virajlý ve stabilize yolun alt tarafýnda yeni açýlan yol ulaþýmý kolaylaþtýrýnca kent hýzla geliþmeye baþladý. Modadan haberleri olmayan kadýnlar ve kýzlar, gitme olanaðýna kavuþtuklarý Ýzmir yüzünden modayý takip etmeye baþladýlar. Ferit deðiþimi erken fark edenlerdendi. Her hafta Ýzmir’e gidip piyasaya çýkan tüm yenilikleri dükkanýna taþýyordu. Her yenilik dükkanýnýn daha çok iþ yapmasýný saðlýyordu.
                              ***
Ýzmir’e gitmek için bindiði otobüs týklým týklým doluydu. Kamyondan bozma otobüsün motor kaputu üstünde bile altý kiþi oturuyordu. Oturanlardan biri de sürücünün meslektaþýydý. Birden otobüs alýþýlmýþýn üzerinde bir hýzla gitmeye baþladý. Motor kaputunda oturanlar panik içindeydiler. Yolcular bu aþýrý hýzýn nedenini anlamaya çalýþýyorlardý. Ýçlerinden bazýlarý,
Þoför!!! Þunu yavaþ sürsene diye bas bas baðýrýyorlardý. Otobüsün içinde kulaklarý týrmalayan feryatlar yükseliyordu. Otobüsün freni patlamýþ, otobüs kontrolden çýkmýþ diye baðýrýyorlardý. Þoför,
Sayýn yolcular, panik yapmayýn. Az sonra iniþ sona erecek. Yokuþ baþladýðýnda duracaðýz diyordu ama o gürültü arasýnda kimse söyleneni duymuyordu. Þoför yüksek sesle dua ediyordu,
Allah’ým ne olur þu virajý geçmeme yardýmcý ol. Virajý o hýzla dönmek olasý deðildi. Otobüsün sað tekerleklerini dað tarafýndaki hendeðe düþürüp alt sürtmesiyle durdurmayý tasarladý. Direksiyonu saða kýrdýðýnda, yanýndaki meslektaþý direksiyona sarýlýp otobüsü yola sokmak istedi. O an viraja ulaþmýþlardý. Otobüs o korkunç hýzýyla atmýþ metrelik uçurumdan aþaðýya uçtu. Kulaklarý saðýr eden bir patlama oldu. Otobüsün parçalanan kasasýndan etrafa cesetler uçtu.
Kýrk kiþilik otobüste kýrk sekiz yolcu vardý. O kazada tam otuz dokuz kiþi yaþamýný yitirmiþti. Ölenlerin arasýnda Ferit’te vardý. Kara haber çok tez ulaþtý kente. Kent sakinlerinin yýllarca unutamayacaklarý korkunç bir kazaydý bu. Kent sakinlerinden bir çok ölen vardý. Yürekleri en çok yakan ise Ferit’in ölümü oldu. Herkes genç eþine ve geride býraktýðý yetim yavrusuna yanýyordu.
                              ***
Ferit’in ölüm haberi Nesrin’i periþan etmiþti. Günlerce gözüne uyku girmedi. Aðlamaktan gözleri þiþti. Ölenle ölmek olasý deðildi. O aslýnda Ferit’siz yaþamaktansa ölmeyi yeðleyecekti ama, ah o yavrusu, o güzeller güzeli oðlu olmasa. Yürek yarasý yavaþ yavaþ kabuk baðlamaya baþlamýþtý. Yalnýz baþýna iþletmeyi gözüne kestiremediði dükkaný sattý. Tüm sevgisini oðluna veriyordu.
Dükkanýný satýn alan da genç biriydi. Üstelik bekardý. Nesrin’i dükkanýn devren satýn alýrken tanýmýþtý. Onun güzelliði bir türlü gözünün önünden gitmiyordu. Nesrin’in yarasýnýn iyice soðumasýný beklemeyi yeðledi. Onun için deli divane oluyordu ama, daha yarasý soðumadan onu istetmesi ters bir tepkiye neden olabilirdi.
Dükkaný alalý altý ayý geçmiþti. Bu kadar beklemenin yeterli olacaðý düþüncesiyle Nesrin’i ailesinden istetmeye karar verdi. Yaþlý bir kadýný araya koydu. Kadýn önce Nesrin’in aðzýný yoklayacak, evliliði düþünüyorsa ailesinden isteyeceklerdi.
Yaþlý kadýn beklemeye gerek görmeden Nesrin’e konuk olmaya gitti. Bir süre geçmiþi konuþtular. Sonunda sözü sattýðý dükkanýný alan delikanlýya getirdi. Delikanlýnýn dürüstlüðünden söz etti ve Allah için oðlumuz yakýþýklýda dedi. Nesrin merakla sözü nereye getireceðini bekliyordu. Sonunda dayanamadý,
Haným teyze ha bire dükkanýmý alan kiþiden söz ediyorsun. Bana ne onun yakýþýklýlýðýndan ve iyiliðinden. Dükkanýmý sattým, paramý aldým. O yoluna ben yoluma. Uzatmaya ne gerek var?
Hani ben þöyle düþünüyorum. Daha çok gençsin. Çok ta güzelsin. Eh oðlumuzda iyi çocuk. Senin çocuðuna öz babasýný aratmam da diyor. Onunla evlensen çok iyi olur.
Bak haným teyze, ne ben seni çok iyi tanýyorum ne de sen beni. Ben kesinlikle evlenmeyi düþünmüyorum. Benim aslan gibi bir erkeðim var. O da benim oðlum. Bir koca uðruna oðlumu üvey baba eline teslim etmem. O benim her þeyim, ben de onun hem annesi, hem de babasýyým. Evime bir daha gelme demem bana yakýþmaz. Her zaman gelebilirsin. Ama bir daha böyle bir konuyu açmaman kaydýyla. Yaþlý kadýn umduðunu bulamamanýn ezikliðiyle evden ayrýldý.
Önceleri kendisini evlendirmek isteyenler býkmadan usanmadan belki ikna ederim düþüncesiyle sýk sýk gelip gittiler. Nesrin kimseye açýk kapý býrakmýyordu. Her gelene kesin bir þekilde,
Olmaz. Benim aslan gibi oðlum var Baþka bir erkeðe hiçbir þekilde gereksinim duymuyorum. Bu yüzden bu konuda lütfen beni bir daha rahatsýz etmeyin diyordu. Onun bu kesin tutumundan ümidini yitirenler bir daha Nesrin’in kapýsýný çalmadýlar.
                              ***
     Aradan yýllar geçti. Oðlu Mert kocaman bir delikanlý olmuþtu. Liseyi de iyi derece ile bitirmiþti. Üniversite sýnavlarýna hazýrlandýðýndan sokaða gezmeye ve eðlenmeye zaman ayýramaz olmuþtu. Dershane dönüþü eve kapanýyor ve aralýksýz ders çalýþýyordu. Nesrin oðlunun rahat çalýþmasýný saðlamak için sýk sýk komþu ziyaretlerine çýkýyordu.
Yine böyle bir ziyaretinde komþusu Güler haným,
Ah Nesrin’cim, þu güzelliðinle halen dillere destansýn. Geçenlerde Duranoðlu Mustafa’nýn dükkanýna uðramýþtým. Nasýl oldu bilmiyorum. Senden söz açýldý. Senin için aynen þunlarý söyledi. “Hayraným o kadýna. Güzelliðiyle, haným efendiliðiyle her þeyiyle olabildiðince mükemmel bir kadýn. Niceleri onunla evlenmek istemesine raðmen o çocuðunu üvey baba eline teslim etmemek için hiç birine peki demedi. Artýk oðlu yetiþti. Benimle evlenmesini ikna edebileceðimi bilsem, hemen karýmý boþar onunla evlenirim”
Güler ablacýðým sen ne diyorsun? Yüzdük yüzdük kuyruðuna geldik. Hele oðlum üniversiteyi bitirsin. Birde evlendireyim onu. Belki oðluma ve gelinime yük olmamak için evlenmeyi düþünebilirim. Ama öyle yuva yýkarak deðil. Yaþýma uygun, karýsý ölmüþ, çocuk sorunu kalmamýþ biri karþýma çýkarsa evlenirim.
Duranoðlu çok zengin. Kentimizin bir çok zengini iki kadýnla evli. O iki kadýna deðil beþ kadýna bile yeter. Kýyarsýnýz imam nikahýný. Oðlunu en iyi üniversitede okumasýný saðlarsýn. Allah için Duranoðlu, zenginliðinin yanýnda oldukça da yakýþýklý. Ýyice bir düþün. Aklýna yatarsa hemen aranýza girerim.
Olmaz öyle þey, kendi ikbalim için kimsenin yuvasýný yýkmam.
Ne yuva yýkmasý be kýzým? Sen evin birinci hanýmý olursun, öteki ikinci hanýmý. Zengin adam. Gerekirse ayrý evde oturtur seni.
Hayýr abla olmaz öyle þey. Bunca hiç evlenmemiþlere yýllarca hayýr demiþ bir kadýným. Gidip te evli bir erkeðin ne yuvasýný yýkarým, ne de metresi olurum. Lütfen bana bir daha böyle bir þey açma. Darýlýrým ve bir daha görüþmem seninle.
Tamam kýzým. Tüm söylediklerimi geri aldým. Seni her zaman evime beklerim. Ne olursun darýlma. Nesrin’in söylenenlere caný sýkýlmýþtý. Gitmek için izin istedi. Güler haným kapýya kadar uðurlarken yineledi.
Ne olur kýzým konuþtuklarýmýz aramýzda kalsýn. Sakýn darýlma bana.
Tamam abla darýlmam. Hadi hoþça kal.
                    ***
Gece gözüne uyku girmedi. Binlerce koyun saydý olmadý. Ne yapsa ne etse komþusu Gülten hanýmýn söyledikleri aklýndan çýkmýyordu. Kasýklarýndaki dürtü dayanýlacak gibi deðildi. Yýllardan beri dul yaþamaya alýþmýþtý. Zaman zaman bir erkek özlemi duyduðu oluyordu ama, düþüncelerini oðlunda yoðunlaþtýrýyor ve bu dürtüden kolayca kurtuluyordu.
Oðlunu düþündü. Böyle bir iliþkiye girse oðlunun tepkisi ne olurdu? Oðlu gözlerinin önüne geldi. Oðlunun sen bir fahiþesin. Sen artýk benim annem deðilsin. Lanet olsun sana dediðini duyar gibiydi. Hayýr, hayýr bunca yýl sonra ne oðlunun, ne de kendi tertemiz adýný evli bir erkek uðruna feda edemezdi. Etmemeliyim diye düþünüyordu ama. olmuyordu. Bir an tüm bedenini o yakýþýklý adamýn kollarý arasýnda ezilmekteymiþ gibi hissetti. Sonsuz bir hazla kývranmaya baþladý.
                              ***
Yine uykusuz bir gece baþlamýþtý. Yine tüm bedeni o yakýþýklý adamýn kollarý arasýnda ezilmeye hasretti. Adamlar kýrkýndan sonra azar derler. Bu söz kadýnlar içinde mi geçerli? Ne oluyor bana böyle. Eli elime deðmemiþ, karþýlýklý oturup iki kelime bile konuþmadýðým bu adama karþý bedenimi saran bu korkunç arzu ne böyle. Bu adamla bir iliþkiye girse, bunca yýl namusuyla yaþamýþ olan bu kadýn kýrkýndan sonra azmýþ diyerek beni horlamayacaklar mý? Ýnsanlarýn yüzüme tuuuu sana orospu, utanmýyor musun el kadýnýnýn yuvasýný yýkmaya dediklerini duyar gibiydi.Böyle bir durumla karþýlaþmaktansa kendimi öldürmem daha iyi olur. Hiç olmazsa oðlumun alnýna fahiþenin oðlu damgasý vurulmasýna neden olmam. Bedenindeki dürtülerden kurtulmak için yorganý tepesine çekerek baþka þeyler düþünmeye çalýþtý. Oðlunun üniversiteden mezun oluþunu, gönlüne uygun bir kýzla niþanlayýp evlendirdiðini düþledi. Yine de o kör olasýca dürtülerden bir türlü sýyrýlamýyordu. Elleriyle göðüslerini avuçladý. Göðüsleri ilerleyen yaþýna raðmen dimdikti. Onlara yýllardan beri erkek eli deðmemiþti. Belki de bu yüzden hiç pörsümemiþti. Göðsünü okþayan eller sanki kendi elleri deðildi. Sanki o yakýþýklý adamýn elleriydi. Yaþadýðý bu çileye artýk daha fazla dayanamayacaðýný düþündü. Ýlk iþi o adamla karþýlaþmayý saðlayacak ve her þeyi oluruna býrakacaktý. Ama ne yapýp edecek, bu iliþkiyi sarý samanýn altýndan sarý su yürütür gibi Güler hanýma hissettirmeden sürdürecekti. Güler hanýmýn sezinleyemeyeceði bir iliþkiyi, oðlunun sezinlemesi olasý deðildi.
Duranoðlu Mustafa ile nasýl karþýlaþýp iliþkiyi baþlatabileceðini uzun uzun düþündü. Duranoðlu’nun akar yakýt istasyonu vardý. Evlere gaz servisi de yapýyorlardý. Aklýna parlak bir fikir geldi. Evine gaz sobasý alacaktý. Bunun için de bir varile ve gaza gereksinimi olacaktý. Bir varil satýn almak ve varili gaz ile doldurmalarý için Duranoðlu’na gidecekti. Beyaz eþya satan bir maðazadan karbüratörlü ve mobilyalý güzel bir gaz sobasý satýn aldý. Oðlunun çalýþma odasýna koymak için bir de küçük sade bir soba ile yeteri kadar boru aldý. Maðaza sahibi aldýklarýný hemen evine göndereceðini söyledi.
Adresi yazmak ister misiniz diye sordu? Maðaza sahibi,
Gereði yok haným efendi. Bizim çocuklar kentimizi avuçlarýnýn içi gibi bilirler. En geç yarým saat içinde evinizde olurlar. Sobalarý kurmak istediðiniz yeri elemanlarýma gösterirseniz kuruverirler. Siz kurmak için zahmet etmeyin. Maðaza sahibinin ilgisine teþekkür ettikten sonra evine dönmek üzere maðazadan ayrýldý. Maðaza sahibi bayan müþteriden gözünü ayýramayan müþterisine,
Bu hanýmý tanýyor musun diye sordu.
Hayýr tanýmýyorum ama harikulade bir kadýn. Allah sahibine baðýþlasýn.
Amin diyemeyeceðim. Zira sahibi yok. Yýllar önce eþini o unutamadýðýmýz büyük kazada kaybetmiþti. Kocasýný kaybettiðinde henüz yirmi üç, yirmi dört yaþlarýndaydý. O zamandan bu yana ne kýsmetleri çýktý. Hiç biriyle evlenmeye yanaþmadý. Ben oðlumu üvey baba eline býrakmam dedi de baþka bir þey aðzýndan çýkmadý. Dünya ahret kardeþim olsun. Onca yýldan beri en küçük bir þekilde adý kötü yolda dillenmedi. Hep namusuyla yaþadý.
Yazýk olmuþ bu güzel kadýna. Namýný duyardým ama tanýma fýrsatý bulamamýþtým. Ahlaki yönden çivisi çýkmýþ dünyamýz bunlar yüzünden ayakta durmuyor mu? Ne mutlu böyle bir kýz evlada sahip olana.
Nesrin’in aldýklarý hemen kamyonete yüklendi.
Sobalarý kurmak için yanýnýza bað teli aldýnýz mý?
Arabadan hiç eksik etmiyoruz ki. Her zaman elimizin altýnda bulunur.
Hadi öyleyse biran önce bitirin iþinizi. Zira daha gideceðiniz yerler var. Ehil ellerde sobalarýn kurulmasý on beþ dakika bile sürmedi. Elemanlara bolca bahþiþ vererek uðurladý.
Dershaneden dönen oðlu odasýnda kurulu sobaya çok sevindi. Bundan böyle soðuk havalarda kalabalýk içinde salonda oturup ders çalýþmak zorunda kalmayacaktý.
Sararan yapraklar gelmekte olan kýþýn, soðuk günlerin habercisiydi. Komþularýnýn hemen hemen tamamý kýþ için gereken odun ve kömürü satýn aldýklarý halde o halen kararsýzlýðýný sürdürüyordu. Duranoðlu’nu ölesiye arzulamasýna raðmen, bir türlü iþ yerine gidip te gerekli sipariþi veremiyordu. Onunla kuracaðý iliþki ya ortaya çýkarsa? Birinin görmesi veya hissetmesi, fýsýltý gazetesi aracýlýðýyla tüm kente en kýsa zamanda yayýlýrdý.
Uykusuz bir gece ve bedeninde dayanamadýðý arzular. Çýldýracak gibiydi. Nerdeyse sokaða çýkýp avaz avaz haykýracaktý.
Duranoðlu seni deliler gibi seviyorum. Tüm kent duysun diye haykýrýyorum. Kim ne derse desin, umurumda bile deðil. Yeter ki beni kollarýna al. Öldüresiye sev beni. Düþündüklerinden kendisi bile ürktü.
Böyle bir þey yapsam deli diye beni hemen týmarhaneye kapatýrlar. Sabaha karþý derin bir uykuya daldý. Uyandýðýnda öðlen vakti geçmiþti. Kalkýp banyo yaptý. Çayý demlemek için koyduðu suyun kaynamasýný beklerken saç kurutma makinesiyle saçlarýný kuruttu. Kahvaltý için masayý hazýrladý. Kahvaltý sýrasýnda bile Duranoðlu bir an için bile aklýndan çýkmadý. Masayý topladýktan sonra en beðendiði elbisesini giydikten sonra saçlarýný özenle taradý. Makyajýný her zamankinden daha fazla özenerek yaptý.
Bankadan gazýn bedelini ödemeye yetecek kadar para çektikten sonra Duranoðlu’nun iþ yerine yöneldi. Attýðý her adým onu aylardýr özlemiyle kývrandýðý adama yaklaþtýrýrken kalbi sanki yerinden fýrlayacaktý. Dükkandan içeri girerken bayýlmamak için dualar etti. Adýmýný eþikten içeri atarken derin bir nefes alarak heyecanýný yatýþtýrmaya çalýþtý. Duranoðlu oturduðu koltuktan heyecanla kalkýp yýllardýr hayallerini süsleyen kadýný kapýda karþýladý. Elini uzatarak,
Hoþ geldiniz dedi. Nesrin uzanan ele elini uzattý. Avuçlar sanki birbirlerine kenetlenmiþti. Göz göze geldiler. Ýkisinin de gözlerinde sanki sevgi seli oluþmuþtu. Sanki yýllardan beri böyle bir aný bekliyorlardý.
Duranoðlu’nun oturmasý için gösterdiði koltuða oturdu. Duranoðlu,
Ziyaretinizin nedeni ne olursa olsun. Bana sizi yakýndan görüp tanýmama neden olduðu için minnettarým. Size, izin verirseniz bir þeyler ikram edeyim.
Varsa bir kahve içebilirim.
Varsa ne demek efendim? Emriniz olur. Kahveniz nasýl olsun?
Orta þekerli olsun efendim.
Duyafonun düðmesine basarak çay ocaðýna iki orta kahve söyledi.
Beni olabildiðince onurlandýran ve sevindiren bu ziyaretinizi neye borçluyum?
Þey efendim. Malumunuz kömür sobalarý evlerde büyük sorun yaratýyor. Tutuþturacak odunlarýn ve kömürlerin depolanmasý, küllerini boþaltýp atmasý oldukça külfetli oluyor. Bu yüzden bundan böyle gaz sobasý kullanmaya karar verdim. Bir varil gaz aldým mý uzun süre kullanýrým. Hiçbir kirliliðe de neden olmaz.
Tabi efendim. Variliniz var mý?
Hayýr yok.
Ben hemen evinize ayaklý ve musluklu iki varil gönderip doldurtayým. Variller ayaksýz olursa boþaltmada sorun olur. Demirciye ayaklarý hemen yaptýrtýrým. En geç yarýn variller yerine yerleþtirilir ve doldurulur.
Ýki varilin bedeli bana aðýr gelir. Þimdilik bir tane olsun. Ýleride gerekirse ikileriz.
Aman efendim paranýn ne önemi var. Eliniz ne zaman bolalýrsa o zaman ödersiniz.
Borç yapmayý sevmem de.
Size bir þey söyleyeyim mi? Bu gaz olayý benim sizi böylesine yakýndan tanýmama neden olduðu için size iki varil gaz deðil yüz varil gaz feda olsun.
Neler söylüyorsunuz siz Mustafa bey?
Yüreðimin en derinden gelenleri. Elime bu fýrsat geçmiþken her þeyimi size açýk seçik söyleyeyim. Eðer sizden küçücük bir umut ýþýðý görseydim karýmý hemen boþar ve sizinle evlenmek için kapýnýza dayanýrdým. Güler teyzeyle yoklattým sizi. Hiçbir umut vermemiþsiniz. Ne olur kýrma beni. Ýnan bana, seni ölesiye seviyorum.
Beni çok þaþýrttýnýz Mustafa bey. Ne diyeceðimi bilemiyorum.
Yarýn sabah gaz iþini hallettikten sonra Marmaris’e gidelim. Orada geleceðimiz için uzun uzun söyleþiriz.
Ne olur böyle bir þeyi isteme benden. Elin diline düþmekten korkarým ben.
Hani tereyaðýndan kýl çeker gibi diye bir deyim vardýr. Beraberliðimizi kimsenin ruhu bile duymayacak. Hem duyulsa bile ne olur? Eninde sonunda karýmý boþayýp seninle evleneceðim.
Sakýn öyle bir þey yapayým deme. Aramýzda bir iliþki olacaksa yuva yýkan kadýn olarak tanýnmak ve anýlmak istemem. Israrýnýz üzerine Marmaris’e gitmeyi kabul ediyorum. Ama arkadaþçasýna. Arkadaþ olmak kaydýyla. Her þeyi zamana býrakalým. Biliyorsundur, on sekiz yaþýnda oðlum var. Ýliþkimizi açýða vurup oðlumu kaybetmek istemem.
Sizinle arkadaþ olarak birlikte olmak bile beni mutlu eder. Ýnan bana aramýzdaki arkadaþlýðýn boyutu ne olursa olsun. Hiç kimsenin haberi olmayacak. Yarýn sabah gaz iþi erkenden biter. Bulvar boyunca Marmaris yönüne doðru yürürsün. Uygun gördüðüm yerde seni arabama alýrým.
Bak yine söylüyorum. Sakýn arkadaþlýk ötesinde benden bir þey bekleme
Bende ayný þeyi söyleyeyim. Siz nasýl isterseniz öyle osun.
Tamam anlaþtýk.
                              ***
Sabah erkenden variller getirildi. Önce ayaklar balkona yerleþtirildi. Sonrada variller. Uzatýlan hortumla variller dolduruldu. Ýþçileri beklerken giyinip hazýrlanmýþtý. Ýþçiler gittiðinde evden çýkýp bulvara doðru ilerledi. Yürüyüþünü kentin dýþýna doðru sürdürdü. Önünde bir mersedes durdu. Duranoðlu arabadan inip sað ön kapýyý açtý. Nesrin yüzünü saklamaya çalýþarak arabaya bindi. Tekrar direksiyona geçip arabayý sürdü.
Marmaris’te yazý aratmayan bir hava vardý. Turunç’a doðru yola devam ettiler. Turistik bir otelde indiler. Bir görevli arabayý park yerine çekerken otelin gazinosuna doðru yürüdüler. Mevsim sonu olduðu için gazino oldukça tenhaydý. Denizi iyi görebilecekleri bir masaya oturdular. Mönü listesinden yiyeceklerini seçtiler. Garson sipariþi alýrken,
Ýçki almak ister misiniz diye sordu. Nesrin,
Hayatýmda içki içmedim. Nasýl bir þey olduðunu bile bilmem. Bu yüzden seçimi sen yap dedi. Duranoðlu,
Þarap hafif bir içkidir. Ýçimi de hoþtur. Þarap içelim dedi. Az sonra garson tarafýndan masa yiyecekleri ve içecekleriyle donatýldý. Yemek sarasýnda kadehler þerefe diye peþ peþe kalktý. Nesrin Duranoðlu’nun bacaðýnýn bacaðýna temas etmesinden dayanýlmaz bir haz duyuyordu. Az sonra bacaðýnda gezinen el heyecanýný doruða çýkardý. Elini bacaðýný okþayan elin üstüne koydu. Eli okþamaya baþladý.
Garson olanlarýn farkýndaydý. Yanlarýna gelip bir istekleri olup olmadýðýný sordu. Kendileri için deniz gören en güzel odayý ayýrttýðýný söyledi. Göz göze geldiler. Duranoðlu,
Ne dersin sevgilim dedi. Nesrin’in tüm bedeni alev alev yanýyordu. Kendini sevdiði adamýn kollarýna atmak için daha fazla bekleyecek hali kalmamýþtý. Heyecandan kýsýlmýþ bir sesle,
Sen nasýl istersen sevgilim dedi. Yedikleriyle yetinip numarasý bildirilen odaya çýktýlar. Seviþirlerken geçip giden zamanýn farkýna bile varmamýþlardý. Nesrin bir ara karanlýðý fark etti.
Eyvah dedi. Gece olmuþ haberimiz yok. Oðlum çoktan eve dönmüþtür. Ne olur kalkalým artýk. Hemen giyinip çýktýlar. Hesabý ödedikten sonra park görevlisinin getirdiði arabaya binip yola çýktýlar. Kentin karanlýk bir sokaðýnda Nesrin arabadan indi. Onca karanlýða ve tenhalýða raðmen sanki tüm kentin gözleri kendi üzerindeydi. Eve döndüðünde oðlu merakla karþýladý.
Anne nerede kaldýn bu saate kadar. Meraktan öldürecektin beni.
Arkadaþlardaydým. Oyuna daldýk. Zamanýn nasýl geçtiðini anlamamýþým.
Ama anne sen oyun bilmezsin ki.
Öðrendim oðlum öðrendim.
Hayret bir þey duyda inanma.
Neden oðlum? Oyun oynamasýný öðrenmek o kadar kolay ki. Tüm bedenini oynadýðý oyunun heyecaný sardý. Kuþkulanýr gibi oldu. Ýçinden,
Acaba bir þeyler mi sezinliyor diye geçirdi.
Ne olur anne, böyle geç kalacaðýn günlerde bana haber ver ki meraktan ölmeyeyim.
Tamam oðlum haber veririm.
                              ***
Beraberlikleri sýk sýk yineleniyordu. Her buluþma ve beraberlik onu gittikçe kaþarlanmýþ bir davranýþa sokuyordu. Artýk iliþkilerinin açýða çýkmasý utandýrmýyordu onu. Vicdanýndaki sýzýyý benim de sevmeye hakkým yok mu söylemiyle yok etmeye çalýþýyordu. Duranoðlu’yla adý iyiden iyiye dillenmiþti. Kadýnlar iliþkiyle ilgili dedikodu yaparlarken,
Ne oldu bu güzeller güzeli ve olabildiðince namuslu kadýna. Þeytan mý aklýný çeldi diyorlardý? Kimileri,
Gözlerimle görmesem beraberliklerini, kesinlikle söylenenlere inanmazdým. Gözlerimle gördüðüm için inanýyorum diyordu.
Oðlu da bu iliþkiyi sezmeye baþlamýþtý. Dayanamadý sonunda.
Anne söylenenler doðrumu? Sen Duranoðlu’nun metresi mi oldun?
Ne diyorsun sen oðlum. Nereden çýkardýn bunu?
Duranoðlu ile olan iliþkinizi herkes biliyormuþ anne.
Herkes yalan söylüyor.
Keþke anne, keþke söylenenler yalan olsaydý. Ama ateþ olmayan yerden duman tütmez derler.
Ne diyorsun sen oðlum? Yoksa annenin namusundan þüphe mi duyuyorsun?
Evet anne. Yalnýz þüphe duymuyorum. Gerçeði yüzüne haykýrýyorum. Yapmayacaktýn bunu anne, yapmayacaktýn. Namus uðruna sana kýyamam anne. Ne olur bu kenti terk edip gidelim anne. Üniversiteyi Ýstanbul’da okuyacaðým. Satalým burada neyimiz varsa. Taþýnýp Ýstanbul’a yerleþelim.
Buradan taþýnmamýz dedikodularý haklý çýkarmaz mý?
Ne dedikodusu anne. Konuþanlar gerçeði konuþuyor.
Peki oðlum. Sen hele Ýstanbul’a yerleþ. He demekle satýlmaz bunca mal. Satýþ iþleri tamamlandýðýnda ben de Ýstanbul’a taþýnýrým.
Ne olur anne o adamdan uzak dur. Adýnla alnýma kara bir damga vurma.
Ben senin alnýna kara damga vuracak hiçbir þey yapmadým oðlum. Ýnan bütün dedikodular yalan.
Ýnþallah anne dediðin gibidir.
                         ***
Ýlkay, Ýstanbul’da hiç huzurlu deðildi. Aklý fikri annesindeydi. Söylenenler mi doðruydu, yoksa annesinin söyledikleri mi? Ya annesi için söylenenler doðruysa? Ya annesi yokluðundan yararlanarak alenen o adamla düþüp kalkýyorsa? Elinden hiçbir þey gelmediði için içi burkuldu. Eðer annesi Ýstanbul’a taþýnmazsa söylenenlerin tümünün gerçek olduðuna inanacakta. Bu durumda ne yapabilirdi. Namus uðruna deyip annesinin canýna kýyamazdý. Böyle bir durumda kendi hayatý da kayardý. Kararýný verdi. Eðer annesi Buraya taþýnmazsa doðup büyüdüðü o kente bir daha gitmeyecekti. Babasýndan payýna kalanlarý satacak ve o kentle tüm baðlarýný koparacaktý.
                         ***
Nesrin oðlunun yokluðundan yararlanarak Duranoðlu’ndan hiç ayrýlmaz olmuþtu. Duranoðlu evine serbestçe girip çýkýyordu. Komþularýnýn meraklý bakýþlarýnýn üzerlerinde olmasýna aldýrmýyorlardý.
Bir sabah erkenden arabalarýna binip Marmaris’e hareket ettiler. Sahildeki gazinoda yiyip içtiler. Sýk sýk ta denize girdiler. Duranoðlu içkiyi bir hayli fazla kaçýrmýþtý. Nesrin,
Hayatým bu gün çok içki içtin. Gördüðüm kadarýyla bir hayli sarhoþsun. Bu gece otelde kalsak daha iyi olmaz mý dedi? Duranoðlu,
Merak etme hayatým, ben alkollü olduðumda daha iyi araba kullanýrým.
Hadi caným, sarhoþluk arabacýlýða benzemez diye bir söz vardýr. Senin kullanacaðýn at arabasý deðil, otomobil.
Hadi gel bak araba nasýl kullanýlýr gör. Yahu benim nerem sarhoþa benziyor. Baksana çaký gibi ayaktayým diyerek arabaya doðru yürüdü. Arabanýn kapýsýn güçlükle açtý. Girip oturdu. Nesrin’e,
Hadi orada sallanýp durma. Niye gelip binmiyorsun? Nesrin isteksiz adýmlarla gidip arabaya bindi.
Hayatým ne olur hýzlý sürme. Bu halinle bir kazaya kurban gideriz diye ödüm kopuyor.
Sen Duranoðlu’na güven hayatým. Duranoðlu bu yollarda gözleri kapalýyken bile gider.
Hareket ettiler. Yoldaki virajlar Duranoðlu’nun sarhoþluðunu daha da arttýrmýþtý. Ýniþe geçtiklerinde sanki araba kontrolden çýkmýþtý. Ha bire hýzý artýyordu. Nesrin korkuyla baðýrdý. Mustafa sen ne yaptýðýný sanýyorsun. Bu araba sanki yolda gitmiyor, uçuyor. Duranoðlu gözlerini aralamaya çalýþtý. Sanki göz kapaklarýna kilolarca kurþun yapýþtýrýlmýþtý. Bir türlü gözlerini açamýyordu. Birden araba yoldan çýktý taklalar atarak çay yataðýna doðru uçtu. Gecenin ilerlemiþ saatine raðmen turizm mevsimi olmasý nedeniyle gelen geçen eksik deðildi. Bir arabanýn taklalar atarak çay yataðýna doðru uçtuðunu gören sürücüler arabalarýný yol kenarýna park ederek uçan arabanýn yanýna koþtular. Araba fena halde ezilmiþ ve içindekiler ezilen saclarýn arasýnda iyice sýkýþmýþlardý. Elle çýkarýlmalarýna olasýlýk yoktu. Alo 154 ü aradýlar ve görevliye durumu anlattýlar. On beþ dakika içinde polis arabasý ve ambulans geldi. Az sonra da belediyenin itfaiye aracý geldi. Sýkýþtýran saclarý bulduklarý kalýn bir odunla kanýrtarak açmaya çalýþtýlar. Nesrin kaza anýnda yaþamýný yitirmiþti. Duranoðlu’nda ise yaþam belirtileri vardý. Ýkisini de arabadan çýkarýp ambulansa koydular.
Duranoðlu günlerce komada kaldý. Bel kemiðindeki kýrýklar ve ezikler yüzünden tam olarak iyileþemedi. Bu nedenle tekerlekli sandalyeye mahkum oldu. Nikahlý eþi onu hiçbir zaman yalnýz býrakmadý. Eþiyle göz göze geldiklerinde eþinin gözlerine bakamaz oldu. Eþinin kendisine gösterdiði ilgi ve sevgi onun vicdanýný oldukça derinden yaralýyordu.
                              Özcan Nevres 05 Ekim 2001 Cuma
                                        SÝLÝVRÝ

                    






Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn Ýronik kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Çýldýrtan Aþk
Karýsýndan Çok Çekmiþti
Aykýrý Aþklar
Cani Sevgililer
Bahadýr Delikanlý
Kasçak Kuþ
Aþýk Mucidin Sonu
Bir Yalnýz Adam

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Muhabbet Kuþlarý Nasýl Üretilir
Onu Ölesiye Sevmiþti
Severek Ayrılalım
Mutluluðu Ölümü Ararken Buldu
Mustafa Efe
Bir Zamanlar Ben De Politikacýydým
Neden Terk Ettin
Baðýmsýz Aday Deli Osman
Güz Gülleri Gibi
O Yalancının Biriydi

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Acýlarla Yaþamak [Þiir]
Özleyiþ [Þiir]
[Þiir]
Bir Dosta Mektuplar 1 - 12 [Þiir]
Sevgiliye [Þiir]
Seni Düþündüm Yine [Þiir]
Alýn Götürün Beni Dalgalar [Þiir]
Ah Bu Sensizlik Yok Mu [Þiir]
Bir Rüzgardýr Yaþamak [Þiir]
Uyan Be Memet [Þiir]


Özcan Nevres kimdir?

1958 de gazetecilige basladim. O zamandan beri yazmaktayim.

Etkilendiði Yazarlar:
Yaþar Kemal, Ümit Yaþar Oðuzcan Fazýl hüsnü Daðlarca


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Özcan Nevres, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.