Geçmiþte kalmýþ bir masal kadar güzel, kült olmuþ bir roman kadar da aðýrsýn benliðimde. Sýrtýmda taþýdýðým bir yüksün. Aslýnda sýrtýmda deðil de kalbimin o ta derinliklerine gömülü bir belasýn sen. Gömdüðümü çok iyi biliyorum. Yasýný da tuttum belki bilemiyorum. Öyle aðýr bir yüksün iþte. Aslýnda zihnimin hiçbir köþesinde yoksun. Tamamen silmiþim seni. Sadece ufak bir tortu kalmýþ. Üzüntü namýna. Kendimi kandýrýþým mýsýn bilmiyorum. Kalbimin üstünde tonlarca yük var. Kendimi her toparlamaya kalkýþýmda aðýrlýðýndan gözüm korkup hemen vazgeçiþ pozisyonuna geçiriveren yük bu. Bu sebeptendir bu kadar daðýnýk olmam her daim. Kollarýmda taþýdýðým yükü indirdikten sonra kollarým titrer. Aðýrlýðý býrakmanýn verdiði þaþkýnlýktandýr titreme. Belki de bu titremeyi yüreðimde yaþamak istemediðimden bir türlü býrakamýyorum yükümü. Alýþmýþým taþýmaya týpký bir eþek gibi. Sanki indirince o titreme hali bende hüküm sürecekmiþ gibi geliyor. Garip. Ýnsan sonrasýndan bu kadar korkar mý? Gözüm çok korkmuþ belli. Zamaný gelince elbet býrakacaðým yükümü. Ama o zamana kadar aðýrlýðýmý taþýyacaðým bir eþek gibi. Hiç yüksünmeden. Görevimmiþ gibi.