Gözlerinin Kıyılarında Büyümek Öylece
Devrildim öylece..
Kalbimin sağına seni,
Soluna hayatı alıp özledim öylece..
Sonra da sana sarılırcasına cümlelere sarıldım.
Cümleler aktıkça yüreğimden..
"Yarın 2026'ya giriyoruz. Demek ki hala 'yeni bir yıl, yeni bir ben' diyecek kadar safız." - Mark Twain"
"Yarın 2026'ya giriyoruz. Demek ki hala 'yeni bir yıl, yeni bir ben' diyecek kadar safız." - Mark Twain"
Devrildim öylece..
Kalbimin sağına seni,
Soluna hayatı alıp özledim öylece..
Sonra da sana sarılırcasına cümlelere sarıldım.
Cümleler aktıkça yüreğimden..
Hepiniz kitap okumayı çok seviyorsunuz eminim.Okumadan, uygulamadan, deneyimlemeden dolunmaz ki.Dolmadan yazılmaz.Düştüyse okuma ve yazma aşkı... durulmaz durdurulamaz...
Saygı ve sevgilerle...
Film izliyoruz 3 yaşındaki çocukla, bana bu anılar eşlik ediyor...
Zaman ne çok geçmiş diye düşünüyorum ne çok yaşamışım, ne çok yaş almışım ve ne çabuk geçmiş ve ne büyük bir hızla..
Gaye Boralıoğlu
Kadın sever zaten renkleri!
Ama renklerini ondan calmazsan ADAM!
Biz hayvanız, anlarız. Sevginizi, nefretinizi daha pek çok şeyi. Depremleri önceden sezeriz ama nedensiz ve zevk alırcasına atılan bir tekmenin nereden ne zaman geleceğini sezemeyiz. Lütfen bizi koruyun, incitmeyin, bize zarar gelmesine engel olun. Hepinizi çok seviyoruz biz
2000li yıllar Türk toplumu için yeni ve farklı oluşumları hazırlayan ve bu oluşumlara geçit vermek üzere birtakım olumsuzlukların yaşandığı yıllar olarak hatırlanacaktır. Ta ki 2002de yapılan seçimlere kadar
Yalnızlık bir yağmura benzer,
Yükselir akşamlara denizlerden
Uzak, ıssız ovalardan eser,
Ağar gider göklere, her zaman göklerdedir
Ve kentin üstüne göklerden düşer.
Paradoks olan ne?
Eğer beni gerçekten seviyorsan,şimdi kendini bu uçurumdan atarsın.
Attım gitti. Atmamak paradoks olurdu, hem sev hem de ispatlayama, olmaz!
Paradoks sözcüğü benim en sevdiğim sözlerden bir tanesi.
Eski yunancada dóxa sözcüğünden kaynaklanır ve aynı kökenli dógma sözcüğünün
BAYRAM
Bayramlar ilk önce çocuklara gelirdi. Heyecanıyla, saflığıyla, güzelliğiyle tüm merakıyla.
Onlardan anlardınız bayramın önemini, tadını, ruhunu. Küçükler ve annelerinin gözünde bir
türlü büyümeyen küçükler de dâhil.
Dostoyevski kadar yalnız olmaya imrenirim her zaman...
Kedinin miyavlaması, köpeğin havlaması, öküzün böğürmesi, çakalın uluması bize ne denli olağan geliyorsa, eşeğin anırması da o denli olağandır. Olağan olmayan, kişinin ileri sürdüğü bir tez ve ya gerçekleşmesini öngördüğü olasılıkların beklediği gibi gerçekleşmemesi durumunda edebileceği yüzlerce yemin ve üstlenebileceği vebal olduğu halde, ‘ Taksim’ de anırma’ ya
okey masasında oturan genç,nasıl ideolojik katil olabiliyor
Ercan Kesal