İlk Okul Günü
Annemin beni terk edip, o soğuk sınıfta tanımadığım bir sürü ağlamaklı yüz ile başbaşa bırakmasıyla, bir daha çıkmamak üzere yerleşti içime terk edilme duygusu
"Yarınlar, bugünün dünden kalma artıklarıyla beslenir. Afiyet olsun!" - Terry Pratchett"
"Yarınlar, bugünün dünden kalma artıklarıyla beslenir. Afiyet olsun!" - Terry Pratchett"
Annemin beni terk edip, o soğuk sınıfta tanımadığım bir sürü ağlamaklı yüz ile başbaşa bırakmasıyla, bir daha çıkmamak üzere yerleşti içime terk edilme duygusu
Mektuplar…Asla vazgeçemediğim bir anlatım biçimi. Zarfa koyup gönderilecek bir adres olmadan, babama yazıyorum , size belki de, ama herkesden önce kendime sanırım..
Kalabalığın içindeki yalnızlıklar...
Fotoğraf; Yunanca, ışıkla yazmak. Bir ressamın boyalar ve tuvalle yarattığını, yaşamdan kesitle, ışıkla ve makineyle yaratmak. Kişisel, aile albümü dışında, dünyanın albümünü yapmanın peşinde olandır fotoğrafçı.
Ama şimdilik hapis olmak zorunda orda. İnsanların emanete hiç saygısı kalmamış.Bir gün belki geri vermek zorunda kalırım diye düşünmeden o kadar hoyratça kullanılmış ki…Kanamayan tek bir yer kalmamış.Biraz onarayım,besleyeyim.Sonra birkaç yüzyıl uyuyayım…Belki,belki uyandığımda insanlar değişmiş olur.Sevmeseler bile belki sevgiye saygı duymayı öğrenmiş olurlar.Kim bilir.
Bir uyuyayım
Pedallara önce benim ayaklarım değdi. Ayaklarım dediysem, yani parmak uçlarım. Bisiklete binmek sadece benim hakkımmış gibi sahiplendim onu.
Kendi içinizde bir yolculuk yapmaya çıkarsanız , önce beyninize misafir olmayı deneyin.Çok şaşıracaksınız.
80 darbesinin toplum üzerine saldığı korku canavarı ve yine 80 darbesi sonrası uygulanan kalkınma programlarıyla ülkeye dayatılan neo-liberal politikaların etkisiyle toplum içinde insan yabancılaştı, yabancılaştırıldı. Hayatta tek başına bırakıldı.
Kendisinden dahi güven duymayan, para uğruna her şeyi yapabilen bir insan kuşağı yetiştirildi. Vicdanı benliğinin yeni düzenin
Anlar unutulmasın diye, sarı sayfalarda çoğaltıyorum onları... Gözyaşlarımı sayfa altlarına ekleyip kurumaya bırakıyorum sonra da... (1)
Rüzgar kaldırır benlerimizi havalara omuzlarımıza yeniden takarız büyük adam apoletini. Yanıp söner vitrinde ışıklar maskeli baloda olduğumuzu bile bile hep beraber yürürüz.
Serin bir hava vardı. Belki herşey için çok geç, belki de herşeyin yeni bir başlangıcıydı. Soğuk esintiyi iliklerine kadar hissetmek ve bilmek bişeylerin değişik bir yöne doğru ilerlediğini umarsızca... Ne yapmalı?!??
Aslında ne garip belki de milyonlar