Bilinmezlerde Kaldım
Yine cay koydunmu geç vakitte üsenmeden
Yaninda birde sigara yak bitmeden
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
Yine cay koydunmu geç vakitte üsenmeden
Yaninda birde sigara yak bitmeden
Zarif bir çiçeğin renklerinde kırmızı dudakların vardır. Bahar dudaklarında şen şakrak kahkahadır. Güldüğün kadar mutlusundur, ağladığın kadar esir. Bırak koyuver gözyaşlarını, sevgilinin adı silinip gitsin. Seni güneşe muhtaç eden, gece karanlığında yıldızlara esir eden sevgili tüm yağmurları yüreğine doldurup da, sana üşüme bırakırsa, uzattığın ellerini geri çek.
Birini, birşeyleri feda etmeden sevmekten daha büyük mutluluk ne olabilir ki .Acıyorum sevmeden ölmek zorunda kalanlara. ag
Saçlarımın rüzgarda dağılışı yalnızlığımdı. Çünkü bir daha toplayamamacasına karanlığa kaptırdım siyah saçlarımı. Gündüz seni düşünürken saçlarımı yoldum. Gece yolduğum saçlarımı karanlığa kaptırdım. Ne yıldız düşürdün saçlarıma ne de gözlerimde mehtap ışıltısı verdin. Sen sadece kendini sevdin.
Ele gecirir bedenini heybetli bir ofke... Once bir guzel kendi kendine soylenirsin... Sonra da ona soylenirsin... Sonra tekrar kendine ve sonra tekrar ona...
Devam ediyorum dusunmelere. Nedense ben hakliyim gibime geliyor. Zaten ayriliklarda herkes kendince haklidir ama bu sefer gercekten ben hakliyim. Belki de kendimce...
Bir dağın uçurumunun ucuna dökülen bir damlasın. Düşsen dağ hiçbir şey kaybetmeyecek. Yerinde kalsan kuruyup kaybolacaksın. Bir hiçsin güzellik dolu kabalığın içinde. Bir katedraldeki en ve boysun; düzlem ve yüzeysin. Sınırlısın ve pek tabi ki üçüncü boyutsun. Derinliksin yani. Oysa bir katedralin sınırları olmamalı. Sonsuzluğu aradığın yer üç
Ve dostun sarf ettiği her söz, yüreğinize ve ruhunuza merhem kabilindendir.
Yerine göre dostun attığı gülün taş, taşın gül mesabesinde olması da dostluğun bir cilvesidir demek lazım gelir.
Yine bıraktığım gibi simsiyah mı saçların
Dışarı çıkarken taktığın beren duruyor mu
Ya elinden çekmediği kalmayan telefonun
Yenisini aldınmı yine
İşte AŞK da öyle sarar yüreği. Tıpkı sarmaşık gibi var olan en özel duyguyu emer ve güçlenir. Sevgidir bu duygu. İnsanın doğasında ruhunu besleyen tek kutsal duygudur. Aşk onu emer de emer. Beslendikce büyür girdiği yürekte.
Bir gün sormuşlar alp erenlerden birine: -Sevginin sadece sözünü edenlerle onu yaşayanlar arasında ne fark vardır? -Bakın göstereyim, demiş o yiğit adam.
Aşk dediğimiz bu müthiş duygunun gönlümüzün meşherinde hiçbir şeyin teferruat ve gereksiz olmadığını daha iyi anlıyorum...
İnsanlara zulmeden diktatörler, kim olursanız olun, milliyetiniz ne olursa olsun, sizleri cehennemde görmek için can atan milyonlarca mazlum ve masum insan sabır ile bekliyor hem dünyada hem de ahrette...
Bir şairin en güzel dizesini çalarsın, yerine sevgilini koyarsın, çaldığın dizeyi sevgilinin kulağına fısıldarsın, biraz da gözyaşı geçişli gülümseme: aşk-ı şahane…
Aşk, sevişmelerden kalan hüzündür…
Aşık mı olacaksın; diğer tüm dertlerini çareleriyle birlikte unut…
İçinde bulunduğumuz şu mübarek günlerde, dünyanın her tarafında kan ve gözyaşı var. İnsanlarda ki merhamet ve sevgi duyguları rafa kalkmış durumda. Eminim ki Yüce Tanrı olup bitenleri dikkat ile izliyor, bundan kimsenin şüphesi olmasın. Ancak bunların, yani insanlıktan uzak olanların bir kısmı hemen cezalandırıldığı halde, bir kısmına da