Bana Senı Anlatsana
																													Tut kaldir ellerinle ellerimi topraktan  
 Her sonbaharda ayrılırmış ağaç yapraktan
																											
"Gelecek, eskiden ne güzeldi, şimdi ise sadece bir sonraki teslim tarihi." – Woody Allen"
"Gelecek, eskiden ne güzeldi, şimdi ise sadece bir sonraki teslim tarihi." – Woody Allen"
																													Tut kaldir ellerinle ellerimi topraktan  
 Her sonbaharda ayrılırmış ağaç yapraktan
																											
ey sevgili senin eteğinin küçük bir parçasını parisin tüm giyim mağazalarına değişmem. eyfel kulesi, nasıl parisin göbeğine vurulmuş bir şaheser ise, izin ver ey sevgili göbeğinin tam ortasından seni öpüşüm de aşkımızın şaheseri olsun. ey sevgili çin işkencelerin geçerken bile seni unutamamaktayım. bütün çin ayaklar altına alsa bile
																													Yeraltı suları gibi çıkmak istiyorum, duygu kapalılığından. Yüreğiminin çatlaklarından duygularımı fışkırtmak istiyorum. Ey sevgili bundan cesaret alıp yanımda çiçek olmaya kalkma. Seni sıcak sular gibi haşlarım. Eğer sevgime denk olmak istiyorsan bir dağ gibi çık karşıma. Aşkım diye bağırdığımda aynı tonda ve yakıcılıkta sesim yankılansın yanımda.
																											
Yakın zamanda takip ettiniz basından da, bir profesör bir doçentin hayatına son verdi. Bunlar göz önünde olan ve topluma örnek olması gereken insanlar iken hele de yaptıklarına bir bakın. Paylaşamadıkları bir kadın mı ya da maddiyat mı, para mı pul mu? Sanmıyorum aslında bunların hiç biri değil, dizginleyemedikleri
																													Bugün yüreğimizin giysisi nedir diye düşündüm de? Hep oradan çıktı mesele. Düne kadar yüreğimizden sevgi eksilirse çıplak kalırız gibi düşünüyordum, bugün farklı. Neden mi? İşte o ilk davranışımız ya da duygumuz ağlamak, tüm düşüncelerimi değiştiriverdi!
																											
																													Yanlış anlaşılmaları düzeltmek için, iletişim kurmaya çalışıyorum karşıdaki kişiyle. Telefon etmek istiyorum. ona. Ya meşgul oluyor ya da çağrılarıma cevap vermiyor. Aradaki mesafe, söz anlamında kilometrelerce büyüyor. Yan yana hiç gelemediğimiz için, nerede ve nasıl yaşadığımı bilmiyor. Onun yaşamını bildiğim için, telefonda konuşurken acılarını hissedebiliyorum.
																											
																													Biliyordu, yine cevap gelmeyecekti ama bir kez daha yazdi. Bir kez daha satirlara doktu hislerini. Iki dakika gecmeden her zamanki gibi son gorulme yazisi ekraninda belirdi. Sasirmamisti ama incinmisti.
																											
																													Kötülüklerden etkilenmeyen,koruması olmayan,yoksul ama mutlu bir yaşam süren sadece gariban çöpçü idi.Herkes bunu nasıl başardığını merak ediyordu.O da anlattı:
																											
																													hayallerde gölgeni  
 rüyalarda sevgini  
 umutlarda sevdanı yaşadım  
 müneccimin gelecek dediği melek  
 senden önce aldığım her nefeste  
																											
																													Birini, birşeyleri feda etmeden sevmekten daha büyük mutluluk ne olabilir ki .Acıyorum sevmeden ölmek zorunda kalanlara. ag
																											
																													Ele gecirir bedenini heybetli bir ofke... Once bir guzel kendi kendine soylenirsin... Sonra da ona soylenirsin... Sonra tekrar kendine ve sonra tekrar ona...
																											
																													Devam ediyorum dusunmelere. Nedense ben hakliyim gibime geliyor. Zaten ayriliklarda herkes kendince haklidir ama bu sefer gercekten ben hakliyim. Belki de kendimce...
																											
																													Bir gün sormuşlar alp erenlerden birine: -Sevginin sadece sözünü edenlerle onu yaşayanlar arasında ne fark vardır? -Bakın göstereyim, demiş o yiğit adam.
																											
																													Ve dostun sarf ettiği her söz, yüreğinize ve ruhunuza merhem kabilindendir.  
 Yerine göre dostun attığı gülün taş, taşın gül mesabesinde olması da dostluğun bir cilvesidir demek lazım gelir.
																											
																													İşte AŞK da öyle sarar yüreği. Tıpkı sarmaşık gibi var olan en özel duyguyu emer ve güçlenir. Sevgidir bu duygu. İnsanın doğasında ruhunu besleyen tek kutsal duygudur. Aşk onu emer de emer. Beslendikce büyür girdiği yürekte.
																											
																													Aşk dediğimiz bu müthiş duygunun gönlümüzün meşherinde hiçbir şeyin teferruat ve gereksiz olmadığını daha iyi anlıyorum...
																											
																													İnsanlara zulmeden diktatörler, kim olursanız olun, milliyetiniz ne olursa olsun, sizleri cehennemde görmek için can atan milyonlarca mazlum ve masum insan sabır ile bekliyor hem dünyada hem de ahrette...
																											
Sunay Akın
 
					 
				