Prof. Dr. İsa Kayacan
’Hasan Hüseyin ve Güldali’nin çocukları olarak, 20 Eylül 1943 tarihinde Burdur'un Tefenni İlçesi'ne bağlı Ece Köyü'nde doğdu. İlk şiiri Nisan 1956’da, ilk yazısı 24 Ocak .........
’Hasan Hüseyin ve Güldali’nin çocukları olarak, 20 Eylül 1943 tarihinde Burdur'un Tefenni İlçesi'ne bağlı Ece Köyü'nde doğdu. İlk şiiri Nisan 1956’da, ilk yazısı 24 Ocak .........
yazımız edebiyatımızın özgün şairlerinden üstad necip fazıldaki anne unsurunu açıklamak
Evet, insanı diğer varlıklardan farklı kılan temel unsur ondaki kalp ve kafa münasebeti, kalbi hayatı ile bir taraftan melekût âlemini imrendiren, bazen çalışma ve cehd ile bazen de ilham esintileri ile varlık âleminin sırlı koridorlarına dalan, makro ve mikro âlemin muhteşem nizamını gözler önüne serip ve bu suretle,
1930’lu yıllarda, ekonomik destek olsun diye, Vali ve Belediye Reisi Muhiddin Üstündağ'ın girişimi ile Konservatuvar'da görevlendirildi. 1940’lı yıllarda doktoru olduğu kadar dostları da olan Mazhar Osman ve Rahmi Duman'ın aracılığı ve Valiliğin oluru ile Bakırköy Akıl Hastahanesi'nin 21 nolu koğuşu ona ayrıldı. İstediği zaman gelir, yatar, dinlenir ve
Ölüm bir güzel insanı daha aramızdan ayırdı. 21 Haziran 2008 tarihinde Trabzon’un önemli söz üstatlarından biri olan Hüsnü Mustafa Tomaç’ı kaybettik. Mustafa Tomaç Ağabeyin 1934 senesinde Trabzon’un Beştaş(Kanliga) köyünde başlayan hayat yolculuğu 21 Haziran 2008 tarihinde son buldu. O da her nefis gibi ölümü tattı. Bizler de günü
Türk halk edebiyatı henüz tam anlamıyla keşfedilmemiş büyük bir kültür hazinesidir. Bu büyük kaynaktan tam anlamıyla haberdar değiliz. Bu muhteşem şiir konağında geçmişten günümüze kadar binlerce halk şairi konaklayarak on binlerce şiir söylemiştir. Bu şiirler sözlü gelenekle bugünlere geldiği için çoğu değişmiş veya kaybolmuştur. Günümüzde halk şiiri geleneği
Zamanın nelere gebe olduğunu hiçbirimiz bilemeyiz. Bugünkü konumumuz bizi ne aşırı derecede gururlandırmalı ne de ümitsizliğe sevk etmelidir. Düşmez kalkmaz bir Allah’tır. Yarınların renginin siyah mı, beyaz mı olacağı bugünden kestirilemez. Bizler büyük bir gayretle ve iyi niyetle yarınlarımızı bugünden imar etmenin gayreti içerisinde olmalıyız. Biz elimizden geleni
“Tanrı bir sanıdır: ama ben isterim ki sizin sanınız, düşünebilenle sınırlı olsun!” diyerek feryat eder Nietzsche ve insanın Allah karşısındaki aczini bir kez daha itiraf eder. Bir sanı olduğunu gördüğü Tanrıyı öldürüp yerine hakiki Allah inancını yerleştirmek bir yana, Nietzsche, çok daha büyük bir megalomani komasına girer...
Cahit Külebi'ye çok şey borçlu olduğumuza yakinen inandığım için, Onu yeni kuşaklara layıkıyla anlatmayı ve unutturmamayı boynumun borcu olarak addediyorum...
Sayıları çok az olan, çağımızın alperenlerinden biri daha göçtü dünyamızdan… Türkiye’nin ilk atom mühendisi Prof. Dr. Ahmet Yüksel Özemre’den bahsediyorum. “Âlimin ölümü âlemin ölümüdür” demişti Resulullah Efendimiz… Bu söz ne kadar da doğrudur. Gerçekten de âlimler âleme ışık saçıyorlar. Onlar göç edince âlem karanlıkta kalıyor. Rahmet-i Rahman’a göç
Harf inkılabı sonrasında bir tane dahi tercüme Kur’an yoktu. Türkiye’de Kur’an-ı Kerim’in il tercümesini yaparak önemli bir hizmette bulundu. Kamil Miras, Türkiye’nin dikkate değer ilim adamlarından biri olan Miras, bir çok eseri de Türkçe’ye çevirmiştir.
Hüzünlü bir gurbet gibi yüreğiniz çağıldamaktadır,İnceden inceye sızlar varlığını size hissettirir ben burdayım, vakit çok geç değil, der size o haz duygunuz
ve tekrar hayatı biryerlerden yakalamaya çabalarsınız bu çabalarımızın sonucun da Allah''ın ikram ettiği hayat size farklı bir göz kırpar ibadetin keyif ve mutluluk
Kulak çınlaması, bir dostun bizi andığını aklımıza düşürür. Ya biz onları anarız, ya da bizi anarlar. Anıldığımız zaman kulağımız çın çın öter. Sağ ve sol kulağın çınlamasına göre iyiye ya da kötüye işaret yorumları yapılır. Duyurma, duyurulma amaçlı bir inanıştır bu.
Türk edebiyatı ayrılmaz bir bütündür.Yani Halk edebiyatı, Divan edebiyatı, Tasavvuf edebiyatı… vb. gibi isimler altında anılıyorsa da bunları birbirinden soyutlayamayız. Bu edebiyatlar daima birbirinden etkilenmiştir.
Ümit Fehmi, Acılar Nerede Başlar la hikayelerimize adımını atan; Yağmur Yağmıyordu ve Eylül Vurgunu adlı hikaye kitaplarıyla adını duyuran bir yazarımızdır.
İnceleme, Homeros'un Odysseia'sına Farklı Bir Gözle Bakmayı Amaçlıyor...
Trabzon bir şehzadeler şehridir.Osmanlı Devleti’ni yöneten padişahlardan en önemlileri arasında yer alan Yavuz Sultan Selim ile onun muhteşem evlâdı Kanunî Sultan Süleyman,ömürlerinin mühim bir kısmını Trabzon’da geçirmişlerdir.
"Meni udsun qara torpaq Qarabağ getse" dedi,
Qarabağ getdiyi üçün itirdi canı Baba.