Fakir Baykurt‘ta Türk ve Alman İmgesi Üzerine
Türk Göçmen Edebiyatı diye adlandırılan Almanya konulu öykülerde Türk ve Alman ilişkileri vs.
"İnsan beyni, asla durmayan harika bir organdır; sabah uyanana kadar sürekli çalışır." – Robert Frost"
"İnsan beyni, asla durmayan harika bir organdır; sabah uyanana kadar sürekli çalışır." – Robert Frost"
Türk Göçmen Edebiyatı diye adlandırılan Almanya konulu öykülerde Türk ve Alman ilişkileri vs.
Güzel insanlar bizleri dünya gurbetinde yalnız koyup birer birer göçüyor. Doğumlar da devam ediyor bir yandan ama gidenlerin yerleri kolay kolay dolmuyor. Yaşlı dünyamız her geçen gün asaletinden bir şeyler kaybediyor. Yıldızlar güneşini yitirince karanlığa gömülüyor mekân… Dünyamızın yıldızları mesabesinde olan ilim ehlinin göçü, değerlerin de göçünü hızlandırıyor.
"Muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızda ki asil kanda mevcuttur" acaba kimler bunun farkında....
Benim Hüzünlü Orospularım 1982 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Gabriel García Márquez’in romanı.
Gabriel García Márquez kimdir? Gabriel García Márquez, 1928’de Kolombiya nın Aracataca kentinde doğdu. Büyükannesiyle büyükbabasının evinde ve teyzelerinin yanında büyüdü. Başkent Bogota’daki Kolombiya Ulusal Üniversitesi’nde başladığı hukuk ve gazetecilik öğrenimini yarım bıraktı. 1940’lardan başlayarak
Türk şiirinden nice kalem erbapları geldi geçti. Herkes kendi ahvalini yazdı. Daha sonra da hoş bir seda bırakıp göçtüler. Arkalarında katlar, yatlar, tapu kayıtları değil, sanat şaheserleri bıraktılar. Onlar sevgiye, aşka, hoşgörüye talip oldular. O, tok gönüllü ve engin yürekli şahsiyet abideleri, kaplarını sevgi çeşmesinin berrak suyundan doldurdular.
UMUT İSTASYONU kitabı Mehmet Kızılay adlı yazarın kitabıdır... Günümüz insanının iç dünyasını daha iyi anlamak , edebi ve bilimsel gereksinimlerini tanımak için yeni yazarları okumak gerektiği kanısındayım.Bu bakımdan yeni yazarların kitap tanıtımları dikkate alınmalıdır...UMUT İSTASYONU ŞİFRELİ DUYGULARIN VE AYNI ZAMANDA AŞİKAR SÖYLEVLERİN KİTABIDIR...
“Seninle” bir edebiyat çınarı ve hecenin usta şâiri Halil SOYUER’in 124 sayfadan oluşan 20’inci kitabı. Kitapta şâirin 66 şiiri ve 22 dörtlüğü yer alıyor.
Balık İzlerinin Sesi Adası aslında bir ütopyadır. T.Companella'nın Güneş Ülkesi, Francis Bacon'ın Yeni Atlantis'i, Peyami Safa'nın Yalnızız'ı, Thomas
More'un Ütopya'sı gibi.
Asırlar boyunca avcıların en büyük tutkularından birisi olan "geyik" önemli bir unsur olarak anlatılarda yerini almıştır. Ziya Gökalp'in Alageyik (1913) manzumesi ile masallaşan "alageyik," Yaşar Kemal'in Alageyik (1967) romanında efsaneleşerek bir av tutkusuna dönüşmüş ve " Necati Cumalı’nın Yaralı Geyik (1981) oyununda sahneye aktarılarak dramlaşmıştır. Yaşar Kemal'in kaleminde,
Hüzünlü bir gurbet gibi yüreğiniz çağıldamaktadır,İnceden inceye sızlar varlığını size hissettirir ben burdayım, vakit çok geç değil, der size o haz duygunuz
ve tekrar hayatı biryerlerden yakalamaya çabalarsınız bu çabalarımızın sonucun da Allah''ın ikram ettiği hayat size farklı bir göz kırpar ibadetin keyif ve mutluluk
\*Eugene Ionesco'nun Nazi Almanyası’nı anlattığı Gergedan'ın dünya prömiyeri 2 Kasım 1959’da Almanya'nın Düsseldorf kentinde yapılmıştı.
yazımız edebiyatımızın özgün şairlerinden üstad necip fazıldaki anne unsurunu açıklamak
Pia, Attila İlhan'ın şiirinde bir meçhulün adıdır.
Şair bir şehre geldiği vakit, Pia başka bir şehre gider hep...
Peki Ayşegül Engin kimdir?
Hiçbir fikrim yok. Adının Ayşegül olduğundan öte..
Kulak çınlaması, bir dostun bizi andığını aklımıza düşürür. Ya biz onları anarız, ya da bizi anarlar. Anıldığımız zaman kulağımız çın çın öter. Sağ ve sol kulağın çınlamasına göre iyiye ya da kötüye işaret yorumları yapılır. Duyurma, duyurulma amaçlı bir inanıştır bu.
Cenab Şahabettin'in eseri olan Elhan-ı Şita'nın daha çok imgeleriyle alakalı kısa bir yazı.
Ümit Fehmi, Acılar Nerede Başlar la hikayelerimize adımını atan; Yağmur Yağmıyordu ve Eylül Vurgunu adlı hikaye kitaplarıyla adını duyuran bir yazarımızdır.
“Tanrı bir sanıdır: ama ben isterim ki sizin sanınız, düşünebilenle sınırlı olsun!” diyerek feryat eder Nietzsche ve insanın Allah karşısındaki aczini bir kez daha itiraf eder. Bir sanı olduğunu gördüğü Tanrıyı öldürüp yerine hakiki Allah inancını yerleştirmek bir yana, Nietzsche, çok daha büyük bir megalomani komasına girer...
Ercan Kesal