Abdurrahim Karakoç, günümüz şairlerinin en tanınmışı ve en güçlü olanıdır. Yediden yetmişe birçok insan, onun şiirlerini biliyor ve söyleyebiliyor.

Dilimize anlamlı ifadeler yüklemek isteyen bizler bunun güzelliğini neden düşünemiyoruz? Kendi hayatımızda güzelliklere güzellik katmak isteyen bizler dilimize de gereken özeni göstermeli ve güzel konuşmanın yollarını aramalıyız.

Ümit Fehmi, Acılar Nerede Başlar la hikayelerimize adımını atan; Yağmur Yağmıyordu ve Eylül Vurgunu adlı hikaye kitaplarıyla adını duyuran bir yazarımızdır.

Düşler ırmağında derin bakan mutlaka bir çift göz vardır.

Yüreğimize kurşun yarası gibi sızan günler…

fakat anlayamadığım bir tuhaflık vardı. İstenilen kız karşımızda geçip gönül rahatlığı içinde çayını yudumluyordu.

İ Resimlerimde Anadolu insanının çilesini, derdini, umudunu, beklentisini gündelik yaşam içinde anlatmaya çalışıyorum. Tabi ki zaman zaman ele aldığım konular benim yaşadığım çevreden halk yaşantıları olduğu için anıları gözümde tekrar yaşama imkanı buluyorum.”

Sevginin ölümsüzlüğü…
Sahi ne zaman gerçek olur bu düşünce? Değerinden zaman bir şeylerin yitirdiği anlarda mı? Değerleri değersizleştirmek sevginin ölümsüzlüğünü infaz etmektir.Bu ölümsüzlük; Sevgide erimekle bitmekle;ölmekle mümkündür.

Genç bir, adam kalabalığı yararak yaşlı kadının yanına geldiği anda yere çöktü. Hüngür hüngür ağlıyor bir yandan da

Adamlar kadını tutup yaka paça dışarı çıkarmak istediler.Ancak kadın çırpınıyor ve onlara karşı son direncini gösteriyordu.Bir anda kendini yerde buldu.

. Delicesine sevmek; kendinden çok sevmek ve sevgide sınır tanımamak… Gerçekten de böyle bir sevgiyle yaşamalı mı insan? Aşk için ölen sevgililer gibi mi olmalı? Fakat sevgilerin de bitimsiz olduğunu düşündüğümüzde göreceğiz ki kalbimiz başka sevgilere de açıktır.