Oyhan Hasan Bıldırki

Son Düş

İkinci katın terasında demleniyorlardı.
Öğle vakti, hava tutuşmuş, yanıyor.
Sanki bu yangın yetmiyormuş gibi terasa önceden düşmüş gölge gide gide kısalıyordu. Biraz sonra terasın zevki kaçacak.
Aşağıda masmavi deniz…
Ufukta nokta nokta gemiler.

Merak

Merak, zor bir konu. Nereden bulaştığımı ben de merak ediyorum. Merak, bir bakıma insanın hem kendisiyle, hem de çevresiyle hesaplaşmasıdır. O, ulaştığı sınırların içine neleri almıyor ki? Bence merak, biraz da kıskançlık demektir. İlk merakınızı hatırlayınız: Size yeni alınan bir ayakkabının benzeri, kardeşinize de, siz herhangi bir yerde

Hayat

Hayat, uzun ince bir yol mu dersiniz? Veya bilinmez bir karanlıktan, sonsuz aydınlık ufuklara çıkış mı? Ya da her gün çiğnemekten bir türlü usanmadığımız iki kapılı bir hanın, birinci ve sonuncu kapıları mı?
Sorular, sorular!

Çağdaş Uygarlık

Ayın fethini ben gördüm. Ayda atılan ilk adımlar, beni de heyecanlandırmıştı. Millet olarak bizim de yepyeni heyecanlara ihtiyacımız yok mu? "Var!" diyorsanız, işte şimdi bütün iş, size düşüyor. Mars'a bayrak dikmekten başlayarak, uzayın fethine hazır mısınız?

İkizler

O da, gördüğüne şaşırdı. Şapkasını havaya attı.
Taylar, anasının memesine uzandılar.
Dışarı çıktık. Babamla burun buruna geldik. Dayanamadım, konuştum.
\- "Müjde baba!" dedim, "İkiz tayımız var:"
O;

Kitaplar

Çocukluğumu düşünüyorum. Gökyüzü, sanki çevremi kuşatan, saran dağların başıyla birleşir gibiydi. Küçük dünyamın belki mutlu, fakat bilgiden uzak bir insanıydım. Benim için dağların ötesi yoktu.

Başa Dön