• İzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe |
721
|
|
|
|
Zıt durumlu, birbirine dönüşlü bu esaslar içinde ısı hareketi mekanik harekete, kimyasal harekete, bazal ve biyolojik harekete vs. dönüşüyordu. Yani bizim dışımızda bize nimet olmasa da bizsiz de bu dönüşmeler zaten vardı. |
|
722
|
|
|
|
Gerçi El irade sahibiydi. Ama tek olduğunu söylemiyordu. Bu nedenle ilk oluşumu esnasında farklı farklı kişilerin farklı farklı El’i olmakla; El’in zengin ettiği kişi sayısı kadarla El birçoktu. El, O kişinin El’i ya da Rabbi olmakla da tekti. Kişiye göre kişi iradesi olmakla birçok tek olan El ya da Rab vardı.
|
|
723
|
|
|
|
Vücudun içinde her biri kendi bir birimlik süresi içindeki kendi işlevi içinde birbirine bağıntı olup biten kalp, karaciğer, börekler, mide, immünolojik sistem, hematol, hematol basınç, enzimler, nöron sistemi, PH ortamı, hormonsal sistem gibi eş anlı birçok parça işler ayrı ayrı organ birimler üzerinde bir anda olup biterler.
|
|
724
|
|
|
|
İlk El kendisini ortama ihale ederken olacak olanlar hakkında bir şeyi bilmiyordu. Yineleyen süreçler tersine dönerdi. Bir dalga leğeni içinde olan suda bir merkeze göre oluşturulan dalga; dalga leğenine çarparak geri döner. Yani dalga leğeni içinde git olan su dalgası, dalga leğeni sınırına çarpıp gerisin geri dönen ters dalgayla; gel oluyordu.
|
|
725
|
|
|
|
Hâlbuki ki dinler içindeki her El, olup bitenle Güneş’i doğuda doğdurup, batıda batırır olmanın irade sahipliğiydi. Bunun aksini söyleyen bir El yoktur. Ama İbrahim İnanırlarına İllüzyonu böyle yapacaktı. Oysa İbrahim demeliydi ki " Bak doğuda doğan Güneş’i; benim Rabbim batıda doğduracak, doğuda da batıracak deyip olup bitene göre konuşan diğer El'ler hilafına kendi gerçekliğini ispat etmeliydi, demeniz de boşunadır.
|
|
726
|
|
|
|
Sizin emeğiniz amorti olmamakla; amorti olmamanın bir kaybına dönüşüyordu. Karşılığı üretilmiş olmakla tüketim olması gereken; kullanım süresi uzun olan emek gücü birikimleri olan mal mülkte bu amortisman ve finansmanlarla amorti edilip sürekli emek gücü ürettiren bir kullanıma dönüşmekle başlangıç bağıntılı sisteme yabancılaşma oluyordu. Amorti olanda amorti eden de yine sizin emek gücünüzdür. Amorti olanlar üreten bir emek gücü gibi amorti ettiği yeni kullanım süreciyle hiçbir emek gücü ortaya koymadan emek güçlerini sömürmeye devam ediyordu.
|
|
727
|
|
|
|
Siz bilmeseniz de "kolektif egemenlik sizin dışınızdadır." işte Osmanlıdaki ilk Meclisi Mebbusan, tam da arkaik olan bu kolektif bilinçti. Arkaik kolektif bilinç, güncel içindeki karşıtlarıyla; yeni koşullarda yeni durumuyla ve yeni duruma bağlı konjonktürde yeniden bir dirimle vakti gelmiş zorunluluğun belirmesiydi.
|
|
728
|
|
|
|
Hemcinslerin bir günü üretim ya da çalışmayla, dinlenmeyle, uykuyla ve günlük özel yaşantıları içinde oluşan etkinlikleri dahil 24 saat ile sınırlıydı. Ancak üretimini yaptıkları dokuma kundura gibi kimi ürünlerin kullanım ve tüketim süresi 24 saat ile sınırlı olmayabiliyordu. |
|
729
|
|
|
|
İttifak dışında zaten ilah yoktur. İttifak içinde ilahi grup kararı, bu nedenle temsili oluş üzerinde ittifakı karar hem kendi totem grup kararı gibi anlaşılmakla karar yeniden hem çokladır hem tekleşir.
|
|
730
|
|
|
|
Bu iki tür yoğun alan etkili düşünce ve tasavvurların; kişiler üzerine “anı yansıtmalı geri beslenme ve geri beslenmenin şimdiki tutum üzerine bir alan etkisi” vardır. Bu tür alan etkilerine; “duyuşlu sosyal etki veya atalar etkisi” diyoruz. Totem edilen mana içeriğinde bu da vardı.
|
|
731
|
|
|
|
Somluğundan, somut oluşları görünüşünden soymak anlamına gelen soyutlamalar; ilişkin oldukları nesneyi özelliklerden ayırarak düşünülen her hangi bir şeyin niteliğidir, soyutlama. Ansal, öznel bir özelliktir. Soyutlama yetisi gelişmenin en belirgin yanlarından biriydi.
|
|
732
|
|
|
|
Doğa yaşamı destekler mi? Desteklemezse neden?
Hayat, enerjinin kendi üzerine bir reaksiyonla, kendi üzerine fren etkisi diyeceğimiz aksamalı süreçlerin, dirençleşmesi ile oluşan bir yola koyuluşudur.
Bu dirençleşme doğanın kaostuk düzensizliğine karşı hayatın düzenli enerji kullanma alanı olmasıdır. Hayat ben denen öznelliğini ortaya koymuştur. Bu öznellik doğanın yansıması oluşla, seçme ayıklamanın düşünce ve bilinç oluşmasıdır. |
|
733
|
|
|
|
Yine ava gidenin yan savunması yapılmadan, yancı savunmacılara da geride kalmakla barınma alanındaki savunma yapanlara da avdan pay sağlamadan (garanti-sigorta-güvence edilmeden) kolektif girişme olası bile olmazdı.
Sosyal grubun aciz ve güçsüzlerine bakma gibi bu türden garantilerini (sigortaları) oluşmadan kolektif senkronu ve kolektif senkronu oluşacak seçme ayıklama süreçlerini ortaya koymanız, olanaksız olurdu. Kolektif yapılar zaten bu sigortayla (bu garantiyle) vardı. |
|
734
|
|
|
|
Bunlar, bu türden referanslı eyleme yönelimli tutumlar bilinçli, tercihli, istekli tercihli tutum olmaması ile analık, babalık da olamayacağına göre kendi dışında referans nedenlerle güdülü bir varlık nasıl iyi ana baba olur ki? Hem de dünyanın en iyi ana babası olacaktı. Ayakları yere basmayan düşünceler sınır tanımıyordu. |
|
735
|
|
|
|
Sömürü içinde ya da mütekabiliyet siz oluş içinde görülmesi gereken şey; sürecin MAL+PARA +MAL olmasıydı. Üreten ilişkili üretim hareketi yasasına uygundur. Para sürece bambaşka yansıma verir. Para, tıpkı kişisi mal mülk sahipliği gibi sömürünün hilenin (burjuvazinin) ortaya konacağı enstrümana dönüşmüştür. Bu durumda süreç, başlangıç koşullarına uymaz |
|
736
|
|
|
|
İletişim Varlığını Hissettirmektir. |
|
737
|
|
|
|
Artık hayatın garantisi birine kul-köle olmaktı. Ben falanın kulu kölesiyim demek dokunulmazlıktı. Kul olmak başlı başına hayat hakkı değildi. Ama kişi, grup ve ittifak koruyuculuğundan yoksun olunca yeni koruyuculuğu “köle” olmakta veya kul olmakta; bulacaktı. |
|
738
|
|
|
|
Sizde de olan bu durum, kesikli sürekli imajları içinde olamayan taşın sıgası içinde yoktu. Taşa göre, taş ta (taş içinde) olamayıp ta; sizde olan bu fark, sizin taşa göre önce bireysel, sonra türsel ve daha sonra da kolektif bir çevresel ilik içinde can ve hayat bulmanızdı. |
|
739
|
|
740
|
|
|
|
Sosyal yapınızın; kişiler üzerinde parçalı durumlarla kendi sağlamasın yapması nedeniyle; sosyal yapı kişileri sosyal yapısına karşı bir özveri ortaya koyarlar. Bu özveri kişilerin kendi dışındaki nedenlerden ötürü “kendi dışındaki kişilerine karşı kişide bağlılık oluşturma” duygusudur. Yani özveri gruba bağlılıktır. Özveri de kişi dışındaki nedenlerledir.
|
|