• ÝzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe |
101
|
|
|
|
Ýttifaklar üreten mantýkla olsa da esen rüzgâr totemi mana içinde olmakla yapýlan ittifakýn gerekliliði üreten mantýkla anlaþýlmýyordu. Böyle bir düþünme anlama kalýbý yoktu. Ýttifaklarýn anlaþýlýr olmasý için ittifaklarýn sosyal anlayýþlý bir mantýðýnýn olmasý gerekiyordu. |
|
102
|
|
|
|
Gürültü, patýrtýnýn ortasýnda sükunetle dolaþ; sessizliðin içinde huzur bulunduðunu unutma. Baþka türlü davranmak açýkça gerekmedikçe herkesle dost olmaya çalýþ. |
|
103
|
|
|
|
Ozan Deniz Sarýtop Sözleri, Ozan Deniz Sarýtop / Düþünce Terminali... |
|
104
|
|
|
|
Organize iþler içine taþýnan enerji, burada iþe, uðraþa, olgu ve olayýn gerçekleþmesine dönüþmekle bir sonuç ürün ortaya konur. Yükünü býrakan yük taþýyýcýlarý, gerisin geri ilk nötr duruma doðru çaðrýlýrlar.
|
|
105
|
|
|
|
Yazý tura gibi para fýrlatma örneði makro durumu deðiþtirmez. Oysa para atma yerine iki atomu sürecin içine dâhil edersek atomlar giriþir. Giriþme sonrasýnda mikro durum, yani öz deðiþir.
|
|
106
|
|
|
|
Öbekleþen eðim durum atomdu. Atom küçükler dünyasýna göre kýsýtlanmýþtý. Ama atom da kuantum dünya içinde olmayan yepyeni özellikler bileþimine açýk bir yapý taþý olmakla atomdu. Atomun kýsmen kararlý bir iç düzeni ve kararsýz bir BAÐ elektron yapý giriþmesi vardý. |
|
107
|
|
|
|
Ýttifaklar kendi içinde totem kültürler düzleminde ayrýþtýrýlacaktý. ve bu ayrýþma isimlendirilecekti. Kültürel yaradýlýþlý ayrýþmalar içinde sofra düzeninde ayrýþma vardý. Giyecek düzeninde ayrýþma vardý. Renk düzeninde ayrýþma vardý. Amulet düzeninde ayrýþma vs. olacaktý. |
|
108
|
|
|
|
Ölüm, çoðu insan için korkularýn efendisidir. En inanmýþ kalpleri bile okþar zaman zaman. Yürekleri sýkýntýyla doldurur. Varlýðýyla hayatý hem zehir eder hem de gerçekte olmadýðý kadar manidar kýlar. Peki gerçekte de öyle midir? En azýndan mantýken böyle olmasý gerektiði düþünülmelidir. Fakat bu dünyada gerçek olan tek olguyu, ölümü, o kapýmýzý çalana dek gözardý ederiz. Hayatýn içindeki küçük ayrýntýlarla sanki bu evrende sonsuza dek kalacakmýþýz gibi meþgul olur, böyle acý bir gerçek karþýsýnda pek önemsiz olan olaylarla ve düþüncelerle boðuþuruz. Mali durumumuz, baþka faniler nazarýndaki görünüþümüz, tuttuðumuz siyasi parti veya futbol takýmýnýn akýbeti gibi gelip geçici düþünceler -mantýða tamamen aykýrý olarak- zihnimizi meþgul eder de on yýllar içerisinde yokolup gideceðimiz hakikati karþýsýnda cinnete düþüp delirmez yahut da hayatýn gerçek anlamý üzerine cevaplar aramaya yeltenmeyiz. |
|
109
|
|
|
|
Suyu içerden topraðý daðdan þarkýlar þelâle. |
|
110
|
|
|
|
Ýnsan çevresinin ürünüdür. Yani hayat doðal ve organik oluþumlu özne sistemin ürünüdür. Ýnsan organik bir özne nesnellik, kolektif bir özne sosyallik ve üstel çarpanla kolektif bir özne toplumsaldý.
Bana göre insanýn insanlýðý önce tüm diðer sosyal hayatlar gibi sosyal zekâyla belirimdi. Sonra da kolektif ile üreten toplumsal zekâydý. Zaten insan insanlýðýný üreten, ittifak eden kolektif zekâ içinde elde etmiþti. Deðilse ben insaným diye peyda olmamýþtý. |
|
111
|
|
|
|
Tarih felsefesine bir giriþ... |
|
112
|
|
|
|
Saðlama ve üreten iliþkiler, üretim nesneleri, bilgi vs. toplumun hacim boyutu olup; kolektif yapý böylece üç boyutlu bir hacim yüzey gerilmeli alan etkisine sahiptirler. Zamana baðlý alaný þimdilik atlýyorum. |
|
113
|
|
|
|
"Servet düþmaný, millet düþmaný, ezan, bayrak düþmaný" diye gruba baðlýlýk duygularýnýzý biliþsel düzeyde azalttýklarý gibi; Yine "vatan sevgisi, millet sevgisi ölürsem cennetliðim gibi þehitlik" söylemleriyle gruba baðlýlýk temelli utanma duygularýnýzý biliþsel olarak çoðaltýrlar. |
|
114
|
|
|
|
Cansýzlar elektron transferli "+ ve - yük baðlamýnda ve moleküler baðlamla" aktif veya inaktif düzenli olup "seçici" olmaya hem pasif hem de aktif eylemleriyle yönelimlidirler. |
|
115
|
|
|
|
El, tekraren geri baðlanma yapan kolektif özneli bu durumlarý; "gaibi bilmek" olukla söylüyordu. Gaibi bildiðini söyleyen El, týpký kolektif yapý bileþenleri gibi yanýna da insan olmayan ama iþ görsünler diye insan benzeri yardýmcý kolektif özneler alýyordu.
|
|
116
|
|
|
|
Bilgi, buluþ, tasarým, araþtýrma geliþtirme þu veya bu biçimde, eninde sonunda insanlýðýn geliþmesi ve insanlýðýn kullanýmý oluyordular.
Üretim hareketi olan eylemler, kiþisi aklý, kolektif aklý, teknik teknolojileri etkiliyordu. Kiþisi akýl ve kolektif akýl da; üretimi, biliþi, buluþu ve teknolojik eylemleri etkiliyordu. Bunlar bir sarmal ve zorunlu olarak karþýlýklý baðýntý giriþmeydiler. |
|
117
|
|
|
|
El mana anlayýþý içinde eksik olan “ortaklaþmaydý. Ortaklaþma süreci zaten doðaya yönelimle olan kiþilerin “yönelimle olan eylemlerini” ortak aþtýrýyordu. Ortaklaþma karþýlýklý olarak kiþilerin eksiðini birbirinde tamam ettiði süreçlerdi. Ortaklaþtýrma kendi kendisini baþlatan ve kendi kendisini devam ettiren süreçti. |
|
118
|
|
|
|
Yani El kendi ortak tanýmazlýðýna karþý ortak tanýr olan sürecin ikisini bir arada irade etmekle zýtlýðýn ikisi beraber gidiyordu. Bazen biri önde, bazen diðeri önde olmakla süreç alýyorlardý. El, tek kutuplu olmak yerine, süreç çeliþkileri içinde egemen sýnýf yararýna zýtlýklarý kontrol etmeyi öðrendi.
|
|
119
|
|
|
|
Marx ekonomik indirgemeci miydi? Onun tarih anlayýþý ekonomiye, iliþkilere ve özne olarak insanýn rolüne nasýl bakýyor? |
|
120
|
|
|
|
Hayat bu tür simetri kýrýlmasýný hangi düzlemden referans ediyordu? Ya da, hayat hangi düzey ve düzlem iliþkilerini deðiþen dönüþen benzer tekrarlarýyla makro düzlemin üstel durumlusu yapýyordu? |
|