Bitmeyen Dans...
Sen dudaklarımda bitmemiş bir şarkı, kimse bilemez aradaki farkı. Hani o birlikte başladığımız, koşarken yavaşladığımız, hayat tanımadı toleransı, bitiremedik dansı. ERDEN ERKİN...
Sen dudaklarımda bitmemiş bir şarkı, kimse bilemez aradaki farkı. Hani o birlikte başladığımız, koşarken yavaşladığımız, hayat tanımadı toleransı, bitiremedik dansı. ERDEN ERKİN...
“Armut piş, zarlar hep düşeş onlar’a.. ama niyeyse, bizim ebediyen altı kapıya alınmış edebi bir yalnızlığımız var...”
Okula bizi bağlayan nedenler çok farklı olmuştur hep. Bazen arkadaşlarla teneffüslerde oynanan oyunlar, bazen kantinden beş kuruşa alınan çikolatalar olmuştur. Genellikle de güzel kızlar olmuştur. Sevilen güzel kızlar, sevilen kızlar hep güzeldir zaten.
giden ama Fırtınalı bir kıskaçtadır hayat üzülürsünüz, savrulursunuz,
bitersiniz bazen kendinizi bile anlamaz olursunuz aileniz, arkadaşınız şununuz bununuz algılayamaz sizdeki sizi
işte böyle bir ağlamaklı veya çaresiz bir zamanda masum,sevimli,temiz,kendi isteyince gelen giden ama madik atmayan bir masum canlı işte bunlar gattolar yane kediler...
Dün Afganistan ve Libya,
Bugün Irak,Suriye,Nijerya
Yarın Mısır,İran ve belki de Türkiye..
ABD-İsrail önderliğindeki Küresel Güç için yerin üstündekilerden daha çok
yerin altındakiler önemli olduğundan bu coğrafyalar dünya enerji rezervinin
Bir çok yazar ve şair ;susmadan konuşulmuyor çok şey der bazısı da konuşsan ne olur susmak daha iyi Özdemir Asaf ve Cemal Süreya büyük kırgınlıklar,haksız ölümler,gidişler ,gelişler...
Çoğumuz okurken birden metnin bizi zamanda başka bir yere taşıdığını biliriz ama bunu yazarın nasıl yaptığı üzerinde pek durmayız. Üzerinde durmayız çünkü metnin gizemi hem konusunda hem de bize sonra ne olacak dedirtiyor olmasında saklı. Bu gizeme kapılır gideriz. Ne zamanki yazmaya karar veririz tam da bu anda
Bir düşünce sütlü kahve iken nasıl şarap dolu düşüncelerle dolar eğer konuşulan aşksa ;aşk karanlık bir noktanın gerçekleştirilmeye çalışılan bir yan ve çocuk gibi hüsrana uğratılan...
Hangi bölüme koysak? Hangi bölümde yazsak? Yazar olsak, başarılı olsak, onu yapsak, bunu yapsak, dertlerle uğraşsak, mutlu olsak, mutlu oluyormuş gibi yapsak. Ne yapsak bu garip dünyada? Evet doğru bildin! Yazmak olsun diye yazıyorum! Bir amacım yok. Bir sebebim yok. İçimi satırlara döküyorum.
Suyun aktığını bilmeyen ve kıyıyı görmeyen bir insan, bulunduğu geminin devinimini anlayamazdı.
Bizler, bazı kesimler olarak, ne kadar takım tutmayı, bir görüşe sapına kadar mensup olmayı ahmakça bulsak da, belirli bir klasmana, sınıfa mensup olmak için çevredeki her etkiyi, etkileşimi, sebeplerini ve sonuçlarını objektif bir şekilde
Hayat hortumlarının başladığı andır uzaklar ve daldığımız geçmişin mavi menekşeleri...
Kendimi kategorize etmeyi sevemedim ben bir türlü. Tanıtmayı tanımadan üstelik. Becerebilseydim bu kutucuğa tanıtımı sığdırabilmeyi ya da "esas alana geçelim, hadi ama yavaştan soğuyor ateşim ' tanıtım yazılarıyla' dememeyi, sanırım yasamı da kıvırabilirdim. Demem o ki allayıp pullar iken her şeyi özünü biraz yitiriyor gibiyiz. Gerisini de sanat
O günün Amerikan askerleri, Avrupalı kızlara bu garip sıvıyı ikram ederken bizim Avrupalı dostlarımıza baklava ya da lokum ikram ederken hissettiğimiz duyguları yaşamış olmalılar.
cehaletin insanları getirdiği noktaları anlattığım bir yazıdır
Beni yalnızca düşlerinde öldür. Ateşin kavurduğu uykunda tek silahın yine benim. Artık vakit tamam.
Sentezinde vardı acının, sevişmek.Aynı tende farklı kişiliklere bölünmek.Fantazi dünyasında bir yönetmen olup, sevişme sahnesini baştan savmak.
Terkedilen terler ve spermler.
Tek düze giden bir kaç pozisyon.
İsimsizim, ama kimsesiz değilim. Canlı bedenlerde canlanırım ve son nefesimi de onlarla tüketirim. Sonrası için konuşmamı bekleme, çünkü ölüler konuşmaz!..
Az ya da çok bir Truman Şow (filmine) dönen yahut dönüştürülmeye çalışılan hayatımızı bu aralar ağrı eşiğimi pek çok zamandan daha da fazla hırpalayacak şekilde gözden geçirmeye çalışıyorum. Zaten insanın özelde kendi hayatını ve genelde yaşadığı toplumu, kainatı aklı ağrıyacak şekilde kafa patlatarak tefekkür etmeye çalışması yeterince sarsıcı