• İzEdebiyat > Deneme > Post-Modernizm |
81
|
|
82
|
|
83
|
|
|
|
Ayda yürümeye çalışırken sürekli dolunay olsun ışıkla daha çok yürüyelim gecleri isteklerinde ki yıldız kaymalarını izleyip dünyaya bir kulaç atıp yeniden ayda yürümeye beklemedeyiz.Ay çocuklarıyız biz ayda yaşamı neden araştırıyorsunuz, dünya da kulaç atmak daha kolay. |
|
84
|
|
|
|
soru sorarak kendime mutlanmaya başladım. hangi soruyu soracağımı öğrenerek... |
|
85
|
|
|
|
bilincin bilinçsizliğin tam ortasında bir hüzünde |
|
86
|
|
|
|
yelkovanı kovalıyorum resmen..hızlıca ilerlemesi için, nafile.sanki inadına daha bir yavaş ilerliyor ne kadar hızlı koşsamda yakalayamıyorum |
|
87
|
|
|
|
bir kurgunun iki öykücüsü... |
|
88
|
|
|
|
sonsuza biruçurumdan dalmak sanırım herşey bundan ibaret |
|
89
|
|
90
|
|
|
|
Beynim kontrolden çıktı artık kontrol etmiyor farklı bi beden arıyor yabancılaşmaya çalışıyor, uzaklaşmaya çalışıyor tıpkı sen gibi, o gibi diğerleri gibi.ben her zaman farklı olduğunu düşünmüştüm omuriliğimide söküp gitmeye karar verdi.yeni bir denge yeni bir düzen kurma bahanesiyle.
|
|
91
|
|
92
|
|
|
|
düşler birbiyle oynar kedi yavrusu gibi |
|
93
|
|
94
|
|
|
|
...Bu günden itibaren, Türkiye'nin ABD -ve ileri karakollarına tabii ki- direnecek gücü kalmamıştır.
Türkiye bu günden itibaren, hızla, ABD-İsrail siyasi zemininde iyice kök salacaktır...
|
|
95
|
|
96
|
|
|
|
kandırmacalı oyunlardan enstantaneler |
|
97
|
|
98
|
|
|
|
gecenin gerginliğinde bir düşüş |
|
99
|
|
|
|
diken diken oldu yine tüyler, gözümü açtığımda heryer karanlıktı.hiç bi kaos ortamı yoktu.ama bir rüya sonrasında bir rüya daha.her rüyanın sonunda ölüyor kan-ter içinde uyanıyordum.sonra başka bir ölüm daha sonrasında yeni bir ölüm yine bir rüya.sanırım sabah oldu rüya merkezi kendi içinde kurgulara başladı, geceye hazırlık seansları düzenliyorlar.kahrolası filmler boktan filmlerin entrikaları bunlar zihnimdeki siliütler.sifonu çekip kurtulma isteğim zihnimi arıt dezenfekte güdüm artıyor.
yok edip yeniden başlayayım.belki bir format lazım antivirüsü olmadığından hızlıca virüs kapıyor gerçi.
kendimi yok etme isteğimi nasılda tetikliyor.kendimi bi elektrik direğinde kızartıp kargalara pişmiş olarak sunmam gerektiğini düşünüyorum.
önce gözlerimden başlasınlar yemeye sonrasında bağırsaklarımla devam etsin burnumu ve kulaklarımı farelere bıraksınlar.martılara benden bi simit birde çay.
başka bir rüya denizin üstünde güneşli bi gün de kendimi suya bırakıp yavaş yavaş dibe vurmak nefesimi tutmak tutmak sonra boğulmak.deniz anaları gibi sonrasında suyun yüzeyinden güneşi izlemek bir yandan da saç diplerimdeki balık dudaklarını hissetmek.
içip içip bazen kendimi duvara vurarak öldürmek istiyorum kendime sürekli zarar vermek yokolmak aslında kaybolmak görünmemek istiyorum.
seni sevmiyorum, onuda sevmiyorum diğerinden nefret ediyorum kendimi ayrı tutuyorum bu ne sevgi nede nefret çercevesinde, sanırım kendimi bertaraf ettim kendimle.
yine akşam olacak yine rüyalarım olacak yine rüyalarımda girdaba balıklama dalıp sabaha kadar sırılsıklam olacağım.kabuslarla sevişip orgazmın eşiğinde uyanacağım, orgazm olmuşcasına rahatlatyacağım yada uzaktan izleyeceğim rahatlayışımı.
gün ışında sifonu çekip daha çok rahatlayacağım.
yine gece olmasını bekleyip gecenin de benim için çizmiş olduğu resimlere bakacağım sonra senaryosuna sonra filme dönüştüreceğim ve yine kabuslarla sevişeceğim. |
|
100
|
|
|
|
ince bir ses, soluk bir yüz.uzun kirli saçlar.travma geçirmiş bir vampir sanki.umutsuzluk vardı o mat bakışlarda.
orta çağ hırsızları gibi duruyordu.
tek nedeni sadece yaşamaya çalışmaktı sanırım.oradan oraya koşarak bir mağarada yaşayarak kendini savunuyordu heralde. |
|