|
Anasayfa |
Son
Eklenenler |
Forumlar |
Üyelik |
Yazar
Katılımı |
Yazar Kütüphaneleri |
|
|
Azmi, Bir Kadın, Bir Çocuk, Bir Bebek
İsa Kantarcı
Öykü > Aşk ve Romantizm
AZM, BİR KADIN, BİR ÇOCUK, BİR BEBEK
41 yaşındaki Azmi, hayvan tüccarıydı mutlu hayatında, sığır üretip satardı, bu işlerin içinde büyümüştü, babasının işi buydu, kurbanlık için da et ve et ürünleri üreten şirketler için. Köyde bir çiftliği vardı, tarlaları vardı. Ondan sığır
satın almak için gelen bir baba ve iki oğlu vardı, kamyonla, dört sığır satın almışlardı, asmanın altında çay kahve içmişlerdi,
Azmi müşterisi şişman adamı ve iki gen
[DEVAMI]
|
|
|
• İzEdebiyat > Deneme > Günlük Olaylar |
381
|
|
|
|
Beklenti içindeki hayatlarımız,beklemekle geçen bir ömür... |
|
382
|
|
|
|
Kurşun Kalem en kolay kullanılan kalemdir haliyle. Yanlış yazdığınız zaman, yeter ki elinizde bir silgi olsun, hemen silersiniz, zamanında birilerini defterden nasıl sildiyseniz... Tükenmez ve dolma kalem ile yazdıklarınız ise biraz daha zor silinen yazı cinslerine girerler... Tükenmez kalemin adına da sakın aldanıp tükenmediğini zannetmeyin. Hangi kıt akıllı koyduysa artık tükenmez kalem diye...
|
|
383
|
|
|
|
Batı Suriye olayı ile ne kazanmak istiyor? Suriye, Türkiye ile tek başına savaşabilir mi? |
|
384
|
|
|
|
İnsan hayatında ilk defa yaşadığı ve bir daha kolay kolay yaşayamayacağını düşündüğü bir duygudan vazgeçer mi? Vazgeçmesi ahmaklık olmaz mı?
|
|
385
|
|
|
|
Bakan, milletvekili, müşteşar referansı lâzım.
|
|
386
|
|
|
|
Öğrenecek ne çok şey var ama ben bazılarını öğrendim.Aslında herkes bunları biliyor ama ne kadar farkındayız. |
|
387
|
|
|
|
Tarih boyunca hiçbir toplum ya da hiçbir devlet, Türklere karşı baş kaldıramamış ve hiçbir şekilde Türk’ü aşağılamak gibi bir ukalalığa girişememiştir. Zira Türkler onuruyla, şerefiyle, kahramanlığıyla ve cesaretiyle bilinen en köklü ve en nadide uluslardan biridir.
|
|
388
|
|
|
|
‘Bakın kullarım, adam olmazsanız, aklınızı başınıza devşirmezseniz, bu adamların sayısını arttırırım’ diye yaratıp, bilhassa ‘uyarı niyetine’ başımıza gönderdiğin ‘aklı evvel’ politikacılar var ya Allahım, ne olursun on |
|
389
|
|
|
|
İnsanoğlu çalışmak sevmiyor. Ama niye zorla kendini çalışmaya yönelten bir düzen kuruyor. İçimden ilk üretim faaliyetini gerçekleştiren manitu kuluna sövmek geliyor. |
|
390
|
|
|
|
bildiğimizi sandığımız kainatta, en bilge şey, karadelik oluyor bu durumda. acaba farkında mı? |
|
391
|
|
|
|
insanlığın temizlenip kirlilikten kurtarılması için bizler neden bir çaba göstermiyoruz? |
|
392
|
|
|
|
Bu gün 17 Ağustos 2007. Bir deprem yıl dönümü. Hayır, bir deprem ağıtı veya gelecekte ki muhtemel büyük İstanbul depremi değil bahsedeceğim |
|
393
|
|
|
|
Bir okyanus saklayın içinizde, sonsuz olsun. Yağmurlar yağdırın üstüne ve nehirlerle hissettirin herkese… |
|
394
|
|
|
|
Başlığa bakıp da bir tren yolculuğu yazısı yazacağımı düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz.
Zira bir zamanlar Malatya ile Adana arası trenle mekik dokumuş birisi olarak kondüktörlü ulaşıma yabancı değilim. |
|
395
|
|
|
|
Bizim fanatik erkeklerimizin bu konulara azıcık da olsa dikkat etmeleri gerekir... Artık yeni evlenecek kızların karşısına çıkacak damat adaylarına kayınpeder ve kayınvalide ''Oğlumuz futbol hastası mı değil mi, televizyonda maç seyretmeye dalarda kızımızı ihmal eder mi?'' diye de soruyorlardır belki de... |
|
396
|
|
|
|
İnsan, özne; sözcük ve duygular nesne... |
|
397
|
|
|
|
Börklüce’nin felsefesini, ruhunu, Karaburun yerelinden hareketle, tüm yurtta canlandırma çabalarının son üçüncüsüydü bu etkinlik. “Son üçüncüsü”, diyorum; çünkü, daha önceleri de denenmiş; denenmiş de, suskunluğa itilmiş kaç kez. Börklüce Mustafa adı çıkarılıp, Karaburun Festivaline dönüştürülmüş ince taktiklerle. Yerel ve genel yönetimlerin, çeşitli yöntemleriyle, özellikle 12 Eylül’den sonra daha çok üretilmiş korku virüsü. |
|
398
|
|
|
|
Maskelerden arınmış gerçek varlığımız bilinçdışımızda yatar, uyur gibi yapar. Bilincimiz, bilinçdışımızdaki en dizginlenmez duygu ve düşüncelerimizi gün yüzüne çıkartmamak, gizlemek için çabalar durur. Ancak oradaki baskın duygu ve düşünceler, bazen bilincin denetimden kaçar, dil sürçmeleri, espriler halinde dile yansır. |
|
399
|
|
|
|
bizler neden boş geçmemesi gereken her anı kıymetli olan zamanımızı boş manasız işler yaparak geçiriyoruz? |
|
400
|
|
|
|
Yaşamak deyince akıllara ne geliyor? Akıllara iki çeşit yaşamak geliyor. Birincisi bir amaç için, ikincisi ise öylesine boş anlamsız yaşamak. |
|
|
|