..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Kötü insan korkuya itaat eder, iyi insan sevgiye. -Aristoteles
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
İzEdebiyat - Günlük Olaylar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri

Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  

Azmi, Bir Kadın, Bir Çocuk, Bir Bebek
İsa Kantarcı
Öykü > Aşk ve Romantizm

AZM, BİR KADIN, BİR ÇOCUK, BİR BEBEK 41 yaşındaki Azmi, hayvan tüccarıydı mutlu hayatında, sığır üretip satardı, bu işlerin içinde büyümüştü, babasının işi buydu, kurbanlık için da et ve et ürünleri üreten şirketler için. Köyde bir çiftliği vardı, tarlaları vardı. Ondan sığır satın almak için gelen bir baba ve iki oğlu vardı, kamyonla, dört sığır satın almışlardı, asmanın altında çay kahve içmişlerdi, Azmi müşterisi şişman adamı ve iki gen

[DEVAMI]

 

 


 

 




Arama Motoru


• İzEdebiyat > Deneme > Günlük Olaylar
101 
 Adalet Çizgisinden Ayrılmayalım  (Hüseyin İbiş)

bizler işe yaramadığı halde neden ön yargılı davranışlarla hareket etmeye devam ediyoruz?
102 
 Baharın Rengidir Lila!  (GÖNÜL SEVİNÇ)

Her şey lila bugün.Lila bahar rengi,Kıyafetlerimin rengi Ağaçtaki çiçeklerin rengi, Elimdeki kitabın rengi… Lila baharın rengi...
103 
 Girne’de Kahve İçimi  (Hakan Yozcu)

Bizler, kahvelerimizi yudumlarken güzel bir bayan yaklaştı yanımıza. “Özür dilerim, sizler Mağusa’dan mı geliyorsunuz?” dedi. “Evet” dedik. Bize teşekkür etti. “Ben de Mağusalıyım” dedi. Bayan, bu cafenin sahibi imiş. Adının Nil Yücel olduğunu söyledi. İlk dikkatimizi çeken güzelliği, şık giyimi, kibar davranışı ve içtenliği oldu. Güler yüzlü, dostça davranan, samimi bir bayandı. Gerçekten de bize karşı çok nazik davrandı. “Umarım beğendiniz burasını” dedi.
104 
 Hasta mı Bunlar  (Ahmet Zeytinci)

Sibıl Mabel de aynı şekilde ne sosyal medyada ne de başka bir medya da hatta ve hatta sabah pastası gazet... pardon sabah postası gazetesinde bile çıkmamış ki bu sanırım Sabah Postası gazetesini de derinden sarsmıştır... Hatta Sabah Postası Gazetesinin muhabirleri bayan Sibıl Mabel’in yurdu terk edip Paris deki mütevazı saray yavrusuna da gidebileceğini dile getirmişlerdir...
105 
 Perşembenin Geleceği Çarşambadan Belli Olur  (Kâmuran Esen)

“ Suç iğde de var, yünde de var; çıkrıkta da var, yünü eğiren kancıkta da var.”
106 
 Kalbimiz Karamsarlığa Esir Olmasın  (Hüseyin İbiş)

gereksiz endişelerin bizleri esareti altına almasına hayatımızı olumsuz etkilemesine neden müsade ediyoruz?
107 
 Uğursuz Sayı  (Ahmet Zeytinci)

Bir insan telefonu açmıyorsa ya da meşgule alıyorsa, insan bir daha aramaz değil mi? Ama bunlar arsızlığı ele almışlar. Bıkmak ve usanmak diye bir şey bunların lügatlerinde yok herhalde. Benim de inadım inat bu konuda onlardan daha fazla. Başka bir deyiş ile dediğim dedik çaldığım düdük yani o kadar kızmışım ki...
108 
 Arada Sırada Elektrikler Kesilse  (Ahmet Zeytinci)

Bundan daha güzel bir şey olamaz ailenin birbirine yakınlaşması için ve sohbet etmek, televizyonların saçma sapan programlarına takılıp kalmamak için. Yakıyoruz mumlarımızı, hayır çayda çıra oynamıyoruz tabi ki ama gölgelerimiz yine de duvarlara vuruyor. O karanlıkta başka ne yapılır ki en güzeli sohbet muhabbet aile bireyleri ile daha ne olsun bundan güzel bir şey var mı? Yakınlaşın yakınlaşa bildiğiniz kadar çocuklarınıza, eşinize...
109 
 Booodrummm Boooodrummm  (Ahmet Zeytinci)

Normal zamanda ilçe sakinleriyle birlikte yüz yüzellibin civarında olan ilçenin bu günlerde nüfusu yazlıkçılarla birlikte altıyüzbin civarına yaklaşmış durumda. Oh ne ala kimse farkında değil büyük bir sağlık sınavından geçtiğimizin. Maskeni tak, bazen de takma sigara filan içerken, sohbet ederken, elini kolunu sallayarak da Bodrum Sokaklarında dolaş dur.
110 
 Dur (Ma) !  (Dilek Şengel)

Kaybettiğin kimse yok, kendinden başka !
111 
 Bir Delinin Günlüğü 2  (Yeter Özhal)

N'erde arızalı tipler var, gelir beni bulur arkadaş. Bende mi bir gariplik var anlamadım.
112 
 Uzun Metraj Korku Filmi, Bol Kan, Bol Siyaset, Bol Kavga, Boş Hayat!  (Rüya Bayram )

20 sene sonra o kadınlardan biri de ben olmak istemiyorum.. O ateşin düşüp beni de yakma ihtimalini düşünmek içimi daraltıyor. Çok mu uzak 20 yıl sonrasını düşünmek? Hiç değil.. Bu senaristleri de seyircileri de fazla sabırlı korku filmi başlayalı 27 sene olmuş. Bitsin artık bu filmin kapalı gişe saltanatı!
113 
 Fatma Nine'nin Günlüğü - 6  (Kâmuran Esen)

Fatma Ninem de günlük tutmuş.
114 
 Nice Yıllara Gülüm!..  (Mehmet Salih Özsaraç)

Heyecanlandım,elim ayağım titredi.Ya unutsaydım, günlük koşuşturmalardan senin doğum gününü.Yine,sen kızmazdın eminim, her zaman ki engin gönlünle. Gülümserdin yine bana, o tatlı gülüşünle.
115 
 Üç Korner Bir Penaltı  (Ahmet Zeytinci)

Akşam oldu mu annemin bana balkondan ''Ahmeeet top oynamayı bırak, eve gel birazdan baban gelecek.'' cümlesi halen kulaklarımda çınlar durur zaman zaman. Bir istatistik yapılsa, yetmişli yıllarda gözlük takan çocuk sayısı ve şimdi günümüzde gözlük takan çocuk sayısı diye, herhalde şimdikiler açık ara kazanır gibi geliyor...
116 
 Fatma Nine'nin Günlüğü - 7  (Kâmuran Esen)

Fatma Ninnem de günlük tutmuş
117 
 An Sızı'n  (Dilek Şengel)

Sen sadece kalbine inan.
118 
 Anneler Günü Safsatası  (Şevket Başıbüyük)

“Anneler Günü” kutlamasını başımıza bela eden zihniyetin tümünü, bilen bilmeyeni, neye, kime hizmet ettiğini düşünen düşünmeyeni, o günü ticarete döktürerek sömüren ve sömürülen her kesimi kınıyorum. Anneler Günü Safsatasını haber yapan, yayan, görüntüleyen, izleyen, dinleyen, yazan ve okuyanı da kınıyorum. Bu günü bir de ben dillendirdiğim için en şiddetli şekliyle bir de en okkalısından kendimi kınıyorum…
119 
 "Auto Show"  (Şevket Başıbüyük)

Önce “Auto”nun ne olduğuna bakalım. Türkçede fiil olarak kullanıldığında; “otomobille gezmek, araba ile gezmek” manalarına gelir. İsim olarak kullanıldığında; “otomobil, oto, araba” gibi manaları çağrıştırır. “Auto”, ön kelime olarak kullanıldığında ise; “kendi kendine, kendi, oto” anlamına gelmektedir. Yani anlayacağınız “ecnebi” bir kelimedir “Auto” ama neylersin ki dilimize de sokmuşlar…
120 
 İsraf Yolunu Değil Tutumluluk Yolunu Seçelim  (Hüseyin İbiş)

biz insanlar neden ısrarla israf yolunda yürümeyi tercih ediyoruz

Önceki Sayfa  1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 
31 32 33 34 35 36 37 38 39  Sonraki Sayfa




son eklenenler
Beslenmenin Demokrasisi
Tayyibe Atay
Deneme > Günlük Olaylar
Amma Uçmuşuz
Tayyibe Atay
Deneme > Günlük Olaylar
Zırlamayı Bırak
Tayyibe Atay
Deneme > Günlük Olaylar
Bi Der ki (1. Yazı)
Tahir Yüksel
Deneme > Günlük Olaylar
Bi Der ki (1. Yazı)
Tahir Yüksel
Deneme > Günlük Olaylar
O Kelime!
Yûşa Irmak
Deneme > Günlük Olaylar
Küresel Isırma
Ahmet Zeytinci
Deneme > Günlük Olaylar
Nereden Başlasam?
Aysel AKSÜMER
Deneme > Günlük Olaylar
Bitanemi
Tayyibe Atay
Deneme > Günlük Olaylar
Hımbıl Gençlik
Tayyibe Atay
Deneme > Günlük Olaylar
Bitmenin Şarkısı
Tayyibe Atay
Deneme > Günlük Olaylar
Uçan Şeyler
Tayyibe Atay
Deneme > Günlük Olaylar
Dokunmak Dokunuyor
Aysel AKSÜMER
Deneme > Günlük Olaylar
Maldivler
Tayyibe Atay
Deneme > Günlük Olaylar

 


 


Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © , 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.