|
Anasayfa |
Son
Eklenenler |
Forumlar |
Üyelik |
Yazar
Katılımı |
Yazar Kütüphaneleri |
|
|
Azmi, Bir Kadın, Bir Çocuk, Bir Bebek
İsa Kantarcı
Öykü > Aşk ve Romantizm
AZM, BİR KADIN, BİR ÇOCUK, BİR BEBEK
41 yaşındaki Azmi, hayvan tüccarıydı mutlu hayatında, sığır üretip satardı, bu işlerin içinde büyümüştü, babasının işi buydu, kurbanlık için da et ve et ürünleri üreten şirketler için. Köyde bir çiftliği vardı, tarlaları vardı. Ondan sığır
satın almak için gelen bir baba ve iki oğlu vardı, kamyonla, dört sığır satın almışlardı, asmanın altında çay kahve içmişlerdi,
Azmi müşterisi şişman adamı ve iki gen
[DEVAMI]
|
|
|
• İzEdebiyat > Eleştiri > Kesinlikle Karşıyım! |
61
|
|
|
|
Bizler, o gün muhaliftik, bugün de... Yaşarsak yarın da muhalif olacağız. Çünkü iktidar, paranın egemenliği, çeşitli dozda da olsa şiddet olmadan sürdürülemez. Para ve güç kirleticidir, baştan çıkarıcıdır. Her iktidarın muhalefeti olmak zorundadır, olacaktır. Tarihte olduğu gibi her dönemde, ama hep az sayıda, doğrulukları sonradan anlaşılan, kadim erdemlere, özlemlere, doğrulara inananlar da olacaktır |
|
62
|
|
|
|
Akıl fikir bağışla Tanrım... Bu konuda imza kampanyası başlatılsın... Biz kobay değiliz... Tv kanalları hergün yayın yapsın... Bu kabul edilir şey değil... Bunlar insanların GDO yönetmeliğine gösterdiği tepkilerden seçmeler. |
|
63
|
|
|
|
Şimdi Türkiye’de iki farklı beklenti ve iki ayrı heyecan aynı anda yaşanıyor.
Birincisi; Mübarek Ramazana bir an önce kavuşma iştiyakıyla uzun ve sıcak günlerde bile oruç ibadetini başa taç, ruha ilaç diye telakki ile özlemle ve sürurla karşılama heyecanı… |
|
64
|
|
|
|
“Olumsuz değerlendirme insanı övgüden çok daha fazla memnun eder; yeter ki kıskançlığı solusun” paradoksu…. |
|
65
|
|
|
|
Eski dört bakanın mal varlıklarıyla ilgili bilirkişi raporunda Zafer Çağlayan, Egemen Bağış ve Muammer Güler’in servetlerinin gelirleriyle orantılı olmadığı belirtildi. Önce "Paralar bizim değil polis koydu." dediler. Şimdi paralarını geri istiyorlar. |
|
66
|
|
|
|
Kimi zaman düşünmeden bilinçsizce söyleniyor da olsa dine tamamen aykırı olan onlarca söz yerleşmiş toplumda. Duyduğunuzda bir anda irkilmenize yol açan, Kur’an’a ve dine karşı saygısız üslup içeren sözleri söyleyen kişiyi kesinlikle uyarmak gerekir. Neden yanlış olduğu açıklanmalı ve kişi Kur’an’la uyarılmalıdır.
|
|
67
|
|
|
|
Bazı annelerin toplumda yerleşmiş olan "kızımı ne doktorlar ne mühendisler istedi vermedim" sözü kızını yüceltmek değil aşağılamaktır. Bu sözü annelerin gururlanarak söylemeleri onların ne denli cehalet içinde ve Allah’tan uzak yaşadıklarını gösterir. Allah’tan korkan ve O’nun sınırlarını korumaya çalışan bir annenin kızının eşi olacak insanda aradığı özellikler bunlar olmamalıdır.
|
|
68
|
|
|
|
Biz ne’dir bilir misin sen.?
|
|
69
|
|
|
|
Kapitalist sistemin kangren yarası haline getirdiği günümüz tıbbını inceleyip infiale kapıldım! |
|
70
|
|
|
|
"sabret gönül bir gün olur
bu hasret diner
çekilen acılar canım
gün olur biter.."
|
|
71
|
|
|
|
Bir edebiyat çevresinde şovenizmin "ş" si geçiyorsa, tavrını edebiyattan yana koyanlar şovenizme karşı çıkmalılar. Çünkü sanattan yana olmak demek insandan yana olmak demektir. |
|
72
|
|
|
|
Biz sürücüler her iki yılda bir fenni muayene ve egzoz kontrolünden geçiyoruz. Eksiğimiz olursa, örneğin; ilk yardım kutusunda 10 adet çengelli iğneden beşi eksikse, yangın söndürme tüpünün dolum tarihinin süresi geçmişse, aracın şase numarası okunamıyorsa, trafik sigortası eksikse, ödenmemiş cezası varsa sürücünün, vs. görevli memurlar bize ne diyorlar?
“Git eksiklerini tamamla ondan sonra gel.” |
|
73
|
|
|
|
Amerika'yı Müslümanlar keşfetmişmiş. |
|
74
|
|
|
|
Katiller insan değildir ,
Ama insanlar katildir.
Kimi bıçağıyla öldürür,
Kimi kelimeleriyle ... Atakan Korkmaz |
|
75
|
|
|
|
Hayır!... Hayır!… Hayır!...
Daha fazla geç kalınmadan, hemen şimdi!...
|
|
76
|
|
|
|
Bugüne değin atılan adımlar, ileri değil de geriye geriye götürürken... Bu adımları atanlar, 12 Eylül’ün, ardından 28 Şubat’ın döşediği yollardan koşar adım geçip bugünlere ulaşmışsa... 12 Eylül Davası, bütün alt birimler göz ardı edilerek iki elebaşıyla sınırlandırılırken... Bu davada adaletin tecelli edeceğine dair en ufak bir umut nasıl yeşerebilir? |
|
77
|
|
|
|
Fatma Nine'nin siyasi içerikli rüyaları devam ediyor. |
|
78
|
|
|
|
Bir şair “Hasretinden prangalar eskittim” dediğinde insanlar yıllar boyu ağlamıştı. Bir şarkıcı “Dışarıda deli dalgalar var, vurur duvarları yarar.” dediğinde yine ağladılar. Bir diğeri de “Uçurtmam tellere takıldı anne, hani benim gençliğim nerede” diye haykırırken ağlamalar bu kez feryatlara dönüştü. Dünyanın hiçbir toplumunda görülmeyen tuhaf bir hak arama mücadelesini asırlardır yapıyoruz. Ağlayarak, yalvararak bizi sömürenlerden, işkencecimizden, af aman diliyoruz. Askeri darbelerde, işkencelerde öldürülen idam edilen insanlara ağladıktan sonra bir gün geliyor bu kez o işkenceyi yapan otoritenin subaylarına, gazetecilerine, sözde aydınlarına ağlayıp , acıyoruz. |
|
79
|
|
|
|
Her güzelin bir kusuru vardır..... |
|
80
|
|
|
|
Büyük kentin kıyı mahallerinden olan Ebedi Müebbet mahallesinin üç kadını vardı. Habibi Külahşör’ ün eşi Fırtıklı Fikriye, İstinat İstifade’ nin eşi Nurbade ve Müşkülat Acıçekirdek’ in eşi Döndü… Bu kadınlar’ ın onbeş onaltı yaşlarına gelip de bakliyat depolarında ve meyve bahçelerinde çalışmak veya çocuk bakımı, ev temizliği gibi işlere gitmeye başladıkları yıllara kadar kendilerine ait yeni bir giysileri bile olmamış, kendilerinden küçük kardeşlerinin eşten, dosttan sağlanan eskileriyle büyümüşlerdi! Bu tür ailelerin erkek çocuklarının da çevreden gelen eskilerle büyütülmesi olağan karşılanırken, erkek çocuklarına uymayan veya erkek çocuklar tarafından beğenilmeyen, ve hatta öncelikle erkek çocuklarının heveslerini aldıktan sonra istekli giymedikleri giysilerin kız çocuklarına giydirildiği ve erkek çocuklarla benzer yaşlardaki kız çocuklarının buna itiraz edemediği o çevrelerde çok iyi bilinir. |
|
|
|