Adalet Nedir
Davul gürültü çıkarır. Davulcu gürültü yapar. Müslüman sahura uyanır. Hristiyan uykusundan olur. Ve adalet uyumaya devam eder. Dünya kim kime dum dumadır.
"Yazmak, aslında, yaşamak için iyi bir bahanedir. Yoksa ne yapacaktım? İnsanları dinleyecek miydim?" – Dorothy Parker"
"Yazmak, aslında, yaşamak için iyi bir bahanedir. Yoksa ne yapacaktım? İnsanları dinleyecek miydim?" – Dorothy Parker"
Davul gürültü çıkarır. Davulcu gürültü yapar. Müslüman sahura uyanır. Hristiyan uykusundan olur. Ve adalet uyumaya devam eder. Dünya kim kime dum dumadır.
Yabancı bilim adamlarını müslüman olmadıkları için aşağılayan, çocuklarımızın annelerinin başının açık mı kapalı olduğunu sorgulayan; onların en küçük yanlışlarının bile kendilerini dinden çıkaracak sebepler olduğunu söyleyerek yavrularımızın gece kâbus görmelerine sebep olan ve dolayısıyla çocuklarımızı bilimden- sanattan- hayatın gerçeklerinden uzak tutmaya çalışan zihniyetten nefret ediyorum.
Kırk yıldır bir arpa boyu bile ileri gitmediğimizi, kim bilir kaç arpa boyu geri gittiğimizi gördükçe günlerdir kıvrandıran Yazmalı mıyım, yazmamalı mıyım? Yazsam ne olacak, yazmasam ne olacak? ikilemini yazmaktan yana ancak çözebildim. Tam 8 Mart 2016ya beş dakika kala klavyenin başına oturdum.
Geçinmeyi düşünüyoruz; ama düşündüğümüz gibi geçinemiyoruz. Gezmeyi düşünüyoruz, düşündüğümüz gibi gezemiyoruz. Hatta gezemiyoruz. Düşünüyoruz; fakat düşündüğümüzü söyleyemiyoruz. Düşünme özgürlüğünün olduğu yerde, konuşma özgürlüğünü bulamıyoruz. Her şey bir şarta bağlanıyor. Şartlara da razı oluyoruz; ama şartlar el vermiyor. Anlıyoruz ki bizden nefes alıp vermemiz isteniyor.
Lügatimizden birçok
Habere göre, Çangaza Köylüleri dilekçe vermek için Kadirli Kaymakamı Necip Çakmak’ın makamına gitmişler. Hem de iki sefer. Fakat her ikisinde de Kaymakam vatandaşları kovarcasına uzaklaştırmış makamından. Hatta köylülere küfür etmiş. Kaymakam "Siz nasıl köyde fabrika istemezsiniz vatan hainleri, sizin sülalenizi s..kerim" şeklinde küfür etmiş.
Türk, Kürt, Arap, Türkmen, Ezidi, Alevi, Sünni , Şii kanlarıyla doluyor ev ve banka kasaları ve ayakkabı kutuları ve kimbilir daha nereler…
iki türlü canlının dokunulmazlığı vardır: bir sokak köpeklerinin iki korumalı insanların... bu iki varlıkların tek farkı vardır: sokak köpekleri kemik yer, korumalı insanlar bonfile ve biftek yer.
Büyük patronlar, birinci figürün halktaki tahammül sınırını iyice zorladığını, megolamanisinin zaptedilmez olduğunun farkına vardılar. Ama bu coğrafyada siyasal İslam’ın Işid, El-Nusra gibi en vahşi renkleri de olmak üzere her rengine, bunlar aracılığıyla mezhep ve etnik ayrıştırmalarla halkları kırdırmaya hâlâ ihtiyaçları var. Dünya yeniden paylaşılmakta, dünya pazarı yeniden oluşturulmakta,
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de komünist örgütlerin hem propagandalarının ve hem örgüt içi eğitimlerinin önemli bir parçası Darwinist eğitim programlarıdır.
Bazen garip bir şekilde insanlar aynı hareketi tekrar etmeye başlıyor. Buna çılgınlık diyorlar. Selfi çılgınlığı Cep telefonu çılgınlığı otomobille son sürat giderken öndeki araç normal gidiyor diye selektör yapma çılgınlığı, Üfürükçülerin "oral seks helal mi haram mı" ya varan insan hayatına müdahale etme çılgınlığı, İnsanların bu adamların ağızlarına
Kötülere yapılan en küçük iyilik , iyilere yapılan en büyük kötülüktür ... Atakan Korkmaz
Başımdam geçen bir olayı aynen aktarıyorum. Başkaları benim yaptığımı yapmasın... :))
Katiller insan değildir ,
Ama insanlar katildir.
Kimi bıçağıyla öldürür,
Kimi kelimeleriyle ... Atakan Korkmaz
Şeytani sistem bozgunculuk çıkarmaya, huzur ve düzeni bozmaya, barışı engellemeye devam ediyor. Arap dünyasındaki iç çatışmalar, masum insanların ölümleri, bireysel şiddet; bunların tümü son dönemde sayısı artan bozgunculuk örnekleri.
Üst düzey yetkiyle donatılmış Kurul, Meclis, Heyet'ler; Ulus adına karar verirken yüz kez düşünmeli.
Freudun Henüz yanıtlanamamış ve kadın ruhuyla ilgili otuz yıl süren araştırmalarıma karşın benim de yanıtlamayı başaramadığım çok önemli bir soru var: Kadın ne ister? sözlerine karşı çıkıyorum asi kadın ruhumla
Ota Benga, 1904 yılında, Samuel Verner adlı evrimci bir araştırmacı tarafından Kongo'da yakalandı. Adı, kendi dilinde "dost" anlamına gelen yerli, evli ve iki çocuk babasıydı. Bir hayvan gibi zincirlendi, kafese konarak Amerika'ya götürüldü.
Biz sürücüler her iki yılda bir fenni muayene ve egzoz kontrolünden geçiyoruz. Eksiğimiz olursa, örneğin; ilk yardım kutusunda 10 adet çengelli iğneden beşi eksikse, yangın söndürme tüpünün dolum tarihinin süresi geçmişse, aracın şase numarası okunamıyorsa, trafik sigortası eksikse, ödenmemiş cezası varsa sürücünün, vs. görevli memurlar bize ne diyorlar?