Namussuz İkilemler
(elif yıldız) 28 Kasım 2006 |
Toplum |
| |
“ben olmadan gidemezsin uzaklarına, senin en uzak sandığın yer yine benim aslında ya da kendinden bile daha yakınım sana. Kendi nefes alıp verişlerini bile duyamadığın anlarda duyacaksın benim nefesimi kulaklarında." |
|
Tükendi...
(elif yıldız) 11 Ocak 2007 |
Yaşam |
| |
Kaç şişe şaraptan sonra akmayı bırakırsın damarlarımdan, bir günde tüketilmiş kaç paket sigara seni unutturacak dertler verir başıma, kaç yüzden sonra silinir yüzün aklımdan? |
|
Siyah
(elif yıldız) 11 Ocak 2007 |
Günlük Olaylar |
| |
Bu gün vazgeçtim gurursuzca, onursuzca köşebaşlarında mutluluk dilenmekten. |
|
Ağırlık
(elif yıldız) 11 Ocak 2007 |
Günlük Olaylar |
| |
ellerime hiç yakışmayan bir sigara, soluğumda emanet bir nefes, üşüyen ayaklarımın tek sebebi, acı olan ne varsa bu dünyada hepsi -hakettiğin ya da haketmediğin ne farkeder- içimde, çok derinlerimde hissettiğim, ağırlığı belirsiz bir kütle, susuzluk belki de ne yaparsam yapayım dindiremediğim, ağlasamda günlerce ve gecelerce indiremediğim gözlerimden. |
|
Manzarasız
(elif yıldız) 22 Haziran 2008 |
Yaşam |
| |
ne olur , her baktığımda görebildiğime şükrettiğim o yüzden yoksun olmasam bu gece |
|
Saat 05. 50
(elif yıldız) 22 Haziran 2008 |
Günlük Olaylar |
| |
düşünmek somutlaştı nicedir.. onu görüyorum, hissediyorum ve duyuyorum... ve acısı ki çok derinlerimde |
|
Huzur Dediğin Nedir ki Oysa?
(elif yıldız) 2 Ekim 2008 |
Yaşam |
| |
oysa huzur dediğin nedir ki. kim kaybetmiş de ben bulayım, bu huzurlu olmaya en müsait, dingin ve sessiz mekanda. kime sorsam verecek bir cevap bulur herhalde. bulur da arkasına yaslanır, zaman zaman huzur bulabilmenin içinde yarattığı rahatlıkla. huzur dediğin nedir ki oysa... koca bir evde yapayalnız, televizyonu bile açma gereği duymadan içerden gelecek bir tıkırtıyla korku içinde kalabiliyorken ben.
|
|
Yaza Yaza Yaz Bitti
(elif yıldız) 8 Kasım 2008 |
Anılar |
| |
“nasıl da karmakarışık aslında tüm bu olanlar. Nasıl da karmaşığım aslında şuan. Bedenimden çıkıp kendime uzaktan bakabilmeliydim oysa şuan. Nasıl da yerle yeksan ve yek karşılamaktayım bu hayatı, oysa yıllar sonra tam da bu gün nerede kiminle olacağımı bilebilmeliydim. Kaç kişinin sarıldığını bilmediğim bir battaniyeye sarılmış bunları yazmaktayım.” |
|
|
. Oysa huzur dediğin nedir ki? Kim kaybetmiş de ben bulayım bu huzurlu olmaya en müsait dingin ve sessiz mekânda. Kime sorsam verecek bir cevap bulur herhalde. Bulur da arkasına yaslanır, zaman zaman huzur bulabilmenin içinde yarattığı rahatlıkla. Huzur dediğin nedir ki oysa. Koca bir evde yapayalnız, televizyonu bile açma gereği duymadan içerden gelecek herhangi bir tıkırtıyla korku içinde kalabiliyorken ben.
|
|