Biten Aşk
Aşk… Zalim bir kahraman. Ve kalp… İflah olmaz bir âşık… Aşkın tüm nankörlüğüne karşın kalp hep vefalıdır aradan yıllarda geçse zaman zaman titrer ve bitip giden aşkları yad eder…
Aşk… Zalim bir kahraman. Ve kalp… İflah olmaz bir âşık… Aşkın tüm nankörlüğüne karşın kalp hep vefalıdır aradan yıllarda geçse zaman zaman titrer ve bitip giden aşkları yad eder…
Ali yedi yaşında koyu bir kar aşığıydı. Oda kar gibi biraz mesafeliydi, diğer çocuklarla pek kaynaşamıyordu, iki üç tane arkadaşı vardı ya onlarla oynuyordu ya da tek başına. Ali’nin arkadaş seçiminde özel bir sebebi vardı; onlarda kendisi gibi anne ve babasızdı. Ali’nin babası vardı gerçi ama annesi o
Aşk Mekke’de başlar, aşk Medine’de başlar. Ve vatana dönüş yaklaştıkça hasrette kalplere düşmeye başlar daha o anda. Gözlerde yaşlar sel olur ayrılık akla düştükçe, zorla ayrılan sevgililer gibi kırılır kollar kanatlar. Gönül artık yasa girer, oda tıpkı Kâbe gibi karalara bürünür. Ayrılığın ateşi dönmeden yakar daha ve döndüğündeyse
Üçüncü hafta hava genelde boz bulanık. Ne yapılır ki bu havada evde oturup uyku modundan başka? Yine böyle bir günde pazara gidiyorum ama yok artık kesmiyor “en iyisi yeni yerler keşfedeyim” diyerek başlıyorum bilmediğim sokakları arşınlamaya. Ben sokaklarda dolaşırken sanırım yağmur beni kıskanıyor yada yalnız olmama gönlü razı
Gitmek istiyorum uzaklara, / Gece şehrin ışıklarına baka baka. /
Buda bir ayrılık hikâyesi, / Klasik ve sıradan, acılı ve kederli.
Gözüm akıp giden trafiğe kilitli. / Her bir direksiyonun başında kim bilir ne
Kıpır kıpır hisler var içimde, tarifsiz bir mutluluk var gönlümde / Neşeliyim, ışıl
Günün başlangıcı iyi ki doğmuşum diye başlarken, nereden geldi aklıma bilmem tüm bu düşüncelerle haşır neşir olduktan sonra gayri ihtiyari tereddütleniverdi.
“İyi ki doğdum mu acaba?”
Bir tek gözyaşın aktı mı benim içim / Benim için hiç yandı mı
İçimdeki bu durgunluk bilmiyorum ki neye alâmet, / Çıkacak mı acaba benim de
Nasıl kıskanmayalım o hurma kütüğünü Ey Rasul! Nasıl kıskanmayalım sırtını okşadığın kediyi, süt kardeşin Şeyma’yı, sana hizmet eden Enes’i, dostun Ebu Bekir’i, can yoldaşın Hatice’yi ve diğerlerini…
“ Ashabım gökteki yıldızlar gibidir. Hangisine uyarsanız hidayete kavuşursunuz.”
Diye buyurdu Allah Rasulü. Sizler öyle güzel yarenlerdiniz
Sımsıcak yaz günleri geride kaldı artık. / Yıldızlı gecelerdeki gezmeleri de bıraktık.
Hayallerim vardı dünyaya dair. Ama vazgeçtim tüm onla ilgili hayallerimden. Varsın dünya yine bu haliyle kalsın, nede olsa birgün kalmayacak...
Namaz! diyor Alemlerin Efendisi: Gözümün nuru, bana dünyanızdan sevdirilen üç şeyden biri ve mü’minin miracı. İnsanların ahrette sorguya çekilecekleri ilk şey ve devam ediyor Sevgili: eğer ki kişinin namazı tam çıkarsa ne alâ eğer namazı eksik çıkarsa o zaman onun hesabı zordur.
Niye bilmem hep sonbaharı sevdim, Dökülen yapraklarda buldum kendimi.
Bir tarafım olabildiğine mutlu dedim, Diğer tarafım çözemediğim kadar gizemli.
Ortaokul yıllarımdan beri elim kalemlere aşina. ne zaman yalnız kalsam onlar teselli etti, ne zaman mutlu olsam onlarla paylaştım hislerimi, bazen şiir oldular bazen de deneme. ayrılmadık nihayetinde hala da beraberiz.
sivas
konu ne olursa olsun denemenin sıcaklığını ve şiirin büyüsünü hiçbir şeye değişmem.
senai demirci, mustafa islamoğlu, ramazan kayan
ben denemeye çalışıyorum, bu yüzden kendimi onlara yakın bulmak; hocalarıma haksızlık olur bence.