Müşerref ÖZDAŞ

Bir Kedi ve Bir Adam

Sevginin tek dili yoktu. İşte anlaşıyorlardı. Sevildiğini ve kabul edildiğini biliyordu sanki. Sevgi evrenseldi. Sevgi şiir gibiydi. Sevgi ilham gibiydi. Aniden gelivermişti.

Öylesine Bir Gündü...

Öylesine bir gündü. Öylesine yürüdüm sokaklarda. Gülen yüzler de gördüm, canı sıkılanlar da. Yaşamın ağır yükü altında eğilmiş olanları da, lüks aracında caka satanları da.

Korkularım

Gülüşlerime hüzün saklı.Onu görmenden korkuyorum. Mutlu iken zaman çabuk geçermiş. Zamanın geçmesinden korkuyorum. Girdiğim zaman tünelinin ucundaki ışıktan korkuyorum. Kalbimi sana emanet etmekten korkuyorum. En kötüsü de bir ömür sana sevdalı kalmaktan korkuyorum.

Yaşlı Bir Adamın Hikâyesi

Yaşlı bir adamın hikâyesi bu. Yaşamın yorgunluğuna katmıştı yorgunluğunu. Sabah çayını içiyordu. Demli çayını. Yüreğinde demlenmiş nice acılar gibi demli çayını Ve sigarası yoldaştı ona. 64 yıllık yaşamına üç hecelik mutluluğu sığdıramayanlardandı.

Aşk Gülümsetebilmeli

Kimi sevda zordur, ağırdır. Sarp yolardan geçilir. Kimi zaman hızlı koşulur kimi zaman ılık yaz yağmurlarında ıslanılır. Kış ortasında rengârenk çiçekler açtırır. Kimi zaman yaz güneşi gibi ısıtır içinizi kimi zaman ışıkları solar. Kanadından berelenmiş bir kuş gibi uçarken acı çeker.

Kalanlar ve Gidenler

Kimi zaman zor gelir gitmek.Kimi zaman da zor gelen kalmaktır.Yaşamımız tercihlerimizin toplamıdır.Ve bazen yaşamımız ayrılıklar toplamıdır.Yarım kalan şiirleri,yarım kalan öyküleri barındırır.

Küçük Kelebek

Bazen sağanaklar yağar içimizde, bazen de en baklemediğimiz zamanlarda güneş açar. Bu yazının küçük beyaz bir kamelya ile ilgisi var. Bu küçük ve sanal kamelya nasıl bir hüzün perdesini aralayabildi ?...

Başa Dön