Çok sevdiðim bir kardeþim ile gündelik iþlerden hasbihal ediyoruz. Nasýl oldu anlamadým laf geldi dolaþtý “erkeklerimiz-bayanlarýmýz” olayýnda düðüm oldu kaldý... Ahmet Bey kardeþim bu düðümü az da olsa gevþetmek ve çözmek için konuþmasýnýn devamýnda bana dönerek; “yahu üstadým hanýmlarý anladýk da sen nasýl bilirsin Türk erkeklerini” deyince kem-küm ettim. Evet, kem-küm ettim çünkü söyleyecek çok söz olduðunu düþündüm… Hem mevzuu “saatlerce konuþulsa bitmez!”e de benziyordu! Sonra, olayýn, neresinden konuþursan konuþ hem çok “su götürecek” hem de her eleþtiri oklarýnýn ucu biraz da biz erkeklere deðecekti…

Bana insanýn kendisini ya da hem cinsini eleþtirmesi gayet zevkli geliyor. Ancak herkes ayný fikirde mi? Sorusuna: “mümkün deðil!” demek kafi gelir sanýyorum. Onun için bir baþkasý bu konuda baþka birinin tecrübelerini tecrübe ederek, ayný hataya düþmesin diye, çýkmasý muhtemel potansiyel hatazedeleri karýnca kararýnca uyarmaya çalýþmak niyetiyle “Türk Erkeði”nin genel profiline bir bakýþ açýsý kazandýrmak için fikirlerinize bu makalemle mini bir çýra yakmak istiyorum…

Sevgili hemcinsim, sen, sen ol böyle bir sohbet ortamýnda erkeklerin kötü yanlarý eleþtirilecekse þayet Ahmedin, Mehmedin de olaya senin pencerenden bakma þartýný mutlaka ama mutlaka ara diyorum! Zira mevzu ile ilgili konular konuþulup acýmasýz tenkitler, cüretkâr sözler sarf edilince bazý kiþiler sanki olayýn tek kahramanlarý kendilerimiymiþ gibi kýzmaya, sinirlenmeye, hakaret etmeye daha da kötüsü iþin ucunu düþmanlýða kadar götürebiliyor... Bu durumda sen, kendi özgür fikirlerini faþ ederken “BEN DÜÞÜNCEMDE ÖZGÜRÜM” nidalarý atýp her fikri, umum toplumun içinde ya da dost sandýklarýnýn yanýnda söylemeyeceksin ki baþýn aðrýmasýn… Çünkü potansiyel katil ruhlu kiþiler üstlerine sinek dahi kondurmaya tahammül edemedikleri için, Alim Allah hemen oracýkta cevval bir elin; “kelebek gibi uçan arý gibi sokan” kroþesini gözünün ya da burnunun tam ortasýna yiyebilirsin…

Efendim, öyle ya da böyle adý ne olursa olsun Fransýz kadýný, Amerikan kýzý, gibi bütün bir toplumu kapsayan deðerlendirmeler yapýlabiliyor da ya “Türk Erkeði hakkýnda birisi bir deðerlendirme yapsýn!” dense neler konuþulur ki? Hem Türk Erkeði’nin gerçekten kendine has belirgin kalýn bir çizgisi, yeþil alanlarýný çevrelemiþ korunaklý birer çiti var mý? Ve bu çitler onun penceresinden ne denli korunaklý? Þayet bu konular konuþuluyorsa ve konuþulacaksa, bu durumun varlýðýna inanan insanlarýn önce “Türk Erkeði” diye dile gelen bu numune tipin varlýðýný kesinlikle ispatlamalýdýr öyleyse. –yani bu mefhumu hiçbir ýrktan erkek yapamaz ancak ve ancak bir Türk Erkeði yapar, o da filanca kiþidir demelidir!- Yoksa bunlar uydurulmuþ, hemen dile gelen anlýk sözlerden ibaret bir çift kuru sözden ibaret kalabilir elbette.

Ýþte böyle sevgili dostlarým, kardeþim Ahmet sorunca bende âcizane Türk, Yunan, Ýngiliz, Fransýz, Amerikan, Ýtalyan erkeklerinin deðil de her erkeðin, hatta her canlýnýn, her nevi þahsýna münhasýr insanlarýn ayrý ayrý, kendine has özellikleri, karakterleri vardýr dedim. Zira, takdir edersiniz ki insanlarý böyle standartlaþtýrma çabalarý kiþinin zihninde kolay hükümler vermeye yönlendiriyor ve bu durum insanýn insan olma özelliklerinin göz ardý edilmesine, yanýlmasýna neden olacaðýndan bir milletin erkeði þöyle olur böyle olur diyemedim... Ben böyle düþündüðümü söyleyince sohbet meclisindeki hiçbir kardeþim benim bu fikrime katýlmadý elbette! Yani ben mi düþüncemde bir ütopya içindeyim diye kendimi sorgulamaya baþladým naçizane… Onun için “Türk erkeði” sohbetimizin sonunda konuþulan mevzulardan ve atýflardan bir derleme yapýp size mevzuuyla ilgili þöyle bir özet çýkartabilirim.

“Türk erkeði kesinlikle bencildir” denildi!
Dostlarýmýn görüþüne göre; hiçbir milletin erkeði kendini önemsediði kadar bir baþka yerliyi (insaný) bu kadar önemsemez-miþ…

“Türk erkeði meydana gelen olaylar karþýsýnda ya duyarsýz tavýrlý ya da suskun bir kaya parçasýdýr” denildi!

“Türk erkeði, genel itibariyle yakýn iliþkisi bulunan birinci dereceden akraba, eþ, dost ve sevdiklerine, tatlý sözler söylemez, nedense hep kýzdýðýný söyler...” denildi!

“Türk erkeði gaz’a alýþkýndýr! Ver gazý ya da pohpohu yaptýrtamayacaðýn þey yok!” denildi!

“Türk erkeði, hastalanmaya görsün, onun bu nekahet (istirahat) dönemi tam bir baþ belasýdýr, insan evladý bu mýzmýzlýðý çekemez” denildi!

“Türk erkeði bizim demez de benim eserim der hep” denildi!

“Türk erkeðinin haremi olsa kendini Don Juan sandýðýndan gözü hep elin karýsýnda kýzýndadýr” denildi!

“Türk erkeði eþine gaddar, fakat anne ve babasýnýn da aðzýna bakarak onlarýn her türlü isteðini öncelikle yapar.” denildi!

“Türk erkeði, herhangi bir olay karþýsýnda; heyecan verici, belki üzücü yahut sevindirici herhangi bir mevzu hakkýnda panik ataktýr! Hemen dumura uðrar” denildi!

Ýlgisiz, kýskanç, delikanlý, korkusuz, acýmasýz, gibi yakýþtýrmalar da çabasý…

Evet dostlar, olay kýsaca böyle diyelim! Fakat ben görüþümde sabit ve statik duruyorum halen. Benim için hangi milletten olursa olsun erkek erkektir, kadýn da kadýndýr! Ve bir ayrým yapmam söz konusu kesinlikle deðildir!

Aslýnda asýl önemli olan Türk Kadýný’nýn, Türk Erkekleri hakkýnda ne düþündüðüdür… Kalemi keskinleri yazmaya davet ediyorum… Bu bilgi sadaka-i cariyesini hep birlikte biz yerlilerin ilgisine sunsunlar...




http://twitter.com/yusairmak
https://www.facebook.com/yusairmak
yusairmak@hotmail.com