Doğallık sahip olunan değil, kazanılması gereken bir erdemdir.
-Cervantes |
|
||||||||||
|
Sanki onlar kadar normalmiş gibi, Sanki onlar kadar asiliz. Yabancı gözler , bacaklarını gövdesine bağlayan kalçalarını (da) geziyor, Bitkin , pislik ve binlercesiyim. Kıskanç adamları kesiyorum, Kadınımı benden kıskanıyor orospu çocukları.. Kadın benim kadınım ! Dün televizyonumu kıran kadın, Kabahat benim. Onun yerine birayı ve maçı seçmiştim, Bacakları çorap tutmayan kadın işte.. Ganyanı geçip , Marketten sonraki ilk apartmana giriyoruz Komşular aforoz etmişler beni dedikodumu yaparken çarmıha geriyorlar biliyorum çirkin ucubeler evet yaşlı ve berbat biriyim ve bu kadın benimle kocalarınız gözünü kapattığında sizi değil kadınımı düzüyor kapıyı açmak çok kolay ama o koku bizim evimizin kokusunu almak kapısı tutmayan sokaklarında polis olmayan içinde boktan farelerin bile yaşamayacağı bu evde güvendeyiz ancak iki geri zekalı sığar bu araya kaşık , çatal bardak , tabak her şey iki tane misafire yer yok zaten müsait de değiliz yemek yapmayı bilmez ama garson kadınım akşamları kayıntılar oradan ben veresiye yazdırıyorum biraları beni ölümsüz sanıyor hala yaşamamın mucize olduğunun farkında bu bile tanrıya inandırdı onu ben hala yaşıyorsam tanrı varmış bu onun lafı parmaklarımı sayıyor sabahları bazen tırnaklarımı kesiyor tam bir ruh hastası beni seviyor ıslak ağzı buruşmuş bedenimi geriyor eski zaman savaşçıları gibi gergin bedenini ellerimle tutuyorum bir yayı tutarmış gibi bilekleri öpüyorum ayak bilekleri çok lezzetli ensesinde konuşuyorum domuzlardan daha çok sikişiyoruz nefes alamıyorum benim yapabileceğimden fazlası bu mucize aslında o ona bakınca tanrıya inanıyorum kibritlerimin hepsi ıslak ama o sigaramı yakabiliyor biz tanrıya ve cennetine inanıyoruz ve bizi kabul edeceği cehennemine işini bitirdiğinde kenarda Shakespeare okuyor ben zaten kalan son nefesimi sigarayla süslüyorum evde çıplak dolaşıyor bazen canım sıkılıyor genç ve güzel ölümü hatırlatıyor tekrar sonra beni ölümsüz hissettiriyor geceleri içkiyi kaçırdığımda resmimi yapıyor en sevdiğim gömleğime tanrı seni elinden düşürmüş yazdı dün bazen yan odada kalır üç gün uğramadığı olur belki genç erkeklerle sevişiyor belki de beni genç bir erkek hayal ediyor mutfakta yada banyoda karşılaştığımızda sanki yoldaymış gibi selamlaşırız ellerimle ovalarım kendimi onu bilmem ama ben onu elimle aldatıyorum ilk aşkım benim zavallı elim yan odadaki tatili bitince börtü böcek sevişiriz sokak kedileri bizi seyrederler ön sıralar kıdemlilerin sineklerin ve düzüşen kelebeklerin arasında hayat buluruz rengarenk tanrı tabiatı kişiseleştirir ve işte böyle geçer hafta sonları zaten genelde yan odaya çarşamba geçer cuma gecesi yanıma döner pazartesi sabahı umurumda değil mesainin kaç saat olduğu elime batan cam parçaları işçiler konuşuyorlar daha çok kazanmak için birleşiyorlar karıları ve çocukları harcasın diye daha çok hak arıyorlar işte iç savaştan da etkilenmedim bombalar yağarken ben binlerce kez girdiğim kapıdan giriyordum parmaklarının arasından düşüyordu saçlarım ölüme yaklaşıyorduk hırıltılar , vahşet bu , insanlıktan uzak yaşadığımızı hissediyorduk domuzduk pislik içinde tavan yüksekti yukarıda ay ve yıldız desenleri göğüslerinin arkasında ordular vardı beni boğmak isteyen Noel babalar vardı etrafta kadınlar kırmızı donlarından medet umuyordu kadınım beni tıraş ederken yazmıyordum yazmak aptallıktı yazmak kaybedince kendini avuçlamakdı avuçlarımı sert beyaz kalçalar dolduruyordu o zamanlar benim yaşamam mucizeydi ve tanrıya inanıyordu kadınım baldırlarına resimler çiziyordum işteyken oda şiirler yazardı kasıklarına o bacaklarda , bembeyaz kıçında sırtında ve tüm gamzelerinde sanat vardı şarkı söylerdi cehennemde sahne alacaktı bende menajeri olacaktım öldü ve cennete gitti aylar geçti bir kere mezarına gitmedim o inanan biriydi son nefesinde son nefesinde düzerken gitti tanrı mucizesini gösterdi ve her inan gibi cennete gitti haksızlıktı beni kandırdı kaltak şişman bir kadın bulup evlenmeli daha çok çalışmalı takım elbise, televizyon taksiti ekonomi , kahrolası savaş .... böyle şeyler yazmalı .. kadınımdan bahsetmeliyim . başka anlatacak değerli bir şeyim yok .. kadınım mı ? hiç bir kadına sahip olamadım . hep sahip olmuşum gibi hissediyorum . bu kaçınılmaz . ama kimseye sahip olamıyorum . böyle şeyler yazmalı . İstanbul’ dan kilometrelerce uzakta sayıklamak yerine .. " neden " diye sormak yerine”
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Berkant Eker, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |