İnsanların arasında yaşadığımız sürece, onları sevelim. -Andre Gide |
|
||||||||||
|
her gel-gitte inleyen... denizi içine çeken tahtadan damarlarını kesmek istiyordum. bıçağı kendi boğazıma dayamak gibi. gözümün önünde üstü tanrı kaplı okyanus.. ah ne derin ah ne sarhoş. günlerce içimdeki güneşle sersemlemiş bir halde okyanusa işiyorum. üre salmak gibi hayata. çoğalın belkide dört beş aydır gece olmuyor... siyahı unutmak nasıldır bilir misin. tırnaklarımla bin yıllık çivileri söküyorum çakıldıkları yerden. tek tek ne zaman ellerime baksam gökyüzü uzuyor sanki. traş edilmeyi bekleyen bir tanrıça gibi. pas ve kirli kan .. geminin omurgası ayrılmaya başladı kaptan sonra olması gereken oldu .. lacivertten bir ses , içim yosun yosun sarı kayboldu .. şimdi yeşil usulca cebimde unuttuğum geceyi çıkardım gece şehvetli .. ağzı sıkı kalçaları oynak ve siyah peleriniyle ortalıkta salınmaya başladığında anladım ay ışının acizliğini. gün ışığında " sana aşığım " diyebilirdim gün ışında bereketin olabilirdim.. bekaretime kızıl hançer saplayan bir günahkar. ve imkansız bir kaç düş daha .. oysa azalıyorum güneş yerini geceye ve ayaza bıraktığında soyunuyorum usulca eski ve serseri bir aşktan ödünç aldığım dişlerimi takıp zamana azaltıyorum senide. ilk boynundan kirlenmiş ciğerlerim ve ruhum için , haykır benimle ah ne sert hayat buzdan hücrelere dönelim ne zaman biri parmak atacak olsa içimize tuzla buz olalım. gece kus biraz..biraz deniz kus... hücre duvarlarımız daralıyor daracık bir aralıktan bakıyorum. gözlerini buluştur benimle diye , görmemen gerektiğini bile bile . kim bilir radyoda ne çalıyor... kim bilir ne dinleyip ağlıyor denizanaları.. hani ne zaman dokunsalar yakarlar ya müzik gibi birazda. ölüm korkusu seni tanıdım güç ve tutku mücadelemin ve vazgeçemediğim aşkın sonu geliyor.... damarlarımda lirik dudaklarımda kanlı gidişini sayıklıyorum kıpırdayacak bir yer yok... yoktun yoktum yoktuk burda sabitledim zamanı kaybetmek yada ölmek değildi ama vazgeçmek .. olması gereken bu . ve vazgeçerek öleceğimi farkedince , lacivert çığlıklar atıyorum unutulmaya yüz tutmuş orospu gözlerine. . cesedimi arıyorum , bu boktan , mezarlık kıyısında . yol boyunca , ruhları tarafından terk edilmiş bedenlerin arasında .. sere serpe .. dudaklarında sigara .. gözleri kara bir boşluk , gülüşleri ürtpertici cesetler arasında . kendi cesedimi aramaya giderken kendi cenaze marşımı besteliyorum.. bir eksik..bir fazla..biraz ıslık..biraz hazla kimbilir hangi radyoda çalacak. denizanaları da dinler mi dersin gidişimizi. Bu gün bekliyorum Vahşi orta avrupa da binlerce heykelin ortasında ağzı şahadetle anılan kimlere saygısızlık edeceğiz sevgilim bir bilsen biliyorsun .. kırmızıya boyadığımız hiç bir mezar taşının adı okunmaz an ki ant içiyorum şimdi al kan kırmızı rahmine beyaz küller dökeceğim
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Berkant Eker, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |