Sevgi sabırlı ve yürektendir, sevgi kıskanç ve övüngen değildir. -İncil |
|
||||||||||
|
Kin ve nefret yine çıktı gün ışığına.. Neden benim sevdiğimi sevmiyorsun, tutmuyorsun diye… Ülke sanki savaşa girmiş te taraf tutmaya mecburuz gibi.. Ne zamandır ertelediğim, belki bir nebze dertleşmek için kelimeleri dökmek istedim bugün… O kadar yalnız kaldım ki hayatta, biri beni duysun istedim, anlasın istedim beni ve benim gibi olan insanları… Sevmek uğruna yapılanlar kutsaldır elbette; ya sevgisizlik ya tükenmişlik varsa hayatımızda işte o vakit yolun sonundayızdır. Elbette her şey hemen tükenmiyor bizi, öyle bitmiş gibi görünen her şey zamanla yavaş yavaş bizi tüketiyor ama farkında değiliz.. Ülkeme bakıyorum; insanlarıma ve yurt dışında yaşayan topluluklara… Kültür inanç ve adetler bizleri ayıran faktörler. Yoksa hiç te farklı değiliz tüm savunduğumuz ideolojiler uğruna savaşlar uğruna.. Ne yazık ki farklılıkları sevmeyenler oluyor aramızda o kadar ki tahammül bile edilemiyor, kaşın üstünde neden kaş var hesabı. Bu neyin hesabı tüm çelişkiler kara/yazgı gibi üzerimizde… Tarih tekerrür ediyor gözümün önünde, insanlar sokaklarda kimin ne dediği ne istediği belli değil. Yurdumun üzerinde kara bulutlar var sanki dağılmıyor. Milli ruh ben /sendecilikle karışmış demokrasi adı altında ötekileştirme yapılmakta. Oyunlar entrikalar gözü kapalı siyasi birliktelikler ve çıkarlar… Kimi dindarlıkla bencillik arasında sıkışmakta, kimi liderlerin vasıflarından ziyade onun bedenine tapmakta.. Her ikisi de çarpık bir düzey oluşturur ki insanlara hiçbir fayda ilim sağlamaz.. Atatürk’ ü anlamanın yollarında biri de bu değil mi! Onun yapmaya çalıştığı yenilikleri mücadele ruhunu siyasi hiçbir emele alet etmemek.. Dinimizin istediği kötü ahlaktan kaçınmak değil mi, sevmek yaradan dan ötürü her daim.. Hadi sevmiyorsun fikirlere saygı göster bari! Şu günler kalbim çırpınıyor sanki bedenimden çıkmak gitmek ister gibi. Bedenimi saran bu amansızlık nedir yarab! Ölümlere çaresizlik mi… sevgi kırıntılarıyla yaşamamak isteği mi? Hangi hayatlar/dayım Bugünün ışıklarını yarına kavuşturamadım Gözyaşlarımı içime akıtmaktan yoruldum Sevdim çok ama çok sevdim Sevilmeden hem Çocukça sevdim Her limanda onu bekledim Karanlığı delen her günde İçimdeki beni Aşkın her haldeki cereyanını Fikrin deryasında yol aldım Ama kavuşamadım Söz dinlemeyen kalbim Yoruldum sus artık Kaçıncı ömrümün kaçıncı yılında Ya rab biter mi bu isyanım Yok mecalim Polyanna düşlerim yok Gelme artık geceme Gelme Bitap kelimelerim Yok, sevmelerin Gül hanımeli selvi... "D 25 Haziran 2013
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Deniz Hatipoğlu (Hamdiye), 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |