içmeden sarhoş olmak bunamı derler acaba
başım dönerken ve midemde garip tatlar hissederken
kafamdaki soru işaretlerine eşlik etmeye başlayan
ruhumdaki hayata dair soru işaretleri...
çoğalan soruların sebebini arayacak bir ruh halinde olmadığım kesin
ama neden bu kadar soru var zihnimde ve neden böylesine garip bir
ruh hali içindeyim?
beklentiler içinde bunalmak yada beklentisizlikler içinde yok olmak bunamı
deniyor acaba?
kafamın içindeki koca bir uğultu ve 1 haftadır içmeyi unuttuğumu hatırlamak
haplarımı çok sıkıcı bir durum...
bir gece önceki neşeli halin inadına karamsar ve sıkıcı bir hal...
gözlerimin içinde gördüğüm piramitlerden eser kalmamış
ya da piramitler bir kum fırtınası ile çökmüş gibiler...
ve hayat zor...
zor olan hayat mı yoksa ruhumuzu hala bir fanusun içinde havasız bırakmakta
direndiğimiz için her nefes alamayışımızda hayatın zorluğumu geliyor aklımıza..?
neden okyanusu yada bir denizde yaşamak varken fanusu tercih ediyoruz?
denizin zorluklarından korktuğumuz içim mi nefessiz kalmayı yeğliyoruz?
...
neden monoton bir hayatı tercih etmiyor ve tüm kırılmalara incinmelere rağmen
maceralara atılmak istiyor ruhumuz?
neden bir benzerimize rastladığımızda kendimizi görüyor gibi olmuyoruzda,
yaptığı herşey de boğazımıza birşeyler düğümlenip konuşamıyoruz bildiğimiz kelimeleri..?
ve neden her sevgiyle beraber ruhumuzda bir şeyler yenilenip mutlu olurken,
bir taraflarıda hüzne boğuluyor?
her sevgide biraz hüzün vardır deniyor biliyorum ama bu hüzün size zarar
vermeye başlıyorsa eğer sevgiyle bağdaştırmak yanlış olmazmı?
bunca nedenden bir cevap ararken mi midemde garip tatlar duymam ve
başımın dönmesi...
boşuna değilmi yediğim yemeklere kusur bulmak ve ahşap boyarken ki verniğin kokusuna
bahane bulmam?
bunca nedene, belkide sadece bunlardan birkaç tane nedene takılmışken ruhum
ne yediklerimi fark ediyorum,ne de vernikle beraber içime çektiğim temiz havayı hissedebiliyordum.
sorun yada hata nerdeydi? sorun yada hata aramak başlıca sorunmuydu yoksa?
içinde yakın özlemler duyarken bunca kelime salatasına düşmek neyin nesiydi?
karnınız kurt gibi açken harikulade hazırlanmış bir akşam yemeğinde
en son gelen salataya kadar hiçbir şey yememek ve salatanın tuzsuz olduğunu fark edip
kalmak gibi birşeymiydi bu ....
ağlamak güzel ferahlatıcı ama ya ferahlamanızı istemiyorsa içiniz ve göz yaşlarınızı
sizden esirgiyorsa. ruhunuzda yanan siyah ateşleri söndürmek için ne yapmak gerekir?
içinizde hem bir sevda hem bir aşk varken, hepsinden yoksunmuş gibi
ruhunuzun derinliklerinin boşluğunu hissedip ve bir duvara saatlerce baktığınız oldumu,
ya da bir monitör ekranıyla saatlerce bakıştığınız oldumu ve sonunda birşeyler
yazmanızı söyledimi size sırdaşınız olan monitör ekranı?
hayatı sadece bir monitör ekranından izlemeyi düşündünüz mü hiç?
ve kendinize monitör gözüyle bakıp insanların düşüncelerini üzerinizde hissettinizmi...
hayat binlerce tiyatro oyunundan oluşurken aslında baş rol oynadığınız oyunda
kendinizi figüranlığa attırtığınız oldumu?
...
...
...
...
bunca sorudan sonra bunlara bir cevap vermek isteyip istemediğinizi düşündünüzmü okurken,
yada belki onlarca cevap verdiniz her soru sonrası....
27 aralık 2002