..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Müzik söylenemeyeni, ama sessiz de kalınamayanı anlatıyor. -Victor Hugo
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Din > Mehtap Gözükan




8 Eylül 2014
'Müşrikleri Bulduğunuz Yerde Öldürün' Ne Demek?  
''Müşrikleri Bulduğunuz Yerde Öldürün'' Ne Demek?

Mehtap Gözükan


Ateist arkadaşların en çok takıldığı, dile getirdiği ve inkarlarına sebep gösterdikleri ayetlerden biri, Tevbe suresi 5. ayettir. Burada geçen ''müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün'' ifadesini alıp, ''İslam (haşa) vahşet ve savaş dinidir'' diye lanse ederler. Oysa Tevbe suresinin ilk ayetlerinde müşriklerin anlatıldığı bölüm, hoşgörünün en üst seviyesinin tecellisidir.


:AFGI:
Ateist arkadaşların en çok takıldığı, dile getirdiği ve inkarlarına sebep gösterdikleri ayetlerden biri, Tevbe suresi 5. ayettir. Burada geçen ''müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün'' ifadesini alıp, ''İslam (haşa) vahşet ve savaş dinidir'' diye lanse ederler. Oysa Tevbe suresinin ilk ayetlerinde müşriklerin anlatıldığı bölüm, hoşgörünün en üst seviyesinin tecellisidir.


Konuya girmeden önce şirk ve müşrik kelimelerinin tarifini yapalım. Şirk sadece puta tapmak manasına gelmez. Allah'tan ve O'nun rızasından önde tutulan her başlık, Allah'a koşulan şirktir. Bu durumda olan kişiye de müşrik denir. Peygamberimiz döneminde yaşayan müşrikler, İslam'ın yayılmasından rahatsızlık duydukları için müslümanlara baskı ve zulüm uygulamışlardır. Çağrı filmini izleyen herkes bu süreci rahatlıkla gözünde canlandırabilir. Bu baskı ve zulümden dolayı Peygamberimiz ve iman edenler Medine'ye hicret etmişlerdir. Hicret eden muhacirler ve onlara yardım eden Medineli müslümanlar (Ensar) kısa zamanda kaynaşmışlardır. Burada, İslam tarihinde ilk anayasa hazırlanmış ve Medine Devleti kurulmuştur. Kuran'ı anayasa olarak kabul eden Müslümanlar ile diğer yasaları izleyenler arasındaki ilişkiler, sorumluluk ve yükümlülükler, tarihte Medine Anayasası diye bilinen yasalarla güvence altına alınmıştır. Daha sonra komşu Müşrik kabileler ve Arabistan dahilindeki diğer Müşriklerle bir çok antlaşmalar yapılmıştır. Bu anlaşmalardan biri Hudeybiye anlaşmasıdır.


Hudeybiye anlaşmasına göre Müslümanlarla müşrikler arasında 10 yıl savaş olmayacak, iki taraf da birbirinin malına ve canına dokunmayacaktır. Ancak müşriklerin bir kısmı bu anlaşmaya uymamış ve daha ikinci yılında Müslümanların mal ve canlarına zarar vermişlerdir. Bunun üzerine peygamberimiz Mekke'yi fethetmiştir. Ancak bu süreçte müşriklere yine de dokunmamıştır. Allah anlaşmayı bozan müşriklere, haram aylarda (4 ay süresince) Mekke'yi terk etme ve/veya saldırganlıklarından dolayı tevbe etme süresi tanımıştır. Bu süre içinde Müslümanlara yaptıkları saldırı ve zulümden pişman olmaz ya da Mekkeyi terk etmezlerse, süre bitiminde onları bulduğunuz yerde öldürebilirsiniz denmiştir. Ancak 4. ayette, anlaşmaya uyan ve Müslümanlara karşı mücadele edenlere yardım etmeyenlere dokunulmaması söylenir. Onlar ayrı tutulur.

(Bu,) Müşriklerden kendileriyle antlaşma imzaladıklarınıza Allah'tan ve Resûlü’nden kesin bir uyarıdır. (Tevbe Suresi 1)

Bundan böyle yeryüzünde (size tanınmış bir süre olarak) dört ay dolaşın. Ve bilin ki Allah'ı aciz bırakacak değilsiniz. Gerçekten Allah, inkar edenleri hor ve aşağılık kılıcıdır. (Tevbe Suresi 2)

...Eğer tevbe ederseniz bu sizin için daha hayırlıdır; yok eğer yüz çevirirseniz, bilin ki Allah'ı elbette aciz bırakacak değilsiniz. İnkar edenleri acı bir azapla müjdele. (Tevbe Suresi 3)

Ancak müşriklerden kendileriyle antlaşma imzaladıklarınızdan (antlaşmadan) bir şeyi eksiltmeyenler ve size karşı hiç kimseye yardım etmeyenler başka; artık antlaşmalarını, süresi bitene kadar tamamlayın. Şüphesiz, Allah muttaki olanları sever. (Tevbe Suresi 4)

Haram aylar (süre tanınmış dört ay) sıyrılıp-bitince (çıkınca) müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün, onları tutuklayın, kuşatın ve onların bütün geçit yerlerini kesip-tutun. Eğer tevbe edip namaz kılarlarsa ve zekatı verirlerse yollarını açıverin. Gerçekten Allah, bağışlayandır, esirgeyendir. (Tevbe Suresi 5)


Haram aylar çıktığında, kendilerine saldıran, yakınlarını ve sevdiklerini öldüren müşrikleri öldürmek hak olmuştur. Ancak 6. ayette çok önemli bir uyarı vardır. Eğer ailenizi, sevdiklerinizi öldüren o müşrikler sizden eman dilerlerse onlara eman verin ve onları, güvenlik içinde olacakları yere ulaştırın denir.


Eğer müşriklerden biri, senden 'eman isterse', ona eman ver; öyle ki Allah'ın sözünü dinlemiş olsun, sonra onu 'güvenlik içinde olacağı yere ulaştır.' Bu, onların elbette bilmeyen bir topluluk olmaları nedeniyledir. (Tevbe Suresi 6)


Bu ayeti (haşa) vahşet olarak gören arkadaşlara soruyorum: Birileri sizin eşinize, kızınıza tecavüz etse, oğlunuzu katletse ne yaparsınız? Annem ve babam da içerde, gitmeden onları da öldürün mü dersiniz? Elbette hayır. Var gücünüzle kendinizi savunur, zulmedeni etkisiz hale getirip sevdiklerinizi korursunuz.


Tekrar soruyorum: Bu zulmü yapan kişiler sizden eman dilerse onları affedip, bir de güvende olacakları yere bizzat siz götürebilir misiniz? Hiç sanmıyorum. O halde İslam'ın hoşgörü ve merhametini sorgulama hakkınız da ortadan kalkar.


Mehtap Gözükan

Facebook: https://www.facebook.com/MehtapGozukan
Twitter: https://twitter.com/MehtapGozukan



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.



Mehtap Gözükan kimdir?

1971 doğumluyum. Heykeltraşım. Yaklaşık 10 yıldır dini konularda makale yazıyorum.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Mehtap Gözükan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.