..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Kitaplarla dolu bir oda, ruhlu bir beden gibidir. -Cicero
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Günlük Olaylar > Hakan Yozcu




27 Ağustos 2015
Mehmet Ersöz’ün Ardından  
Hakan Yozcu
Mehmet, hiç küsmezdi. Çünkü kalbi hep iyilik ile doluydu… Okulda bir gün küçük bir kavgamız oldu. Küstüm ben ona. O ise gelmiş arkamdan beni kucaklayarak “Valla sen bana küssen de ben sana küsmem. Ben senden asla vazgeçmem. Seni gardaş bildim. Kovsan da yine gitmem” demişti. Ben de biraz nazlandıktan sonra Ona sarılmış “Biz kardeşiz, bizi hiçbir şey ayıramaz” demiştim.


:AFDA:
     
     Dinimize göre ölüm, insanı sevgiliye kavuşturan bir köprüdür. Mutluluğun, güzelliğin ve neşenin başlangıcıdır. Bu nedenle ölüm, sevgili diyarına bir yolculuktur…
     Nisa suresinde “Her nerede olursanız olun ölüm size yetişir, son derece sağlam kaleler içinde de bulunsanız yine kurtulamazsınız.” denir. Bu dünyada her güzel şeyin Allah’tan olduğuna inandığımız gibi ölümün de Allah’tan olduğuna inanmamız gerek. Ölümün de Allah’ın takdiri olduğuna ve “O’ndan gelip, O’na gideceğimize” inanmamız gerek.
Doğruluğu ve dürüstlüğü ile efendiliği ve saygınlığı ile herkesin kalbinde taht kuran, iyi ve güzel insan, sevgili kardeşimiz, hocamız, Milli Eğitim Bakanlığı Ortak Hizmetler Dairesi Müdürümüz Mehmet Ersöz’ü geçtiğimiz günlerde Hakk’a uğurladık.
Ecel, Sevgili Mehmet’i Antalya’da tatili sırasında buldu. Eşi ve çocuklarıyla Antalya’ya 10 günlük tatil için giden Mehmet Ersöz kardeşimiz elim bir trafik kazasında hayatını kaybetti.
Acı haber çabuk duyulurmuş. Yine öyle oldu. Sabahın erken saatlerinde geldi acı haber. Yüreklerimiz dondu. Şok olduk… İnanamadık duyduğumuz habere… Oysa daha geçen hafta beraberdik Mehmet Hocamızla… Bir arkadaşımla Makamında ziyarete gitmiştik. Sohbet etmiş ve öğle yemeğini birlikte yemiştik.
Antalya’ya gitmeden bir gün önce de eşiyle beraber köydeki bir düğüne gelmişti. Düğün sonrası telefon etmiş ve “Annenin yanındayım, neredesin hadi gel” demişti. Ben de adeta uçarak varmıştım.
2 saatten fazla konuştuk. Sohbete doymuyorduk. Çaylar, kahveler içildikçe içiliyordu… Ayrılma vakti geldikçe “Biraz daha oturalım” diye uzatıyorduk sohbeti.
Ve gecenin ilerleyen vaktinde gitmişti. Nereden bilebilirdim ki bu son görüşüm olacaktı Mehmet’i… Nereden bilebilirdim ki bu son sohbetimiz, son konuşmamız olacaktı O’nunla… Bilsem bir ömür boyu bırakmazdım onu, bir yere salmazdım oradan…
Sabah, eşimin çığlığı ile irkildim. “Ya! Ya!” deyip duruyordu. Rengi atmış, solmuştu. Sesi titredikçe titriyordu… Telefonu kapatınca “Ersözler, kaza geçirmiş” dedi. Ağlamaya başladı. Şaşırdım. “Bir şey olmuş mu?” dedim. “Mehmet Ersöz Ölmüş” dedi hıçkırarak… İnanmadım: “Onlar Antalya’da tatilde” dedim. “Biri sana şak yaptı galiba” dedim. “Arayan Reyhan’dı. Şaka değil” dedi. Reyhan, Ersözler ile ortak bir aile dostumuzdu. Dünyam kararmıştı. Ne yapacağımı bilemedim. Hemen diğer arkadaşları aradım.
Durali Elal’ı aradım. “Maalesef doğru“ dedi. Durali ile Mehmet can dostuydu. Hiç ayrılmazlardı. O mutlaka durumdan haberdar olurdu. “Bu sabah Antalya’da olmuş olay. Maalesef Mehmet’i kaybetmişiz” dedi ağlayarak...
Yüreğim durdu sanki… Ağzımdan kelimeler çıkmaz oldu… Gözlerim doldu… Yaşlar akmaya başladı. Şaka olmalıydı bu… Doğru olmamalıydı… Ama değildi işte… Gerçekti… Acı gerçek…
Hani derler ya “Allah hep iyileri alır” diye… İşte bu deyim bir kez daha gerçek oldu. Ölüm, iyiler iyisi Sevgili Ersöz’ü Antalya’da buldu…
Bu kadar iyi bir insan, bu kadar doğru ve dürüst bir insan, kötülük nedir bilmeyen, içi hep sevgi ile dolu olan bir insan için daha erken değil miydi?
Çektiği acılar, sıkıntılar ve dertler karşısında yılmamış, hep sabır etmiş, “Güzel günler nasıl olsa gelir” demişti.
İşte tam o güzel günlerin geldiği bir anda bu olacak değildi… Tüm dertlerin, sıkıntıların, acıların bittiği bir anda bu yaşanacak değildi…
Mehmet Ersöz ile Erzurum’da tanışmıştık. İkimiz de öğrenci idik. Ben Edebiyat Fakültesi’nde Türk Dili Ve Edebiyatı okurken, O da Eğitim Fakültesi’nde Türk Dili Ve Edebiyatı Öğretmenliği Bölümü okuyordu.
Okullarımız ve yurtlarımız ayrı idi. Uzak idi. Ama yine de bazen bir araya gelir dertleşir, hasret giderir ve Kıbrıs’ı konuşurduk. Birlikte aynı okulda öğretmenlik yapacaktık… Siyasete atılacaktık…
Kısmet bu ya, Gazimağusa Namık Kemal Lisesi’nde 10 yıldan fazla bir süre beraber çalıştık. Acı ve neşe dolu günlerimiz geçti…
Aile dostu olduk. Eşlerimiz birbirleriyle çok iyi anlaşıyordu. Gidip geliyorduk.
Bir defasında Adana’ya Toroslara yaylalara çıkmış ve orada 15 gün kadar bir Ağanın misafiri olmuştuk. Unutulmaz günlerdi.
Mehmet, hiç küsmezdi. Çünkü kalbi hep iyilik ile doluydu… Okulda bir gün küçük bir kavgamız oldu. Küstüm ben ona. O ise gelmiş arkamdan beni kucaklayarak “Valla sen bana küssen de ben sana küsmem. Ben senden asla vazgeçmem. Seni gardaş bildim. Kovsan da yine gitmem” demişti. Ben de biraz nazlandıktan sonra Ona sarılmış “Biz kardeşiz, bizi hiçbir şey ayıramaz” demiştim.
Ama gelin görün ki ecel şimdi ayırdı bizi.
Tam rahat edeceği, huzur bulacağı, mutlu olacağı, stressiz bir yaşama kavuşacağı ve mutlu olacağı bir anda Hakk’a yürüdü…
Mehmet, imanlı bir kardeşimizdi. Aklında hep Hac’ca gitmek vardı. Nasip olmadı… Ancak şimdi Huzur’a gitti.
Şimdi Yüce Rabbimizin Huzurunda bulunuyor.
Umarım ki aradığı mutluluğu orada bulmuştur.
Sevgili Ersöz, seni asla unutmayacağız…
Sen hep kalbimizde olacaksın. Seni her zaman gönlümüzde yâd edeceğiz.
Yolun ışıklı, mekânın Cennet olsun…
Nurlar içinde kal kardeşim.
Geride bıraktığın ailene ve seni seven tüm dostlarına sabır ve metanet diliyorum…



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın günlük olaylar kümesinde bulunan diğer yazıları...
Girne’de Kahve İçimi
Ben Olsam
Meyhi Keyf
Muhtarlarımızın İstekleri
önce Sağlık
Nkl Sanat Gecesi
Lefke"de Kahve Sohbeti
İnsan Azim Ederse
Müjgan ve Naile Hanım’ları Ağırladık
ve Nihayet Su Damladı

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bir "Mavi Köşk" Yazısı
Kıbrıs'ın İlk Yerli Komedi Filmi
Kadın Olmak Zordur
Öyle Bir Dünyada Yaşıyoruz Ki!
İstanbul Notları
Nerede O Eski Ramazanlar?
güvercinlik’te Hafta Sonu
Farklı Bir Yönetici,
"Kod Adı Venüs" Getto Çadırları
ipek Amber İle Gurur Duyduk

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Vakit Gelince [Şiir]
Kara Güzel [Şiir]
Hayallerim [Şiir]
Gönlümün Tacısın Yar [Şiir]
Kurban Olurum [Şiir]
Acı Ektim [Şiir]
Nerdesin? [Şiir]
Yüreğimde İhtilal Var [Şiir]
Hayat Seni Çözemedim [Şiir]
Helallik İstiyorum [Şiir]


Hakan Yozcu kimdir?

1964 doğumluyum. Kuzey Kıbrıs'ta yaşıyorum. 1988 Erzurum Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun oldum. 20 yıl çeşitli okullarda edebiyat öğretmenliği yaptım. Uzun yıllar Yenivolkan ve Güneş Gazetelerinde köşe yazarlığı yaptım. Şu an Habearkıbrıslı ve Güncelmersin Gazetelerinde yazıyorum. Birçok internet gazete ve sitelerinde yazılarım yayınlanıyor. Şiir, öykü ve tiyatro oyunları yazıyorum. Bu alanlarda çeşitli ödüllerim var. Kendime ait basılmış "Güzel Bir Dünya" ve "Mesela Başka" isimli iki adet öykü kitabım var. 7 tane tiyatro oyunum var. 6 yıl Kıbrıs Türk Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü görevinde bulundum. Halen Başbakan Yardımcılığı Ekonomi, Turizm, Kültür Ve Spor Bakanlığı'na bağlı Müşavirim.

Etkilendiği Yazarlar:
...


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Hakan Yozcu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.