Sanat doğaya eklenmiş insandır. -Bacon |
|
||||||||||
|
Yirmi yaşındayken adını koyamadığım duygularla atılan çakıl taşlarıyla bir kaç yıl sonra yolumu bulamadım.Taş bile çakilken kum olmuştu üzerine basan ağırlıklardan.Bugün ellili yaşlarında bir devle ettiģim sohbette; hayatın hep başkalarını düşünmekle geçtiğini bir kez daha anladım.''Geriye dönüp baktığımda telaşeli yıllarıma ve onca yaşanmışlığa neyi yahut kimi cıkartirdım hayatımdan dedim ve hiç birşeyi, cevabını aldım kendimden'' dedi.Neden dediģimde ise asıl gözden kaçırdığım şeyin cevabını aldım.''Hayatım domino taşları gibiydi bir tanesini çekmeyi denediğimde, bir sonraki olmuyordu.Ve daha sonraki de.Yani ben olamıyordum.Bugünkü ben değil başka biri oluyordu.Bense kendimi hiç inkar etmedim.Hepsi beni bugünkü ben yaptı.Hepsini ben istedim yerli yerince dizdim ve bugün oyunun sonunu izliyorum.Bugun olsa yine aynı güzel hatalarımı yapar ve yine bugünkü ben olurdum''dedi.Ve ekledi o yüzden ''kendime sorduğum sorunun cevabıni yine ben verdim.Neyi çikartırdim?-hiç bir seyi-Ve kimi çıkartırdım?-hić kimseyi- ''dedi. Önce karıstım biraz ama sonra hakverdim. Hayatı karşılamak gerekirdi.Geleni karşılamayı bilmek de gideni uğurlamayı da öğrenmek gerekirdi.Gelenler ve gidenler kattıklarıyla zaman zaman da götürdükleriyle bugünki bizi olusturmamış mıydı.Üstad haklıydı.Ben olmak ićin değerdi.Değmisti de. Dokuzuncu katın tepesinden oturmadan bakınca aşagıya on sekizlik yüreğine bir seksenbeslik boyu eklendi.Cüce olan herseydi.Onu oraya çıkaran herşey önce zihninde sonra bedeninde devleşti.Artık cüce değildi. Belkide ölüm denen hastalığı çağırmadan saniyeler once tüm sorularının cevabını rüzgarla öğrendi.Başına üşüsen insanları, herkesi ve herşeyi anlamsız bularak seyretti.Hayatından tek bir taşı çekti ve bugün ki beni bir on sekiz buçuğa getiremedi.Yinede sećti. Herkes birşekilde öğrendi.Kimi yaşayarak,kimi erteleyerek,kimide son vererek.Kimi zaman cüce kimi zaman dev olmak böyle birşeydi.Keşkeler ve pişmanlıklar küçültürken, iykiler büyütüyordu.Mutlu edemiyeceğinden, yetemiyeceğinden korkanların varlığına bağlı olmayanbenler büyüttük ićimizde.Ne olursa ve ya ne olmazsa yetebilmeyi öğrendik kendimizze. Şimdi hayaller okadar gerçek ve diri ki!Ben tek bir taşı yerinden oynatmadan devleştim, hayat karşımda cüce artık ve ben onu dünyanın dokuzbin doküzyüz doksan dokuzuncu tepesinden izliyorum.Saçlarım gece artık, yıldızlar göz kırptıkça maviye çalan.Bir atmışlık boyuma ve koca gözlerime aldırmadan oturdum Ay'a. Ayaklarımı salladığım Ayın içinden, geleceğime temiz yağmurlar yağdırıyorum. (Tüm taşlarıma teşekkürlerle, hepinizi kucaklıyorum )
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © ayşe kılınç, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |