"...öyküyü yazan bilge, beşinci ya da altıncı göbekten kral torunu olduğumu ortaya çıkaracak şekilde belirleyebilir soyumu." -Cervantes, Don Quijote |
|
||||||||||
|
harflerin içinden ceset çıktı korktum bıraktım. " Seni ne zaman öpsem ağzımda bir mutsuzluk döllenmiş. Başka bir adamla konuşacakken doğurdum ben o yüzden artık başkalarına gitmem, sende de kalamam. Bir özgürlük resmi çizilir, bir gökyüzü vardır, biraz bulanıktır. Hüznü anlatan bütün fotoğraflarda kuşlar siyahtır. Bu fotoğraflarda ben de varım ama kendimi hiç tanımadım. Tüm yüzleri unuttum senden sonra. Bu yüzden bir gün daha yaşamak istemiyorum. Bu hayat o kadar iğrenç bir kitap ki bu yüzden okuduğum bir sayfaya hiç geri dönemedim dönemiyorum da. Yaşanan her şeye ileriye baka baka geçmiş diyorsun. Ben diyorum ki geçmemiş geçmeyecek. Bir unuttum krizinden hatırlıyorum, "oyuncak tabancalarla yalandan beni vurmuş gibi bir oyun oynuyorsun ama sahiden ölüyormuşum." "çağ açıp kapatan fetihler gibi beni fethedişin bende mutluluğun çağını kapatmış tüm denizler kurumuş yine de sana geleyim diye kendimi karadan yüzdürürken derim soyulmuş" "demişim ki bu dünya çocuk öldürme festivali" "demişim ki bir kuşu tanrı ilan etmişim kuşkuluyum" "demişim ki istikrarlı acılarımı herkese borçluyum" "öpmüş ve demişim ki dişlerine piyano tuşları gibi değmiş dilim müziği duyuyor musun" "demişim ki sana hiçbir kötü laf edememem vicdanımın öpücüğü olsun" "demişim ki kalbimin acısı da bu dünyaya anı kalsın" "demişim ki ellerini çocukları parka götürür gibi tutuşum bu dünyanın salıncağı olsun" "demişim ki içimdeki bombanın pimi çekilmiş senin için iftihar vakti" "demişim ki birazdan patlayacak benim için intihar vakti" Kapatmışım sonra kitabı. Bir sayfa daha çevirmek istemiyorum. Bu kitabı okudukça tiksindim harflerden. Tanrım bu nasıl yazarlık, berbattı gibi şeylerle bağırdım. Elleriniz kırılsın gibi şeyler diledim okuyanlara. Beni mutsuz edenlerin elleri kırılsa seninkine yine de kimse kıyamaz. Bunu ben de yapamam içim acısa da mutlu olsun gibi şeyler söylerim tabiatım bu benim. Demişim ki ; Herkes etten duvar gibi etrafımdayken ortalarında bir ateş gibi yanmak istemiştim bu şekilde bile yüzleri kızarsa bana yetecekti. Olmadı ama. Külümle kaldım. Sonra dedim ki, cennetten kovulan adem hırsından bu dünyaya bir lanet gibi yaymış kendini Sen busun insanoğlu. Burası kırık kalpler tamirhanesi.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Lavinia Tüzün, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |