..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Yalnýzca sevgiyi öðret, çünkü sen osun. -Anonim
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Sinema ve Televizyon > Yûþa Irmak




24 Aralýk 2021
Amistad Filmi ve Türkiye’ye Gelen 70 Afrikalý Devlet Baþkanlarý  
Yûþa Irmak
Evet, bazýlarý gerçekten zenci doðar… Kimi, dünyaya gözlerini bir milyarder olarak açar. Annesine muhtaçken statü sahibidir kimi, hangi okullara, kolejlere ve üniversitelere gideceði bellidir, kimleri yöneteceði, kimlerle dostluk edeceði ve hatta tüm akrabalýk iliþkilerinin ona neler kazandýracaðý…


:GAE:
Evet, bazýlarý gerçekten zenci doðar… Kimi, dünyaya gözlerini bir milyarder olarak açar. Annesine muhtaçken statü sahibidir kimi, hangi okullara, kolejlere ve üniversitelere gideceði bellidir, kimleri yöneteceði, kimlerle dostluk edeceði ve hatta tüm akrabalýk iliþkilerinin ona neler kazandýracaðý…

Kimi medeni haklarla donatýlmýþ olarak doðar, kimi ise en doðal haklarý için savaþmaya yazgýlýdýr. Ayný yaþta, ayný zekâ düzeyinde ve ayný yeterlilik testlerinden geçmiþ iki insandan birini zindanlarda çürürken görmüþsünüzdür. Veyahut mahkemede savunmasýný yaparken; akan damýný onarmaya çalýþýrken ayaðý kayýp düþer biri. Ceketine sinmiþ aðýr rutubet kokusu yüzünden gizleyemez “sýnýfýný”. Bu sýnýfýn ibarelerinin yer aldýðý bir katalog vardýr sanki birini kapatsa, diðerinden kendini eleverir. Belki sýrf diðerlerinden “farklý” olduðu için okul kapýlarýndan çevrilir, “primitif” alametler taþýdýðý için potansiyel “aptal”dýr ya da potansiyel “katil”. Ýþ bulamaz ya da herkesten daha düþük ücretle çalýþmaya mahkûm olur. Atacaðý slogana karar verdiðinde yürüyüþlerde rastlanýr ona ve mitinglerde çare arar. Derisi kara ya da deðil, sicilini kararttýðýnýn bilincinde ya da deðil, “diðer” insan benzerinin “sosyolojik” tespit ve analizlerle uðraþtýðýný görür bir gün.

Adam sözgelimi bir tez hazýrlamaktadýr. Zenci, kaynaklara ulaþmakta ve bunlarý kurgulamada aldýðý kültürün etkileriyle göz kamaþtýran bu doðuþtan “imtiyazlý”nýn karþýsýnda en fazla bir “done”, bir malzeme olduðunu fark eder. Eþitliðin ayný “sýnavlardan” geçmekle kazanýlamadýðýný kýsa sürede anlar. “Amistad”ýn cesur Cinque’si köle olmadýðýna emindir ama sezmektedir neden köle olmak zorunda olduðunu. Doðasý özgürlüðü arzularken tüm bu olup bitenlerin “yabancý” bir diyardan, “dünyanýn öbür ucundan” gelmiþ olmalarý yüzünden gerçekleþtiðini bilmektedir az çok. Çünkü farklý olduðunun farkýndadýr Cinque. Boyunlarýnda zincirlerle yürürken onlara dönüp bakmayacak kadar “elimine” ve “elitize” olmuþ karaderili bir soydaþý için “Býrak onu” diye uyarýr arkadaþýný. “O bir Beyaz!…” Bir renk ayrýmýndan ibaret deðildir zenci olmak. Neredeyse genlerle geçen bir kader meselesidir o, zamanla kemiklere kadar iþleyen bir psikolojik gerilimin yüzlere yaptýðý dövmedir. Bir adam cumhurbaþkaný olabilir ve “zenci”likten kurtulamayabilir; bir zenci þizofrenik bir yabancýlaþma eðitiminden geçerse “beyaz”lýk tahtýna oturabilir, inkâr ve inatçýlýktýr iþin özü. Böylesi cenderelerden sonra ortaya bambaþka bir “þey” de çýkabilir tabii…

“Zenci”lere de en çok “kölelik” yakýþýr! Çünkü tarih boyunca bu öyle olmuþ, hala öyledir…

Güvertede kanayan tarih La Amistad dar anlamda bir geminin ismi. Coðrafi keþiflerle talan edilen Doðu’dan sonra egzotik güzelliði ve ilkel görüntülü insan kaynaklarýyla Batýlý’ya akýtýlmaktadýr Afrika. Kalýn ve siyah derileri ile insandan çok hayvaný andýrmaktadýr yaratýklarý. Bu adamlar doðaya “hakim olmak” yerine ona yaranmaya çalýþmýþlar, ufak gruplar halinde yaþayýp basit aletler yapmýþlar, yiyecekleri kadar toplamýþlar, gerektiði kadar edinmiþlerdir. Belli ki zekâ düzeyleri düþüktür. Tanrý’nýn onlarý farklý yaratmasýnýn tek bir sebebi olabilir; üstün ve zarif Beyaz’ýn hizmetini görecek bir kaynak oluþturmak.

Yýl 1839… Geminin küpeþtesi az sonra baþka renkten çýðlýklarla kanayacak. Bir grup siyah renkli adam konserve edildikleri ambardan çýkýp haftalar süren acýlý yolculuðun hesabýný soracaklar. Buna pek sormak denemeyecek, çünkü bileklerindeki zincirin sýzýsý kemiklerine dayanmýþ, adamlar aðýzlarýndan kan gelene kadar kýrbaçlanmýþ, aðýrlýklardan kurtulmak amacýyla denize atýlmýþ, ayaklarýna baðlý taþlarla ölüme yollanmýþlar. Sebebini bilmedikleri bir nedenden dolayý tutsak alýnýp üst üste istiflenen bu adamlarýn intikam günü gelmiþtir. Cinque (Sengbe) adlý bir yerlinin liderliðinde gemiyi ele geçirirler. Tek bir arzularý vardý: Afrika’ya geri dönmek. Ama bu uçsuz bucaksýz okyanusta evlerine geri dönebilmek için mürettebattan hayatta kalan iki kiþiye güvenmek zorunda kalýrlar. Ancak tuzaða düþürüleceklerdir. Connecticut yakýnlarýnda, Amerikan donanmasý tarafýndan kýskývrak yakalanacaklardýr.

Afrikalý köleler mürettebatý öldürmek suçuyla mahkemeye çýkacaklardýr.

Film, La Amistad adlý bir Ýspanyol gemisindeki kölelerin öyküsünü konu alýyor. Tarihe Amistad efsanesi olarak geçen ve bu gemideki ýstýraplý yolculuðu tanýmlayan “Orta Geçit” bugün pek çok Afrika kökenlinin bile bilmediði bir olgu. Kýsa bir pasajla Kuzey Amerika adalet sistemine göre ilk kez “beyazlar” gibi yargýlanan siyah grubun hikâyesi olarak geçiyor tarihi verilerde. Yapýmcý Debbie Allen’ýn 10 yýllýk mücadelesi olmasa belki de bu tarihi vakýa bu kadar aydýnlýk bir biçimde ortaya çýkmayacaktý.

Sierra Leone’deki Mende kabilesinden alýnýp bir Portekiz gemisine bindirilen Afrikalýlar Havana’ya getirilmiþler, orada Jose Ruiz ve Pedro Montez tarafýndan satýn alýndýktan sonra Küba’nýn Puerto Principe kentine gönderilmiþlerdir. Ýsimleri deðiþtirilir ve sanki Kübalý çiftlik sahiplerinden satýn alýnmýþlar gibi sahte bir anlaþma düzenlenir. Bir kölelik hayatýna baþlamak üzere La Amistad’a yüklenirler. Hür Afrikalýlar, Sergio Leonne’deki köle pazarýna likör, silah, sigara vs. karþýlýðý “materyal” temin eden kara derili soydaþlarý tarafýndan beyazlara satýlmýþlardýr ama mücadelelerinde o kadar da yalnýz kalmayacaklardýr. Önce genç avukat Roger Baldwin (Matthew McConaughey) tarafýndan savunulurlar. Uluslararasý hukuk sözleþmeleri gereði Ýspanya çocuk-kraliçesi Isabella’nýn, ibraz ettikleri sözleþme metinleri gereði Jose Ruiz ve Pedro Montez’in, Beyaz mürettebatý kýlýçtan geçirilmiþ bir geminin karasularý içinde ele geçirilmesi nedeniyle de Amerikan yetkililerinin türlü türlü iddialarýna maruz kalan bir davadýr bu. Theodore Joadson (Morgan Freeman) ve Lewis Tappan’ýn verdiði destekle Roger Baldwin, grubun içinde cesareti, heybeti ve hassaslýðý (ve gemideki ayaklanmada gösterdiði baþarý) ile dikkat çeken Cinque (asýl adý Sengbe’dir) ile diyalog kurmaya çalýþýr. Ancak bir tercüman bulunabilmesine raðmen dil ve kültür; dil ile yaþamý anlamlandýrabilme o kadar iç içedir ki, sorunlar çýkar. Cinque ne seçimleri kazanmak isteyen ve bu yüzden Güneyli valilere göz kýrpan Baþkan Van Buren’in hâkimi deðiþtirmesini anlamýþtýr, ne de ilk mahkemeyi kazanmanýn bir anlamý olamayabileceðini. Avukat: “Tamam, hatalýyým, bu ihtimalden bahsetmeliydim. Þimdi ona davanýn bir üst mahkemede görüleceðini anlat”. Tercüman yapamayacaðýný söyler. “Mendece’de -meli, -malý eki yoktur. Bir þeyi ya yaparsýn ya yapmazsýn.”

Bu davayý siyahlarýn kazanmasý, geçimi büyük ölçüde tarýma dayanan ve köleliði sistemimize etmiþ olan Güney’le bir savaþýn çýkmasýna neden olabileceði gibi Ýspanya ile de iliþkileri bozacaktýr. Amerikan devriminin kurucularýndan John Quincy Adams’ýn savunacaðý Afrikalý zenciler için bir dönüm noktasý olacaktýr bu son karþýlaþma. Gerçekten bir Amerikan baþkaný ile köle olmadýðýný iddia eden Afrikalý bir yerliyi karþý karþýya getirmiþtir süreç. Biri Amerika’nýn baðýmsýzlýðýnda önemli rol oynamýþ, ancak sistemin giderek yozlaþmasý yüzünden köþesine çekilmiþ bir adam, diðeri en temel haklarý için mücadele etmek zorunda olan ve Beyazlarýn bakýþ açýlarýný algýlamakta güçlük çeken baþka bir adam. Öte yandan bu dava tüm ideolojik ve politik çatýþmalarýn ötesinde özgürlük hakký için bir muharebedir eski ve yeni baþkan arasýnda… Burada Spielberg bir Amerikan güzellemesine yer verir. Quincy Adams Amerika’nýn kurucularýný yad eder; onlarýn ruhunu yanlarýna alabilirlerse gerçek bir Amerikan olunabileceðini savunur. Amerika’yý Amerika yapan deðerlerin ne kadar yüce olduðunu vs. anlatýr.

“Güzelleme” demiþken bir sakatlýðý anmadan geçmek olmayacak. Gemide bir kýsmýný namaz kýlarken gördüðümüz Afrikalýlarýn Ýncil’in söylediklerini (yeniden doðuþ, ahiret günü, bedenin ölümü, ruhun ölümsüzlüðü gibi) ilk defa duyuyormuþ gibi tepki vermeleri manidar ve paradoksal bir durum. Spielberg ya bilmiyor, ya da Ýslam’ý gerçek ve tekemmül etmiþ bir din gibi görmüyor. Ýkinci ihtimalde onun Shindler’in Listesi ile vakýf olduðumuz tarih ve insan haklarý koruyuculuðunun bir “kandýrmacadan” baþka bir þey olmadýðýný söylemek gerekecek. Deðilse, hazýr eli “zenci” konusuna deðmiþken -canavarlara da dünden aþina olan- Spielberg’in ülkemize “eðilmesinde” fayda olacaðýný söylemeden geçemeyeceðim. Özgürlük canavarlýðý ne Amerika’nýn ne de çaðýn aþabildiði bir konu. Yok, Spielberg sorunlarýmýzýn yeterince “tarihi” olmadýðý cevabýný verirse bu onun oportünist ve konformist bir yönetmen olduðunu gösterir ki kendisi böyle nitelenmek istemeyecektir kuþkusuz.

Farklý olan rahatsýz edicidir…

Voltaire “Dinin Eleþtirisi”ni ve “Ýnsan Haklarý Propagandasý”ný kendisi için yazmýþtý. “Yaþadýðým sürece Luther ve Calvin’den daha çok þey yaptým” demiþtir. Ýstediðinin yalnýzca bir “sembol” olmak olduðu açýk gibi. Çünkü bir antisemittir; zencileri deðersiz bulur. “…Onlara bir yük hayvaný muamelesi yapýyoruz ama onlardan daha kötü besliyoruz. Kaçmak istediklerinde bacaklarý kesiliyor. Ve bütün bunlara raðmen insan haklarýndan bahsedebiliyoruz.” Devamý var: “…Zenci ýrký bizimkinden tamamen farklý bir insan türüdür… Zekâlarýnýn bizimkinden daha farklý olduðunu söylemek pek mümkün deðildir; çünkü bizimkinin çok altýndadýr.”

Voltarie’e göre insan haklarý “herkes” için deðildir. Bir ayrýcalýklýlýk halidir hak sahipliði. Haklara sahip olan “izleme” hakkýna da sahip olur.

Jan Philipp Reemtsma’ya göre ýrkçýlýðýn kökleri bir “izleme” öyküsünde yatmaktadýr. Ýzlenen farklýdýr, izlenenin farklýlýklarý anlamsýz, tahrik ve rahatsýz edicidir. “Ýzlenen” giderek duygusal ve entellektüel tepkilerle üretilen sosyal teorilerin baskýcý gücüyle karþýlaþýr.

Yine Reemtsma iþaret eder ki ýrkçýlýk karþýtý her hareket ýrkçýlýðýn kurduðu tuzaða düþme tehlikesi içindedir. Çünkü ýrçýlýk karþýtý her “mücadele” sadece ýrkçýlýðýn kendisine sunduðu alanda dolaþacaktýr.

Afrikalý köleleri taþýyan “La Amistad” gemisi sakinlerinin öyküsü orada yaþanýp bitmedi. Spielberg’in dediði gibi bu “herkesin” öyküsü ve halen yaþanmaya devam ediyor. Yasal olarak köleliðe son veren sistemler köleliðin baþka biçimlerini beslemeye devam ediyor; gösterilen iþgücüne raðmen pek az bir ücret ya da karla çalýþtýrýlan çiftçiler, her türlü saðlýksýz koþullarda çalýþtýrýlan göçmen iþgücü, borca karþýlýk çalýþma vs. gibi uygulamalar devam ediyor.

Diðer taraftan “ýrkçýlýðýn” ve gerekçesini ýrk, din, ideoloji farklýlýklarýna dayandýran tüm dýþlama ve “hor görmelerin” günümüzde de sýnýr tanýmadýðýný söyleyebiliriz. Güya Fransa “Barbarlýk ‘kültür ve uygarlýðýn’ karþý tezidir” iddiasýný unutmuþ ve Afrika’daki faþist varlýðýný hiç mi hiç kötü niyetli estirmediðini anlatmaya çalýþýyor utanmadan…

Evet, bugün ülkemize 70 Afrika ülkesinin liderlerinin Erdoðan ile görüþmeye gelmesi, Afrika’nýn özgürlüðüne kavuþmasý için Erdoðan’ý liderleri gibi görmesi ülkem adýna gurur verici bir geliþmedir…

Kara kýtanýn alýnyazýsýný inþallah bu millet beyazlatýr diyorum…

Kalýn saðlýcakla…




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn sinema ve televizyon kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Türk Sinemasýnýn Ezberini Bozan Yönetmen
Sinema Kültürel Meselemiz Haline Ne Zaman Gelecek?
The Man Who Wasn’t There 2001 (Orada Olmayan Adam)
Çit Filminin Düþündürdükleri (Rabbit - Proof Fence 2003)
25. Saat Filmi
Scenes Of A Sexual Nature (Aþk Manzaralarý) Filmi Üzerine
Bize: "Bol Acýlý" Aþk Lütfen…
Big Eyes (Büyük Gözler) 2014 Filmi Üzerine
Dünyanýn Bütün Sabahlarý (Tous Les Matins Du Monde 1991) Filmi Üzerine Birkaç Kelam…
Yapay Zeka (Artificial Intelligence 2001) Filmi Üzerine Birkaç Kelam…

Yazarýn eleþtiri ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Chp’nin Psikopatolojisi
Bir Çatýþma Zemini Olarak Kültür
Dikkat Bu Bir Siyasi Yazýdýr!
Milletlerin Ruhunu Taklit Öldürür
Neyimizi Kaybettik
Hizipçi Memur Partisi Chp
Chp, Gerçekten ‘demokrat’ Mýdýr?
Arzu Yeterli Deðil
Seviye
Yarýn Bekleyebilir Þiir Kitabý Üzerine

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Gözbebeði Turþusu [Þiir]
Bir Hicran Naðmesi [Þiir]
Sakin Bir Acý [Þiir]
Geldim [Þiir]
Sözün Çiçeði [Þiir]
Sevgiliye Hasretle [Þiir]
Geceye Kâside [Þiir]
Benimle Ölür Müsün? [Þiir]
Beste-i Nigar [Þiir]
Bilemezsiniz [Þiir]


Yûþa Irmak kimdir?

Felsefe ve edebiyat aþýðý! Yayýncý, gazeteci ve kitapsever. . .


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Yûþa Irmak, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.