..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Doğaüstü henüz anlayamadığımız doğal şeylerin adı. -Elbert Hubbard
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > Yûşa Irmak




8 Haziran 2022
Tesirsiz Sözler 4  
Yûşa Irmak
Soluk bir ten, asık bir surat, her şeye kayıtsız bir sıfat! Bugünün yüzü böyle…


:EJH:
Soluk bir ten, asık bir surat, her şeye kayıtsız bir sıfat! Bugünün yüzü böyle… İçim, dışım buz gibi. Düşüncelerimde beliren şeyleri artık net bir şekilde seçemiyorum. Rabbim! Ne kadar güçsüzüm ne kadar aciz… Sigaram bitince yenisini yakabiliyor, iki satır klavyede yazabiliyorum… Bir bardak su içerken yoruluyorum. Kaplumbağa gibi sırtımda bir yavaşlık taşıyorum… Sanki, tıkır tıkır çalışan organlarım aniden duracak ve görenler beni hâlâ yaşıyor sanacak… sanki.

Zaman ilerliyor. Karanlık, güneşi bastırıverdi. Ve gece oldu. Ruhumda garip bir sızı, bir tedirginlik…
Ben ki neyden tedirgin olmuştum?
Hatırlamıyorum…
Hiçbir yeri gezesim, göresim yok. Tanıdık birini görmek, konuşmak istemiyorum. Birinin; “bir derdin mi var?” sorusuna muhatap olmayı göze alamıyorum. Yüreğimde yoğurup dışarıya çıkmaya cüretkâr kelimeler dilime dolanıyor. Onları çözebilmek ve dışarıya çıkartabilmek için ağzımın içinde tutuyorum. “İnsan sevgisini susarak gösterebilir mi?” sorusunu cevaplamaya çalışıyorum. “Mümkün” diyorum. Hiçbir şeye artık şaşırmıyorum. Oysa kitaplarda, filmlerde, sevgi; emek, değer vermekti diye biliyordum.
Peki büyük bir aşk için ben neyim?
Hiç…
Keşke! Ah keşke, az da olsa dilimde bir parça maviliği sunabilseydim sana…

Peki sen?
Derinlerde yaşadıklarını kendine saklamayı, görünüp, aniden kaybolmayı huy edinmiş sen… Acaba ben, kime, neyi anlatacağım ki? Beni bulmak, bana ulaşmak, bu kadar mı zor? Bir kez bulup, “yoktun zaten” demek ne kolay. Oysa yerim, yurdum beli. Yüreğimde sana açılan sokakları görmüş olsan belki de ağrıların, sızıların dinecek ama nafile, ne söylesem laf-ı güzaf… Zaten çocukluğumdan beri “iyi” ve “güzel” hiçbir şey kendiliğinden beni bulmuş değil. Hele hele “Mutluluk”, “Sevinç”, “Arzu”, “Sevgi”. Niye? Çok istiyorum da ondan… Ama çok geç kaldılar… Çok geç. İstemiyorum hiçbir şeyi.. Yalan! İstiyorum… Yalan söyledim. Fark etmiş olmalısın! Evet, düpedüz kendime yalan söyledim… Aslında seni görür görmez iyileşiyorum ben. Yüzüne bakmak bile mutlu ediyor beni. Arzuluyorum seni. İçin için seviniyorum…
Geçenlerde: “Para mutluluk getirir mi getirmez mi?” diye konuşuyorlardı çocuklar iş yerinde. Benim bu soruya bir cevabım ne o an ne de başka zaman hiç olmadı. Ama mutluluğun, para gibi mutsuzluğu satın alabildiğini biliyordum. Hatta mutlu olan insanların zaman içinde dünyanın en bencil insanı olabileceğini de. Kim bilir belki de biz bu yüzden mutlu olamadık. Yani mutluluk, arada sırada bize uğradıysa belki de bu insanlık dışı duyguya düşüp dikkatsizce hayat yaşamaktan bizi korumuş olabilir…
Bugün, tüm sıkıntılarından kurtulman ve mutlu olman için çektiğin ağrıların ve sızıların gelip beni bulmasını istedim Allah’tan. Galiba bunu isterken çok samimiydim. Sarıyer’de birlikte yol aldığımız ağaçların arasından geçerken istedim. Sonra seni aramak istedim. Yapmadım, utandım belki. Ayrıca, sen de arayabilirdin. Aramadın. Söylenmemiş, gezilmemiş, bakılmamış, henüz görülmemiş çok şey var daha… Çok mu kuruntulu oldum acaba ne dersin?
Ne ise…
Ben seni yeni doğmuş aç bir bebeğin, annesinin memesini aradığı gibi arıyorum. Ve sesini duymazsam çocuklar gibi tedirgin oluyorum.
Beklemek… Evet, benim sevgili hasmım beklemek…
Ne yapayım? Sabırsızlıkla, gelmeni bekliyorum…

Sağlıcakla kal.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yaşam kümesinde bulunan diğer yazıları...
Günbatımı Eski Bir Masada Başladı Her Şey
Benjamin Button'un Tuhaf Hikayesi'nin Düşündürdükleri
İki Burçlu Bir Kale: Zaman!
Güzelliğin Evine Kurulmak
Kaygı ve Endişe İnsanı İnsanlıktan Çıkartır
Dünyaya Açılan Yol
Kendini Anlatma Şekli
Boş Çerçeve
Sesler
"Güzel"in Anadilini Konuşursak Ne Olur?

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
13 - 14 Yaşındaki Kız Çocukları Hakkında…
İşlenmemiş Cevherler Ülkesi: Türkiye
Sonbahara Birlikte Yürümek
Yağmurda Koşamayanlar
Geçmişi Geçmişimiz Olan Şehir: Bosna - Hersek
Ruhu Vurgun Yemiş Dalgıçlar
Abdülhamid, Abdülhak Hâmid ve Karındeşen Jack
Ezberlerin Bilimsel Kılıklısı Bir Felakettir
Gidene Yol, Kalana Yer Vermek
Eşek Edebiyatı

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bir Hicran Nağmesi [Şiir]
Geldim [Şiir]
Sakin Bir Acı [Şiir]
Sözün Çiçeği [Şiir]
Sevgiliye Hasretle [Şiir]
Geceye Kâside [Şiir]
Benimle Ölür Müsün? [Şiir]
Gözbebeği Turşusu [Şiir]
Beste-i Nigar [Şiir]
Bilemezsiniz [Şiir]


Yûşa Irmak kimdir?

Felsefe ve edebiyat aşığı! Yayıncı, gazeteci ve kitapsever. . .


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Yûşa Irmak, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.