..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bir gün karşıma biri çıkacak ve bana: "Herşey olması gerektiği gibi olmaktadır, efendim" diyecektir. -A. Ağaoğlu, Yazsonu
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Düşler > Bahadır Yarar




12 Nisan 2003
Hayal mi, Gerçek mi?  
Bahadır Yarar
Bana sarılırken avucunda sakladığın minik bıçağı sırtıma saplamasaydın keşke!


:BFAC:
Bana sarılırken avucunda sakladığın minik bıçağı sırtıma saplamasaydın keşke!

Belki de yaşamımda ilk defa bütün kalkanlarımı yere bırakıp doya doya sarılmak istemiştim sana. Koşulsuz sevgiyi hak edebilmek için koşulsuz sevgi vermeliyim diye düşünmüştüm o an. Bıçağı –güya çaktırmadan- dibine kadar sırtıma soktuğunda gözlerindeki zafer pırıltısının anlamını sezemedim önce. Meğer ufacık bir açığımı bekliyormuşsun beni zayıf düşürmek için. Bir yandan da hiç tanık olmadığım kadar sıcacık gülüşünle karşılaştım, aptallaştım! Aynı anda bu kadar sevecen ve katil ruhlu nasıl olunabilirdi? Öylesine güzel ve baştan çıkarıcı bir gülümsemeydi ki bu; Kendine en güvenen, en dirayetli adamları bile mayıştırır, içini eritir, yaşadığından kuşku duydurup, dize getirebilirdi. Ben buna nasıl dayanabilirdim?

Kısa zamanda sırtımdaki sızıntıya gözlerimde eşlik ettiğinde senin bayramın başlamıştı artık. Ben ikimize de ortak bayramlar ararken, sen kendi bayramını kendin yaratmıştın. O kadar güzel gülümsemiştin ki; sırtımdan ve gözlerimden akanların kahrına rağmen gülümsedim bende. Ama gözlerim seninki gibi parlamadı.

Sana “sırtım acıyor” dedim, sen “neden?” dedin. Sırtıma sapladığın bıçak nerede demek istedim, diyemedim. “Gözlerimden akanları gördün değil mi?” dedim. “Evet ama neden?” dedin. Oraya şu anda gelmişçesine. Gözlerimden ve sırtımdan akanlar oturduğum sandalyenin dizlerini titretti. Kollarımı dayadığım masa acıdan çıldırdı! Sen hiç birini anlamadın. Çevremizde konuşan insanlar bile sustu. Muhtemelen sırtımdan akan kana bakıyorlardı, oralı bile olmadın. Birkaç cümle daha konuştum şuradan, buradan. Yeniden yüzüne baktığımda dilindeki “neden?” soruları gözlerine yerleşmişti. Çok barizdi. Eski ama iyileşmemiş yaralarımı gösterdim sana sebep olarak. “Ara sıra acır böyle” diye sırıttım. Ancak bu kez de benim gözlerim parladı. Öyle utandım ki, sırtımdaki kan bile dondu kaldı.

Geldiğim yere döndüğümde eski yaralarımı çabuk iyileşsinler diye şefkatle okşadım ama son yaram sırtımdaydı. Ne görebiliyorum, ne de okşayabiliyorum. Öylesine rezil bir sızı ki bu, alışmak mümkün değil. Istırap haydut oldu, dört bir yanımı sarıyor. Dayanılmaz acılara esir düştüm yine. Başım dönüyor, gözlerim kararıyor, vücudum uyuşuyor. Beynim çalkalanıyor Allah’ım, beynim çalkalanıyor!

Derken gecenin bir yarısı odamda tavanı seyrederken buldum kendimi. Neler olduğunu biliyorum, hissediyorum ama göremiyorum. İki melek, iyi olmam için Tanrıya dua ediyorlar. Fısıltı ile, acele acele, ileri geri sallanarak ve kan-ter içersinde. İçimi anlatılmaz bir sevinç ve güven kaplamaya başladı. Diğer tarafta da yalnızlık duygusu can çekişe çekişe geberiyordu! Bu zafer anına daha çok şahit olmak isterdim ama gözlerimin kapanmasına daha fazla direnemedim ve kendimi uykuya teslim ettim. Sabah kalktığımda ruhumda dinginlik, gözlerimde direnç. Bütün yaralarımın geçtiğini fark ettim. Sadece sırtımda hafif bir sızı vardı, hepsi o kadar.








Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın düşler kümesinde bulunan diğer yazıları...
Rüzgar Olmak İsterdim
Koca Bir Resim

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Hala Ağlarım
Sevgilime Yeni İleti
Dalgın Kız
Tesadüfün Bu Kadarı!

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Ama'sı Var İşte [Şiir]


Bahadır Yarar kimdir?

Yazmak ise kendimi tanıma, direnme gücümü arttırma yöntemim.

Etkilendiği Yazarlar:
Karşılaştığım her insan, okuduğum her eser, beni bir şekilde etkilemiştir.


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Bahadır Yarar, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.