Bir klasik herkesin okumuş olmayı istediği ancak kimsenin okumayı istemediği eserdir. -Mark Twain |
|
||||||||||
|
Bir sevda telaşıyla unutuyorum varlığımın ızdırabını. Korkuların ümide dönüştüğü bir noktada bekliyorum. Yanımda dururken ay benizli yüreğimin parçası. Yıkılıyorum devasa bir ağaç gibi kucağına sevdanın. Bilmiyorum hicran yağmurlarının tekrar yağacağını. Bilmiyorum ağrısını acısını unuttuğum canın. En mutlusu ben sanırken kendimi bütün dünyanın. En sevimli rüyaların ortasına düşen bir sesle uyanıyorum, Yüreğimde acısını hissettiğim sevgili koparken canımdan. Tereddütsüz girdiği gönülde aradığı bilmem ki nedir? Nedir ağrıların ortasında sığınmasına sebep başka gönüle… Bilmiyorum, bilemiyorum duygularını ve adetini sevdanın. Belki aşkın hukuku budur, kanunları böyledir. Şaşkınlğını taşıyorum en dik yamaçlarında hicranın. Bir akşam gidişi oldu dünyamın en mutena yerinden. Kopuşunun acısını hissettim, ağlayarak, derinden. Ümitlerimin düştüğü en berbat zeminlerde ağlıyorum. Onun hissetmediği acıların içinde, kendimden geçerek. Bir ümit kırıntısı arıyorum, benden kaçırdığı gözlerinden. Almadığım muratlar yalan çıktı, ayrılıkmış tek gerçek. Kahrolan bir aşığın destanını yazmak bana nasipmiş. Ellerimdeki elin ateşini yüreğimde söndürdüğüm anlarda, Ayrılığın çilesini unutmuştum. Bembeyaz renk almıştı dünyam. Onu yüreğimde tuttuğum, en bahtiyar günlerim oldu. Nasıl, nerede, ne için sevdiğimi bilmemiştim, severken. Hiçbir hesabım olmamıştı, hesapsız sevmiştim onu. Bir ömür boyu sürecek sandığım hasretin ateşine, Yüreğimi yakarak geldim. Ve ödemiştim bedelini sevdanın. Şimdi gitti. Gittiği yerleri bilmiyorum. Tuttuğu elleri tanımıyorum. Bakıştığı gözlerde bulabildi mi mutluluğu, bilmiyorum. Hiçbir özlemin ateşi bu kadar sıcak olmaz ve yakmaz. Hiçbir aşık maşukunu böyle birden terk ederek bırakmaz. Ya benim layık olmadığım bir gönülde bulunmam, Beni böyle zor durumda bıraktı…Yıktı, canımı ateşiyle yaktı… Halbuki onunla yürüyeceğimiz yollar olacaktı. Şimdi unutulmak üzere dön yüreğine sevdalarla beraber. Bir derin çukur kaz gönlüne ve bir sevdanın mezarını kaz. O bir altın, sen basit teneke, elbette birlikte bir hayat olmaz
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hasan Ulusoy, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |