Mısraların sitemini sinesinden getirdim
Kaderine sitem eden bir körpecik serçenin
Yiten sabahlar bulunur gecelerin içinde
Körleşen kahpeler bakar ahengine sırçanın
Her birisi saklı başka biçimde
Sensiz olan âlemi kaç rüyada bitirdim.

Kerpiçten saraylarda dur sıcak ekmek teninde
Akşam vakti ağlaşırken yolcusunu bekleyen
Bereketli dualara yüreğini ser otur
Bayramlarda hayalini yar gönlüyle yoklayan
Sevdalanan sevdalıyı al götür
Bayramlar bayram olsun kutlu bayram gününde

Gelemiyor çırpınsa da çırpındıkça yüreğim
Sen olmasan kalır mıydı sevdanın canda izi
Bir yangın kokusu gelir genizleri yakarak
Ölümün yatağı mesken artık bırakmaz bizi
Kaç ölüm var ölümsüze bakarak
Hangi kuldan ses gelir ki; ben ölümden ırağım.

Mısralara yan bakarak kafa tutan şiirler
Kargaların bayramı var seyran yeri leş dolu
Hayallerde gezip duran kırkayaklı çıyanlar
Rüzgâr geçer ellerimden yüreğim mahrem yolu
Canana can verip döner canlar
Sustukça coşan gönül deli devre ne söyler

Bu bahar kışa meyyaldir yazdan eser görülmez
Çiçeklerde saklı meyve hasrettir gün yüzüne
Son perdesi kapandıktan sonra gelsen ne çıkar
Vakit bitti yolda yolcu söylenecek sözü ne?
Hicranı gam bahrinde çok can yakar
Sam değince solan güller bülbül yansa dirilmez