Bir gün karşıma biri çıkacak ve bana: "Herşey olması gerektiği gibi olmaktadır, efendim" diyecektir. -A. Ağaoğlu, Yazsonu |
|
||||||||||
|
Kapının hemen karşısındaki masada genç bir kadın oturuyordu. Onun, rüzgara aldırış ettiği yoktu; o anda sadece içindeki soğukla savaşıyordu o. İlk bakışta kadının, kapının sol üst köşesinden sızan mavi gökyüzünü izlediği düşünülebilirdi. Aslında boşlukta dolaşıyordu gözleri, düşünceleri gibi...Bir yüz; yalnızca bir yüz hep aklındaydı. “Bana aynı anda hem karmaşayı hem sükuneti yaşatan bu yüz kime ait?” diye düşündü. Biraz hafızasını zorlayınca onu hatırladı. Bu yüz, o adama aitti. O adamı nasıl unutmuştu? Bir kere, o adam ne kadar mutlu etmişti onu; ona bir cennet yaratmıştı yaşadığı kötü hayattan uzakta, hem de kendi elleriyle. Hayatı ona yeniden bahşedecekti o adam. Kadın bir şeylerin ters gittiğini anlamaya başladı. O adamı düşünüyordu, fakat hissedemiyordu. Kadının bir anda ruhu daraldı. Hava almak için, evin önündeki nehir kıyısına indi. Nehir güneşe kucak açmış, pırıltılarını yansıtıyordu. Bu manzaranın her zaman kadının üzerinde rahatlatıcı bir etkisi olmuştu. Ciğerlerini bahar havasıyla doldurdu; yandaki sazlığa tünemiş kuşların cıvıltıları, doğanın seslerine karışıyordu; tam içindeki sıkıntıyı aynı şekilde dışarı verecekken bir elin ona dokunduğunu hissetti. Onu yazgısına döndüren bu el, küçük bir kıza aitti. Ama bu kız, kadının çocuk haline ne kadar benziyordu. Belli ki iblisin, kadına yaşadığı cinneti göstermek için seçtiği en uygun suret buydu. Bir anda, kadının içinde güçlü bir dürtü uyandı. Eve çağrılıyordu. Küçük kız eve doğru koşmaya başlamıştı bile. Kadın, büyülenmiş gibi onu takip ediyordu. Birlikte kapıdan geçtiler; ama geçerken kadının bedeninde buluştular... Kadın, artık unuttuğu ayrıntının farkına varmıştı. Gerçek tam önündeydi. O adamın cansız bedeni yerde seriliydi. Kadın ne yaptığını anladı. Suçluluk duymuyordu, aksine o dakikalarda dehşet verici bir haz yaşıyordu. Yalnızca tutkular ölümsüzdü onun için. Cennet, artık ona göre değildi. İçinden “nehrin gün batımındaki manzarasını kaçırmamalıyım!” diye geçirdi...kuş sürüsü sazlıktan havalandı...kadın dışarı çıktı ve kapıyı bir daha açmamak üzere kapadı...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Efe Buğra, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |