..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Çok söz hamal yüküdür." -Yunus Emre
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Soyut > Muammer Çelik




2 Eylül 2003
Sevgili ile Randevu  
Binbir zahmet

Muammer Çelik


Randevusuna yetismek icin akla gelmedik zorluklar yasayan bir insanin öyküsü


:BEBA:
Yogun bir is gününde, hizli bir tempoyla calisiyorum iste. islerin birini bitiriyor, ötekini tamamliyorum büyük bir ivediyle ama arkasindan onlarca dosya daha masanin üstünde tekrar birikiyor gibi geliyor bana. Mesayi bitimini iple cekiyorum ama ben cektikce o uzaklasiyor sanki. Dün aksamdan randevulasmistik sevdigimle. Bu aksam is sonrasi evden alacagim ve sehir
disinda cok uzak bir yerde, romantik bir hava icinde, muzik esliginde onun cok sevdigi bir yemek yiyecegiz. Arkasindan ayni yerin lobisinde birer türk kahvesi icecegiz ve bende bir cingene edasiyla fala bakacagim. Fala cok iyi baktigimi, cok seyleri bildigimi dusunur hep. Ben anlattikca, büyük bir keyifle, ciddi ciddi dinler, bende onun ruhuna uygun seyleri yari
yariya abartili, tamami zaten bildigim seyler aslinda, ballandira ballandira anlatirim. "Yaa, sen bunlari nasil biliyorsun, sanki ruhumu ve icimi her bir milimetresine kadar tüm incelikleriyle yeniden kesfediyormusun gibi geliyor bana, ve bu hayatta hic kimselerin tadamayacagi bir mutluluk veriyor" diyerek boynuma sarilir. calan muzigun esliginde saatlerce yanak yanaga, göz göze, gönül gönüle, beden bedene sarilarak dans etmeye baslariz. Kemanci yanimiza gelerek bir solo fasli gecer uzun uzadiya. Son dosyayida yerlestirdikten sonra,ceketimi kosarken giyiyorum randevuya gec kalmamak icin. Birazda erken cikmayi istedim ki, disarda lapa lapa, el büyüklügünde kar yagiyor. Yollar tikanir, arabalar yavas gider, ulasim zorlasir diye. Baskentin kenar belediyelierinden birinde calisiyorum. Sehrin ortasindan gecerek öteki uctaki bir baska kenar belediyedeki evimize giden ince, uzun yolda, kalabalik bir trafigin, bir kaplumbaga
yürüyüsü kadar yavas akisina bende katildim. Kenarda agaclar bem-beyaz gelinliklerini giymisler, tarla ortasinda geziniyordu sülünler, kinali kinali kuyruklarini havada dikerek. Karlarin altina sokuyorlar gagalarini, tam-takir bosalmis kursaklarina bir bugday tanesi atabilmek icin. Arabalarin arka lambalari kizil ötesi isinlarini gözlerimin yem-yesil rengine saliyorlar. Basim koltugun yastiginda dayali, bir elim direksiyonda ve arasira vites degistiriyorum, trafigin akisina uygun olarak. Diger elimin parmaklari arasinda mavi-gri karisimi bir duman cikaran sigarayi tutuyorum. Bir sevgiliyle ilk bulusacakmisim gibi hep ayni heyecanla, hayaller kuruyorum aksamin randevusu hakkinda. Is makinalari sari sari isiklarini dönerli edayla yakmislar, yollarda biriken karlari kenara itmekle ugrasiyorlar. Onlar karlari actikca hemen arkasindan tekrar doluyorlar, beyazlik hic bitmiyordu, masallarda oldugu gibi. Iki tilki yavrusunun, kocaman, bir baska tarlanin ortasinda oynasmaya basladiklarini gördüm. Önce biri ötekini kovaliyor, yakaliyor, bogusuyorlar karlar üstünde, sonra öteki kovaliyor, yakaliyor, yere yatiriyor kardesini. Annelerinin basi deliginden disari uzanmis, yavrularini gözetliyordu koruyucu bakislariyla. Kalin ve derin bir korna sesiyle korkudan olduklari yerde kaliyor tilki yavrulari, böyle bir ani ilk yasiyor olmalilar ki, donup kaliyorlar olduklari yerde, ne yapacaklarini ne edeceklerini bilemeden, korkulu gözler piril piril oluyor arabalarin isiklari vurdukca. Anne tilki firliyor deliginden, bir cirpida yavrularini omuzluyor, onlari uyandirmak icin. Iki saniye bile gecmeden ücü birden kayboluyor inlerinin deliginden iceri...Sevdigimle birlikte oturuyoruz yerimize, kahve falindan sonra yaptigimiz dansin arkasindan.. Gül satan genc ve güzel bir kiz giriyor kapidan iceri. Garsonlar tekrar cikarmak istiyorlar, satis yasak diyerek. Isaret ediyorum oturdugum yerden, birakin gelsin anlaminda. Kizgin ateste kizarmis gibi, kirmizi
mi kirmizi ve henuz tamamen acilmamis bir gül buluyorum sepetteki güller arasindan. Yerimden kalkiyorum ve önünde hafifce egilerek uzatiyorum gülü sevgilime. Sehrin yarisini geride birakmisiz bu arada, trafik azda olsa hizlanmis, aksam karanligi cökmek firsati bulamamisti, karsidan gelen arabalarin ön farlarindan, önümde giden arabalarin kip-kirmizi arka lambalarindan ve sehrin sokak lambalarinin aninda devreye girmesinden. Yine bem-beyaz bir ortam, evlerin catilarindan sarkiyor gelinlikler sanki. Penecerelerde disari vuran isiklarin ve sokak lambalarinin gölgesinde tane tane iniyor karlar zembilden iner gibi, yerle bulusup öpüsmek icin.. Sigara halen elimde, mavi-gri duman süzülüyor yukari dogru kivrim kivrim. Yollar bitmiyor, zaman durmus, yüregim heyecanini dahada artirmisti, sevdigimle bulusmaya cok az kala. Merdivenleri ikiser ikiser cikiyorum, arabayi park ettikten sonra. Arabadan inince önce kilik kiyafetimi düzelttim, saclarima cek- düzen verdim arabanin yan aynasinda. Gec kaldim korkusu ve ona kavusmak heyecaniyla asansöre binmeyi bile unuttugum geldi aklima ve
merdivenin son basamagindan yukari kendimi attim. Yüzümde güller acan bir tebessüm, gönlümde ask ve sevginin ic duvarlarimi dövercesine dalgalari arasinda, anahtari cevirdim ve iceri daldim. Beyaz üzerinde sim-siyah bir yaziya ilisti gözüm iceri girer girmez. "Arkamdan aglama sakin" diye yazan bir not bulmustum, giristeki aynanin önündeki anahtarlik tabaginin icinde. Kapida beni karsilayacagini umdugum ve ona sarilarak saatlerce gül dudaklarini, al yanaklarini öpmek icin tüm benligimle konsantre oldugum kadinin yazisiydi buldugum. Terler icinde, sirim-siklam islak bir halde, gözlerimin aglamaktan patlayacak oldugunu hisserek, korkudan tüm vucudumu titreten, aklimi basimdan alip beni deliler gibi bagirtan kabuslu rüyadan uyandim. Sigara, geriye kalan son kismini yanmaktaydi icin icin, yanibasinda uykuya daldigim koltugun yanindaki masanin üstünde kalan kül tablasinin en uc kenarinda, düsmemek icin direniyordu adeta! 19/3/01



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Kadinim'in Derin Deryasi
Icimde esen Firtina

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Ateşine Yanmak İsterim [Şiir]
Ne Desem Bilmem Ki… [Şiir]
Vuslata Dek… [Şiir]
- Elleme Deme Bana, Daha Çok Elleşirim Yoksa..! [Şiir]
Şahinler, Doğanlar ve Kartal Bakışlı Tanrılar Sofrası… [Şiir]
Kadına Açılan Erkek Penceresinden... [Şiir]
Şehrin’in Neon’ları [Şiir]
Çölün Gizemi [Şiir]
Esir Ettin, Tutuyorsun Aşkı Elinde [Şiir]
Ferude [Şiir]


Muammer Çelik kimdir?

1960 dogumlu ve 26 yildir anadili ve yurdundan uzak yasiyor. Insan (sosyal) iliskiler uzmani. Siiri dogayi, insanlari ve seyahati cok seviyor.

Etkilendiği Yazarlar:
Bir kac az sayida kisi ve edebiyat turu haric, tamamini okurum


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Muammer Çelik, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.