Sanatçının işlevsel tanımı bilinci neşelendirmektir. -Max Eastman |
|
||||||||||
|
Bulutların gökyüzündeki şekilleri ile timsaller oluştururduk gözlerimizle. Rüzgar esesiye kadar bir hayvan olurdu, bir orman olurdu huzur arayacak. Kaybolmuş o eski mistik yerler gibiydi o mekanlar. Oysa ayağımız hala yere basmaktaydı. Ama biz gezinirdik oturduğumuz yerden. İçtiğimiz çayların tadı kalırdı damağımızda. O an düşünmemiştim: her sevişmenin mutlu olmadığını..! Göğüs kafesimize konan saatin sesini işitirdik. "Seviyorum"u kendimize göre heceleyerek. Sev - i - yorum, sev - i - yorum..! Her sevginin kendine göre bir yorumu olduğunu düşünmemiştim. Her varlığın bir sevgisi, bir sevgilisi olacağı geçerdi aklımdan. Yalan yanlışta olsa herbiri bir yorum yapardı sevgisine yüreğinde. Her gece nahoş naralarla sokakları inletmiyorlardı. Haykırışları derinden ve sessizdi. Bir o an düşünmezdik. Her sevgiye bir öncekin ekleyip başladığımızı, her öfkeye bir öncekini ekleyip devam ettiğimizi. Yıkılışlarımız bizi hep kinlendirdi birbirimize. Oysa; her mevsim senede bir defa gelirdi..! Günler hep aynı kalmazdı ve dinlenmezlerdi. Düşünmemiştim hiç güzelliklerin bıraktığı izleri. Tabiatında gülümseyebileceğini düşünmemiştim. Birgün piyanistin notalarında boğulmaya başladığımızda, rüzgar bir hatırasını fısıldamıştı. Bir gün geçit vermez dağlardan ilerlerken bir dağın en tepesine yapılmış bir kuş yuvasına rastlamış. Yuvada bir tane yavru kuş "Bu...Bu yoksa annemin söylediği ejderha olmasın?" Dikkatlice süzerken bulutları rüzgar kımıldamamış bulutların şeklini değiştirmemek için. "Evet evet" demiş "Bu o ejderha!" Etrafına bakmış annesi görünürlerde yokmuş. Uçurumun kenarına gidip telaşla aşağıya bakmış. Düşeceğinden korkarak geriye dönmüş. Gözlerini yummuş sımsıkı. Ağlayamamış da, belki sesimi duyar, gelir ve alır beni korkusuyla ancak yutkunabilmiş, hıçkırıkları düğümlenmiş boğazına. Oysa kanatları uçacak kadar güçlüymüş. Rüzgar bulutları dağıtmış ve kuşu iteklemeye koyulmuş. Ejderha korkusu önündeki uçurumu unutturmuş. Direnmiş rüzgara ama kapalı gözleri yüzünden attığı adımları görememiş. Uçurumdan aşağıya düşmeye başlamış. Gözlerini açmış ve kanatlarını çırpmış ardı ardına. Ardı ardına..!Ve uçmaya başlamış. Ne ejderha ne de düşme korkusu varmış. Artık o gökyüzünün bir parçası, gökyüzüde onun bir parçasıymış. Rüzgarla birlikte süzülmüşler ileriye doğru. Bunu anlattıktan sonra rüzgar gülümsedi ve gitti. Piyanist şarkısını bitirdi. O an düşünmemiştim yaşamla olan sevişmemizi. Farkettirmeden birşeylere hazırladığını beni. Şimdi düşündüm......İşte şimdi. Yüzüme bir hıçkırıklarım düğüm düğüm oldu boğazımda bir rüzar esti kuzeyden tek bir adım attım ileri doğru sen hınzır martı..! hep senin suçun NOT: Yardımların ve bana olan sabrın için. Teşekkürler Su:)
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Guvercin, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |