İzEdebiyat - Raşit Cumhur ÇAKIN

(ahlak hakkında ahkam kesenlere )
kül yayıldı yeryüzünün dibine;
sütle yıkanmış ayaklarda temiz varsayılan günah tokası var
ve,
fahişe bakışlar biçti erkeklerin kasıklarını.
Tek saatlik günahım!sen misin günümü
Geceye utandıran?
Temiz çamaşırım lütfen rüzgara inat
Pis otellere savrul.
Satılmış bir kadın yürüyor sinsice
Suçtan eser yok,iyi yıkamış çürük kokan bahçelerini.
Ve
Bıyıklı adam masum evinde gül rengi bir
Elbiseyi kokluyor....
Ücra ülkede kürtaj yapılmış
Azizenin günlüğüne tüküreyim!
Siz hangi çizgi romanda figuransınız?
Mis kokar yaşamınız,ot kokar
Pudra kokar.oysa çok iyi bilirsiniz;
Bir ağlasanız kalbiniz lağım kokar...

(yollara )
bu yollar nereye gider?
Kuşlar neden salak gibi durmadan şarkı söyler?
Sisler dağılır,
Erotik resimler utanır duvarlardan.
Verandalarda sallanan sarı saçları birgün
Kara toprak alır.(hemde bedava !)
Sesim kısılır bazen,
Milli maç havasında biter aşk.
Güçlü bir kalp krizini özler,
Deliler gibi hayata koşarım...

[sevgiliye )
"gazeteni yırt,hava tahminlerini at!"
Bugün yağmur yağmayacak.
Ilık bir ışık hüzmesi düşlerini ikiye böldü
Ve üzgünsün.
Bir fırtına dehşeti bu!
Saçların yanıyor,suçların...
Dumanlar sinema partisine bilet sanki,
Dev bir perde gözlerin
Askerler hayatını kurşuna diziyor.
Ruhun yok,ağlamıyorsun..
Bense bu komik filme oskar ödülleri yağdırıyorum...

[insanlara )

gösteri başladı meydanlarda,
geride tonlarca çöp var.
Şu hayatın yarattığı pahalı çöpler ve insanlar!
Pis paranıza ne oldu?
Umudunuz külçe altınken satıp içki aldınız!...
Bu sabah bahçenizden güller ve şiirler topladım,
Hadi gelin birlikte yiyelim...

[züppelere ]
bir adam geldi bu sabah,
zengindi...
siyah arabasından deri koltuk ve
viski kokuları süzülüyordu...
güneş daha güçlü,aşk daha pis renkler taşıyordu manzarada.
İmrendim ve iğrendim adamdan!
Çünkü; insan ona baktığında
Yüzyıllarca çalışsa bir gecede yaşadıklarını
Yaşayamayacağını ,
Koltuklara düşmüş kadın saçlarından anlayabiliyordu

[bu sözlerde umuda)
EYY umut!
küçük bir adasın sen
dev gemilerin ışıkları gözlerine vurur akşamları.
Kimsenin ulaşamayacağı kadar uzak,
Yanında bir gece kalınmayacak kadar soğuksundur.
Ben yıllardır kulaç atarım sana,
Çünkü
Geride bıraktığım kıyılar yakılmıştır,
Peşimdedir katiller...
Ölümden ölüme yüzmek sence intihar mı,
Sahi sen yaşama kaç kulaç uzaktasın?

[dost saydıklarıma )
gidiyorum,
açlığımı paylaşan tostlar,
kaşarlı dostlar ve güzel kafiyeler...
yeterince içtim bu dünyada.
İçine sıçtığım nice manzaralar üzgünüm.
Gecenizin anlamı mum ışıklarıydı,şaraptı!
En Romantik anınızda sigaramı yaktım mumunuzdan.
Bir sabah cebinizden çaldım aşk mektuplarınızı,
Ve zillerinize basıp kaçtım.
Sevdiğiniz kızlar siz uyurken otostop yaptığı için de üzgünüm,
Ben gidiyorum....

[çocukluğuma )
küçükken yani küçük bir çükken
cesur şovalyeler vardı gözlerimde.
Kadınlara,güzel evlere aşıktım.
Şerefimeydi ağda partileri
Yaz akşamlarının serin gölgelerinde
Avcuma sığardı dünya.
Bilye büyüklüğünde yumruğumda renkli şekerler,
Elfeneri bakışlarımda lunaparklar vardı.
Şimdi büyüdüm.büyüdüm galiba;çünkü
Çükümü gösterdiğim komşular öldü,
Ve işçi oldu şovalyelerim...