Dünyada birbirinin eşi ne iki görüş vardır, ne iki saç kılı, ne de iki tohum. -Montaigne |
|
||||||||||
|
Senin yanına gelmeden önce yazdığım ilk ve son mektubumla birlikte bir sigaranın üstüne bir şiir yazmıştım. Onuda göndermiştim sana o mektubumda. Sevişmemizde beraber içeriz diye saklamışsın şiirli o sigaramı. Seninle ilk sevişmemizde, tenlerimizin ilk buluşmasının ardından yaşadığın zincirleme orgazmlardan sonra üstünde kendi ellerimle yazdığım, kendi dizelerimin yer aldığı o sigarayı ikimiz birlikte içmiştik. Tenimin ateşini yüklemiştim o sigaraya.Tutkularımı, sana olan aşkımı yüklemiştim. Dudağının çektiği o özel sigaramızdan içmek benim için dünyanın en lezzetli orgazmıydı. Sende bunu yaşadın kucağımda kıvrak kıvrak dans edip sana özel hazırladığım şiir sigaramı içine duman duman çekerken.Aynı anda da çağlayandan dökülen billur bir ırmak gibi aktın ve ben de seninle aynı anda derinlerine iliklerim koparcasına boşaldım nefes nefese senin içine papatyam. Şehrinden ayrılırken otobüse bindiğimde bulutlar bile ağlıyordu. şehrin yıkılmış ve ardımdan yıkanmıştı göz yaşlarıyla. Şimdi ayak izlerim, geçtiğim sokaklarda, caddelerde kalmadı. Şehrine yağan kar örttü üstlerini, yağmurlar yıkadı. Geçen gün boğazda dolaşırken. Şehrine bıraktığım ayak izlerimi iki ay sonra boğazın serin sularında gördüm. Karadenize dökülüp beni boğazda bulmuş ve gittiğim günden kalan selamını getirmişti... Aleyküm selam Şu an bir piyanonun mırıltısında yazıyorum gönlümün ıslak yağmurlarını, üşüyorum. Notalar vuruyor beni, ayrılık vuruyor, gözlerin vuruyor papatyam. Beni sen öldürüyorsun. Keşke seni hiç tanımamış, keşke kokunu hiç duymamış, keşke seni hiç içmemiş olsaydım. Keşke,...Şu başım sensiz kalışımda sanki sigarasız kalmışım gibi zonkluyor ve dönüyor. Beni sen öldürüyorsun papatyam. Ben sana gelinceye kadar bakir değildim. Sende bakire değildin. Ama aşkımız bakir ve bakireydi.Aşkımızın erkekliğini ve kızlığını senin yatağında tutkulu, ateşli sevişmelerimizle tenlerimizde bozduk. Yırttık aşkımızın kızlık zarını. Isırık izlerin, tırnak izlerin tıpkı aşkın gibi hala tenimde çok derin. Beni sen öldürüyorsun papatyam. Bir sonbahar aşkıydı bizimki ama bir ilkbahar aşkından daha lezizdi. İlkbahara hiç dokunmadan sen, es geçmiş ve sonbaharda açmıştın gönlümde. Saçların tıpkı papatya sarısı. Gözlerin tütün rengi. Tenin beyaz. Bakışların kar soğuğu. Dilin çiğdem. Göz yaşların sabah gülün üstüne düşen kırağı ve gülüşün yaz sıcaklarında gelen, şiddetli yağmurlarda sadece dökülen kırımsa gibiydi papatyam. Beni sen öldürüyorsun. Şimdi bir acı ki; Sanki saçlarımı cımbızla tek tek çekiyorlar. Sanki ayak parmaklarımdan santim santim jiletle parçalar kopararak gövdeme doğru ilerliyorlar. Şimdi bir acı ki; Tüm organlarım birleşipte kalbimin ve beynimin öncülüğünde ve senin örgütlemenle bana baş kaldırıyorlar.Beni sen öldürüyorsun papatyam. Ablamız ikimiz için bir şarkı söylemişti dost toplantımızda. Hani şöyle başlıyordu. '' Kuşlar bile yuvaya döndü, herşey döndü, sen dönmez oldun, sen dönmez oldun. '' Evet ben dönmüyorum. Çünkü kalbimden yaralandım.Beni sen öldürüyorsun papatyam. Şimdi bir sigaraya daha bir şiir dörtlüğü yazıyorum: Bir gece dudaklarımın buluşmasını Sen başka dudaklarda yaşamak isteyebilirsin Karşı değilim, üzülsemde karar senin Ancak benim kalbine yüklediğim Tutkulu aşk ateşini asla başkalarında yaşayamazsın Buda benim sana son sözlerim Şimdi git ve istediğini yap sen bilirsin... Ve bu sigarayıda sana bir mektupla göndereceğim beyaz bir güvercinin eliyle.O sigarayı ilk birlikte olduğun insanla yüreğin yetiyorsa, kalbin el veriyorsa ilk sevişmende iç ve bak bakalım ikimizde içtiğin gibi aynı lezzetli tadı alacakmısın? Senin elinden kalbimden keskin bir bıçakla yaralandım. Beni sen öldürüyorsun papatyam. Dökerim bulutları bir damla göz yaşına Yıkarım şehirleri bir saç teline Kar dizlerime gelsede yürürüm şehrine Yeter ki sen iste; Yeter ki sen iste papatyam Aşk işkence değil, nede bilmece Sevgi ölmek değil gülümsemek bence Şu gönlüm mutludur, seni sevince Yeter ki sen iste; Yeter ki sen iste papatyam Aşkım sonsuz, aşkım deli ve büyükçe Aşkım kar tanesi, aşkım aşk şurubu içince Benim aşkım sana akıyor, sende sevince Yeter ki sen iste; Yeter ki sen iste papatyam Beni sen öldürüyorsun farkındamısın! .... Kibar Tavasav
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Kibar TAVASAV, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |