Her gün yeniden doğmalı. -Yunus Emre |
|
||||||||||
|
Yıldızlar daha bir parladı kıskançlıktan Kimisi o yana, kimisi bu yana kaydı, düştü gök yüzünden Ne dilekler tutuldu kimbilir yer yüzünde Ay daha bir dolun ay, daha bir parladı sabaha kadar hasetinden Dün gece; Martılardan izin alıp, denizin kavalyesiydim Dansa gittik, dolaştık el ele Gök yüzü ışıl ışıl pam parlak Parlament mavisi bir gecede, mas mavi deniz Yavru ağzı renginde, yırtmaçlı, göğsü ve sırtı derin dekolteli abiye bir elbise Siyah dantel dantel iç çamaşırları, ince yüksek topuklu ayakkabılar giymiş Gözleri karanlıkta bile ışıl ışıl, tıpkı senin gözlerin gibi tütün rengiydi Aynı senin gibi sap sarıydı saçları, Ta topuklarına kadar uzanmış, bir gözünü örtmüştü Yıldızları serpiştirmişti saçlarına pırıl pırıl, Bir tanrıça gibiydi mavili rubalar içindeki gecede Saman yolunun bütün yıldızlarının dudak izleri, yakamoz olup tenine düşmüş Dolun ayın kışkırtıcı buselerinin gölgesi dolanıyordu teninde İşte bu kadar muhteşem bir güzellikteydi deniz dün gece Önce dans ettik, biraz konuştuk, biraz içtik, Birazda işte çakır keyiftik Sahilde buluşup el ele tutuştuk, sonra kol kola Sonrada gece onikiye doğru Bütün tutukluğumuzu üzerimizden atıp sarıldık bir birimize O benim yakamoz yeşili gözlerimi öptü Bende onun tüm ateşimle alev alev dalga olmuş dudaklarını Bütün şehir uykudaydı, istanbul mışıl mışıl kainatın kucağında uyuyordu Suları çıldırdı, dalgalandı, dudaklarımda gel-gitlere yakalandı Cısır cısır seslerle buharlar yükseldi öpüşmelerimizde Suları ısındı, ben tutuştum, o kaynadı Önce pantolonumun düğmelerini çözüp, kemerimi açtı Okşamalarıyla kazağımı, akletimi çıkardı Geride bir tek slip kilodum kaldı Bende onun okşamalı dokunuşlarla elbisesinin fermuarını açıp Kollarından askılarını indirdim, saldım elbisesini yere Teni pürüssüz, yumuşacık ve kaygandı Dolunayın ve yıldızların bakışlarından utanmış, yüzü kızarmıştı Her yanını balık yağıyla pudralamış, yıldızlar teninde parlamaktaydı Muhteşem bir gecede, muhteşem bir tenle baş başaydım Parçalayıp kopardım attım yunuslara, yarısı dantelli siyah sütyenini Memelerini avuçlarıma aldım, öptüm, okşadım Isırdım hafifçe, dilimle dans ettim başlarında Daha bir dalgalandı deniz, daha bir sert vurdu kıyılara Yaladım kuytularını, dudaklarımla yol oldum teninde Ateşlere düşe düşe, düşüre düşüre dilimle yol aldım İnledi yer yüzü ve bütün dünya, inledi deniz şırıl şırıl Dalgaları vurdu sahillere, dokunuşlarım yol oldu İz oldu Köz oldu Deniz ve ben; Sanki sen ve ben olduk aşkım Dokunuşlarım ateş oldu kaynayan teninde Deniz benim slip kilodumu soydu alel acele Bende onun önü dantelli siyah tangasını parçaladım dişlerimle İkimizde çırıl çıplak kaldık gecenin birinde Aşkın koynunda, zevkin doruğunda, yavaşça yüklendim daldım içine Ne daireler çizdim darbelerimle, Darbeler üstüne döne döne darbeler indirdim köküne Bütün ateşimi, bütün buselerimi bir bir serdim tenine Sarı laleler döktüm, kırmızı güller mavi güller döktüm Döktüm bem beyaz çiçekler Sonra döküldüm kırımsa gibi denizin içine Yağmur olup yağdım vücuduna, yel oldum, köz oldum Sel oldum damla damla aktım derinlerine Oy, o denizin dalgaları yıktı geçti bütün kıyıları Ateşimden yanık kokan tuzlu suları Ellerimin, dudaklarımın, tenimin tenine her dokunuşunda Dilimin memelerine vurduğu her darbesinde Yıldızlar kaydı, ay tutuldu, kuşlar havalandı Bir kasırga oldu dilim, dudaklarım denizin teninde,hırçınlaşan suları Bir çekildi Bir geri geldi Bir çekildi Bir geri geldi Oy Oy Oy Deniz altımda çıldırdı ben tutamadım Tutamadım denizi Tutamadım Tutamadım dostlar Tutamadım Tutamadım Ne deniz bensiz Nede ben denizsiz yapamadım Yapamadım işte Yapamadım Yapamadım Şarkılar söyledim tenine, türküler, şiirler Gürledim, yağdım yağmur olup her santimetre karesine damla damla Ateşimle kavurdum Rüzgar olup tenini dalga dalga Bir o yana Bir bu yana Bir o yana Bir bu yana savurdum Yakalandı med-cezirlere kollarımda yelimden Buhar olup, cısır cısır seslerle göğe yükseldi duman duman ateşimden Isırdı, tırnakladı her yerimi, balıklar dans etti etrafımızda Turnalar, karabataklar, telli balıkçıl kuşları ve Martılar pervane olup dolandılar başımızda kıskana kıskana İnlemelerimizi, bağırışmalarımızı gök yüzü, yer yüzü Gezegenler, galaksiler hatta bütün evren gıptayla karşılayıp Eşlik ettiler aşk bestemize notalarla tüm canlı, cansız varlıklar İçine her girişimde, her vuruşumda, her darbemde Tırnakları biraz daha derinlendi etime Şimdi tüm vücudum kanlı çizik izleri içinde Balımı döktüm petek petek damla damla Dörtbinsekizyüzkırksekiz kere baştan ayağa dolandım vücudunu İkimizde zevk doruklarının zirvesine bağıra çağıra tırmanıp Gel-gitlerle kan içinde, ter içinde, mutluluk gülümsemeleriyle Soluk soluğa, kıvrana kıvrana Oy Oy Oy Nefes nefese ulaştık zirvelere Kah deniz benim altımda, kah ben denizin altındaydım Çeke çeke, bana bana sabahları sabah ettik yer yüzünde tenlerimizi içerek Deniz beni, ben denizi dün gece param parça zevkin doruğunda parçaladım Birden zııırn diye öten saatimin sesiyle uyandım Birde baktım yatağım göl göl aşkım Sensizlikte senmişsin gibi, sarı saçlı denizle seviştim dün gece ben canım Tıpkı seninle seviştiğimiz o ateşli geceler gibi O deniz sensin rüyalarımda aşkım Kokun sen, dudakları sen, gözleri sen, teni sen, her şeyi sen Ben seni yazarken dizelere, uçsuz bucaksız denizin yerine koydum İçimde sana karşı duygularım uçsuz bucaksız ve çıplak gözle Dürbünle, hatta uzaydan çekilecek uydu resimleriyle bile Görülemiyecek kadar yoğun, içimdeki sana olan aşkım Bu galaksiyi aşıp, üçbinbeşyüz ışık yılı hızıyla başka galaksilere yol almakta Şimdilik ne ben anlatabiliyorum, nede sen anlayabiliyorsun O nedenle anlayabileceğin şekilde söylüyorum Benim denizim sensin, sensin denizim sen sevgilim Sana şiirlerde, türkülerde, dizelerde kendimi kaybedipte Başka bir galaksinin, başka bir gezegeninden Aşkımı, sevgimi, özlemimi ve beni ateş dağlarına sürükleyen Tutkularımı haykırıyorum duyuyor musun? Sensizliğe lanet olsun Allah kahretsin beni Allah kahretsin Ben sana susum susum susadım, Susaaadıııııııııııııııım Seni düşünürken bile Seni düşlerken bile Seni hissederken hatta seni isterken bile Allahımdan Yatağım göl göl, ben sana hala aşığım Aşığım canım Seni seviyorum Seviyorum aşkım Kibar TAVASAV
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Kibar TAVASAV, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |