Gerçeği arayan bir insan, öncelikle her şeyden gücü yettiğince kuşku duymalıdır. -Descartes |
|
||||||||||
|
Belkide korkularımla yüzleşebiliceğim, sivildeki son bir kaç ayımı kabusa çeviren bu sıcak, hayattan arındırılmış yalnızlığımın başkentindeyim. Günleri saymaktan kafam tek tek yırtılıp buruşturulup atılan takvim yapraklarına dönüyor. Yine geçen bir gün, yine düşülen bir şafak, özgürlüğe kavuşmamı sağlıyacak sona doğru geri sayım... 68 ... Kalkış başlarda 5:30; sonraları bizde palazlandık buradalarda her şafağı az kalmış gibi olabildiğince uyumaya başladık. 6:00 , 6:30 derken 7:00-7:15 gibi terden uyanıyorum her sabah. - Tabi bunda Kd (kısa dönem) olmanın avantajı çok- Belkide uyumak tek çıkar yol burda. Saate bakmadığın, kafanı boşaltabildiğin ender anları sağlıyor sana uyku. Hayattan alıp bir kaç saatliğine seni umursamazlığa götürüyor. - ta bi rüyalardan da kurtulabilirsen-. Köy evlerinin bahçelerindeki o salaş tuvalletlerde yer bulabilirsen çok beklemeden yüzünü yıkayıp traş olabiliyorsun. Traş olurkenden de traş bışcağını ve köpüğünü olabildiğince hijyen şartlarda korumak için şortunun cebine yada olur olmaz, el değmemiş bakir yerlere koymanın yollarını arıyorsun. İçinde yine bir karamsarlık. Çünkü önünde geçmesi gereken koskoca bir gün, boğuşman gereken bir yığın insan var. Bu günüde atlatırsan o takvim yapraklarından bir tane daha buruş turup atıcaksın hayatının hiç yaşanmamış boşluğuna doğru. Gün içinde defarlarca telefonla boğuşmalarda cabası. Acaba öbür dünyadan sana gelmiş bir msjn varmı. Her defasında bir umut. Biraz bekliyosun, hani olur ya hemen açılınca gelmez mesajlar; bi 5 dk geçsin belki düşer banada milyonlarca mesaj arasından bir tane diye umuyorsun. Ama her geçen saniye ile birlikte umudunda yitikleşiyor. Artık bir kaç saat sonra ki vardiyaya saklıyorsun umutlarını. Her açış yeni umut, bir o kadarda üzüntünün başlangıcı. Bazen sevdiklerin boşa çıkarmıyor umutlarını, boşa çıkmadığını da cebindeki o müthiş titreşimden anlıyorsun. Bu titreşim varlığının ve unutulmamışlığının kalbine gönderdiği bir titreşim. Tekrar dönüyorsun işine bir şevkle. Günler havada uçuşan kuşlar kadar hızlı geçerken, insanlar da yerde gezinen karıncalar kadar küçük gözüküyor gözüne. Güçlüsün. O gücü verende 2 kontör. SÜrekli yarglıyorsun kendini, hayatını, hayatındakileri, elinde olanları ve olmayanları. Benliğini diğer insanlarla karşılaştırıyorsun çevrendeki,bazen şükür derken , bazen üzülüyorsun. Gecenin sessizliğinde, düşüncelerini sanki bir kurşun sıkıyormuş gibi doldur boşalt yapan askerlerin sesleri son veriyor Ya da yanık yanık türkü mırıldanan bir 4 de 1 in sesi. Bazen senden bir sigara koparabilmek için olur olmadık muhabetler yapmaya çalışan kaporta işcisi.Ama hepsinin beklentisi o. Hepsi o günü bekliyor. Dışarda hiç bişeyi , bekleyeni olmayanda o günü bekliyor, bir çok şeyi bırakıp gelenlerde.Tek ortak özelliğimiz hepimizin. O gün gelecek diyoruz. Sanki yeniden doğum, sanki tedavisi olmayan bir hastalığını çaresinin bulunacağı bir gün, belki "ama" birinin hayatı tekrar göreceği "o" gün. Sevdiklerine, özlemlerine, bekleyenlerine karışacağın "o" gün. Hepimizin ortak yanı. Hayaller kuruyosun bol bol. Okuduğun kitaplardaki kahraman oluyorsun kimi zaman. Sen erkek, sevgilin kadın kahraman. Kafanda bir filmi çekiyorsun her geçen sayfalarla birlikte. O kitabı yaşıyorsun. Sen esas oğlan, aşkın da esas kız. Kitapla buluşturuyor sizi. Kitaplara en yakın dost derlerdi sivildede pek inanmazdım ama burada gerçekten beni en çok eğlendiren , uzaklara götüren, teselli eden en yakın arkadaşım oldu. Bazen sohbeti bitmesin diye ağır ağır okuyorum onları, erken bırakmasınlar beni diye sayfaları 2 şer kez okuduğum anlar oluyor. Ben bitiriyorum onları , onlar beni değil... Bazen anlatacağın çok şey oluyor, bir dokunsalar ağlıyacağın , haykıracağın saniyeler geliyor. Ama kime? Bakıyosun etrafına aslında yanlızlığının farkına varıyorsun. Kalem kağıt alıp yazmak istiyorsun, ama ya ellerin terden kağıdı eritirken buluyosun kendini ya da yüzleşmekten kaçıyosun gerçeklerle. Gerçekler acıtıyor insanı. Bazen bir perde insin istiyorsun gözüne ve beynine. Örtsün saklasın istiyorsun gecenin karanlığının bir çok kirliliği ve bitmişliği sakladığı gibi. Tekrar uyku diyosun ama ne mümkün. Makine çarklarının çalışmasını andıran dolap sesleri, karanlık bir gecede çakan şimdik gibi açılıp kapanan beyaz florasan engel oluyor tüm bunlara. Bazen yinede burayı seviyorum. Anlatılmayanı anlatıyor burası sana. Belki hiç gelmesem anlayamayacağım şeyleri çakıyor kafama birer birer. Bazende anlıyosun hayatının ve hayatındakilerinin değerlerini. Bazende kendi değerin şekilleniyor bir ebru çalışması gibi denizin üzerinde. Dalgaları seyrediyorsun saatlerce, belli bir sistemeatiği varmı salak salak çözmeye çalışıyosun onları. Dalgalarla konuşurken buluyosun kendini arkanda bir tıkırtı duyunca irkiliyosun aniden. Allahtan çoğu zaman "Çakır" bozuyor bu sessizliği sallanan kuyruğuyla. Gülüyosun ona bakıp kendine. Acaba ne düşünüyor diye. Son 68 gün. 2 ay 8 gün. 1632 saat. 97920 dk. Sayım devam ediyor. Eriyor günler avcunda. Senin savaşın onlar erirken kaskatı , daha güçlü , yılmadan durabilmek zamanın önünde. Ve bu süre sonunda buraya geldiğinden kimler varsa yanında onları yanında görebilmek savaşı. Tabiki eğer onlar seni yanında göndermek isterse şansın olucak. Bekliyorum sivil hayatla YÜZLEŞECEĞİM günü. İçimde hep olan bir umut, gönlümde vuslatla...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © muRRaTTi, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |