Dünya hiçbir padişaha kalmadı, sana da kalmayacaktır. -Nizamî |
|
||||||||||
|
Elinde ilaç görülen çocuğa, bunu bırakması veya vermesi söylendiğinde dinlemeyebilir belki. Yada; "o ilacı ne adar yükseğe koyabilirsin?" "şuraya koymaya boyu yeter mi?" dediğinizde sonuç olumlu olabilir. Oyuncakların toplanması için "bu sepete hangimiz daha çok oyuncak koyacak bakalım" dediğinizde yenilebilirsiniz. "Ben gözümü açana kadar o musluğu kapatabilir misin?" dediğinizde sürprizle karşılaşabilirsiniz. Bunların yalnızca ilk seferlerinde gerçekleşmesiyle kalması istenmiyorsa, ödül mahiyetinde ihmal etmeksizin, ten teması ve söz diyaloğu duygusal anlamda kurularak sürdürülebilir. Şartlara ve duruma göre hareket edilirse, çoğu girişimler olumlu olacaktır. Durumun pürüzlü olması için ise, sadece bizim yaklaşımımızın uygun olamaması yeterlidir. Bir çocuğa "prizle oynamayı" yada "fişle oynamayı bırak" demek komik olur herhalde. Çocuk ve oynamak. Oynamak zaten onun istediğidir. Nasıl oynamayı bırakabilir ki? Bu gibi durumlarda dikkatini başka yöne çekmek faydalıdır. Oyuncağını arkadaşına vermek istemeyen çocuğun yanına annesi giderek "şaka yapmıştır şimdi verir" derse, onun iç âleminde bir düğüm çözülür âdeta. Ve o oynadıktan sonra geri kendisine verileceğini söyleyerek onu rahatlatırsa, onun korkusunu gidermiş olur. Bazen de çocuğun aklına biz sokarız bazı şeyleri. Masanın yanından geçerken o, "sakın örtüyü çekme" demek ona bir fikir gibi gelebilir. Bakarsınız ki örtüyü çekivermiş. Dişleri çürüdüğü için çikolata yememesini söyleyen annesini ve diğer kişileri umursamıyordu beş yaşındaki kuzenim. Kendisine yaklaşıp "aldırma sen onlara" dercesine bir tavırla yüzünü okşayarak "daha çok çikolata ye" dedim. Sevinerek gülümsedi o sıra. Ve onu kucağıma alıp "daha çok çikolata ye ki, dişlerinin hepsi çürüsün" diyerek devam ettim. Devamında bana ne söyledi dersiniz? "Hayır, yemiycem, sen ye senin dişlerin çürüsün." Sevindim, çünkü artık dişlerini fırçalamaya başlamış, hem de dikkatle. Çocuklar, özellikle kardeşler birbirlerine kıskançlık beslerlerken çok zarar verici olabilirler. Diğerinin yüzüne tokat atmaya, üzerine bir şeyler fırlatmaya, onu ısırmaya çalışır. Bunlar küçük olaylardır ve bir nevi kıskançlığı geçiştirdiğini varsayabiliriz. Çoğalırda sıklaşırsa saldırganlık olup çıkar. Bir defasında, ısırma olayı artık her fırsatı kollayarak gerçekleşince, çocuğa (4) yönelerek "sen bunu her ısırdığında ben onu öpücem" dedim. Daha sonrada kendisine olan ilgimi azaltmadan zaman içerisinde onu gözlemledim. Ve bir daha ısırdığını görmedim de duymadım da. Yazılan bu etkili olabilecek yöntemleri okuduktan sonra, bunları benzer durumlarda da uygulamak düşüncesi yerinde bir düşüncedir. Söz iletişiminin yanı sıra göz, yüz, tavır ve beden dilini de duruma göre kıvamına getirilerek olumsuzlukları azaltılabilir. Buradaki sözler, laftan anlamadıkları zaman çocuklar için değil, laftan anlayan biz yetişkinler için. Çocuk eğitimini bilerek baştan başlamak elbet daha etkilidir. Böyle etkili oluşu, çocuk eğitimini sonradan edinip başlayanların, hiç etkili olamayacağı anlamına değil de, sabırlı olmaları gerekeceği, sabırda îtina göstermeleri gerektireceği anlamına gelir. Alışılagelmiş sakıncalı davranışlarla devam edildiğinde sağlıksız bir insan yetişip ileride uğraştıracaksa, vaktinde müdahaleyle geç demeden çocuğun iyi yetişmesine özen göstererek zorlanmaya değer. Bir insanın geleceğini müthiş derecede etkileyecek olan geçmişidir. İlk yer eden etkili dönem çocukluk dönemidir. Onların geçmişine şimdiden eğitimle dokunalım. Nasıl yetişirlerse, mutlaka öyle büyüyeceklerdir.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Belkıs TUNÇAY, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |