İnsan gülümsemeyle gözyaşı arasında gidip gelen bir sarkaçtır. -Byron |
|
||||||||||
|
Hayat sensiz sıradan biliyor musun? İçimde bir ses “ ninni çocuk, uyu çocuk” diyor. Gelip geçiyor tren katarları, acı sirenleri Şaşkın bir sıradanlık almış başımı gidiyor. Kimi zaman bu tekdüzelik Ansızın bölünüveriyor, Ve sen çıkageliyorsun. Bense şaşkın şaşkın bakakalıyorum gidişine. Bazen dolup taşıyorum, umutsuz Asileşiyorum . Çocuklaşıp küsüyorum kendime. Hayata. Toprağa dahi güle imrenircesine. Yarım yamalak gördüğüm Görürken bir heyecanlanıp, bir sıkılıp Kendimden geçtiğim yüzüne Haykırmak istiyorum Ama olmuyor bir tanem yapamıyorum. Kısa süreli asilliğimi, asileştirip Şaşırtarak bozan gidişin Ve uzun süreli gelmeyişin Beni çileden çıkartıyor. Ne ölümü tanırım Ne de ölümden korkarım. Oysa gönül yaram Şaşkınlığımın feryadına aldırışsız kalamıyorum. Ben şaşkın, Geceler şaşkın, Dert başımdan aşkın Sense kalkmış bana yaşa diyorsun. Dün yine efkarı şişelere boşalttım Şaşkın değildim biliyor musun? Bir haftadır hep aynı şarkıyı dinliyorum Ve hep aynı yerde takılıyorum. Dört duvarım, evim Görüş günlerine kapalı Tek kişilik hücrem. Bu bile beni şaşırtamazken Sen beni şaşırtabiliyorsun. Gözlerimin feryadını yazdırabiliyorsun. Sensiz hayat sıradan biliyor musun? Gecenin meçhul bir saatinde Frekansı uçuk bir kanalın Kanun taksimiyle şaşkınlığımı dindirsem de Sobada fokurdayan suyun sabrı taşmış Sensiz hayat sıradan diyor biliyor musun? Sen gelince gönül evimde çiçekler açıyor Toprak çatlıyor, Tomurcuklar hayata merhaba diyorlar. Sanki bahar gelmiş gibi Kardelenler küsüp küsüp soluyorlar. Oysa zaman hızlı ve değişken Dur durak bilmeksizin akıp geçiyor Ve çiçekler soluyor. Sen gidince yine o şarki Sanki bir gün çıkıp gelecek misin? Lanet olsun dilimde düşmüyor, Ayrılığın habercisi melet. Vuslata da hani az kalmış Şarkılar öyle diyor. Ve ben şaşkın şarkılarla şaşırıp Gece bir siyah, bir lacivert Renkten renge şaşkın bir halle örtüyor beni. Sen gelince, Sen gidince, Ben yitiriyorum kendimi, düşlerimi O gülümseyen yüzümü. (pek sevmesem de) kırılgan bir iklim gibi ya gribe, ya öksürüğe kırılıp atıyorum. Dallar kırılıyor çıt diye Sen gelince, Sen gidince Ben şaşkın gözlerimin feryadını Şarkılarla dindiriyorum. Ve şaşırıyorum Gecelerle, Gündüzlerle ... Serhat AKDAŞ
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © serhat akdaş, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |