..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Yalnızca sevgiyi öğret, çünkü sen osun. -Anonim
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > Ertuğrul AKDENİZ




1 Mart 2005
Mutluluk Kapıları  
Ertuğrul AKDENİZ
Aslında kapılar hep kendi üstümüze kapandı. Farkına bile varamadık..


:CJGI:
Bu gün sevdiğim bir arkadaşın isteği doğrultusunda ; MUTLULUK üzerine yazmak istiyorum….

Mutluluk nedir ?
Kim mutludur ?
Gerçekten mutlu olan var mıdır aramızda ?
Mutluyum diyen yalan mı söylüyor çevresine ?
Mutsuzum diyen kendini mi kandırıyor ?
Mutluluğu hiç tattık mı hayatta ?
Mutluluğun tarifi nedir ?
Nasıl bir duygudur ki herkes ona sarılıyor veya saldırıyor ?
Hiç düşündünüz mü sizi ne mutlu ediyor ?
Arkadaşlarınızın kuyusunu kazmak mı ?
Bir kimsesize, bir işe ihtiyacı olana yardım mı ? yoksa, adam sende sürünsün, bana ne demek mi?
Mutluluk bence sonsuz sayıda odası ve tabii ki kapısı olan bir evdir.Mutluluğun derecesi bu kapıların açık olanların, kapalı olanlara olan oranıdır.
Ne kadar çok kapı açıksa o kadar mutluyuz aslında, ne bir fazla ne bir eksik.
Mutluluk aynı zamanda insanlarla aramızdaki mesafe ile doğru orantılıdır. İnsanlara ne kadar yakınsak o kadar mutluyuzdur ve ne kadar uzaksak, mutluluktan da o kadar uzağızdır.
Ve sonuçta mutluluk açılan kapılardır. Açık kapıların sayısı kadar mutlu oluruz.
Bir merhaba demek için,girmeleri gerekti sıraya.
Bize çok ihtiyaçları olduğu zaman meşguldük , not bıraksalardı eğer arardık !
Sınavda en iyi notu aldıklarında, bir işi yapabildiklerinde, hatta sevdiklerinde gözlerindeki pırıltıyı göremedik. Doğum günlerinde bir küçücük hediye bile veremedik.
Canları yandığında, zor anlarında, dosta ihtiyaçları olduğunda, ağlamak için bir omuza ihtiyaçları olduğunda, bize koşamadılar nefes nefese, oysa ne kadar hasrettiler bir dost sese, nefese.
A !!! Görüşürüz tabii ne demek…ya cumartesi, ya Pazar mutlaka diye kaçırdık nişanı,düğünü. paylaşamadık o en coşkulu anlarını, seveceğimiz yanlarını.
Hayat denen suyun akışında, birlikte çağlayamadık, bırakın ölümlerini bile geç duyduk ta vaktinde ağlayamadık.
Bu hikaye hem acı, hem uzun, bir selam bile vermeden geçiyoruz artık yanından komşumuzun
Ve pek çoğunu tanıyamadan.
Türlü bahanelerle etrafımızı sardık, oysaki biz birbirimiz için vardık. Farkına bile varamadık insanlığın, insanlığımızın.
Adına huzur dedik, iş dedik, cana can olmaktan vazgeçtik, yalnızlığı seçtik. Herkes bir yalana kandı, nedeni ne olursa olsun. Aşkları, dostlukları, sevgileri, güvenleri, bağları unuttuk. Her ilişkide bir art niyet aradık, bin bir kulp taktık.
Sevdiğimizi bile söyleyemedik, sevdiğimize. İşten, güçten öyle bitkindik ki !!!
Ama …

Aslında kapılar hep kendi üstümüze kapandı.
Farkına bile varamadık..

Şimdi içinizdeki sizle hesaplaşın bakalım, nasılsa onu kandıramazsınız başkalarını kandırdığınız gibi. O kül yutmaz, faka basmaz unutmayın.

O sonsuz sayıda kapısı olan evde ; kaç odaya girebiliyorsunuz ?

Unutmayın, girdiğiniz oda sayısı kadar mutlusunuz.

Dilerim o evin bütün kapıları size açık olur.
Kapalı kalan varsa eğer, bir düşünün acaba anahtarı nerede unuttunuz ?







Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Kalan Ömrünüzün İlk Yılbaşısıdır Bu Yılbaşı.
Sen Uyu Vatan Bölünsün...
Sevgililer Günü

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bu Şehri Bana Sen Sevdirdin [Şiir]
İçimdeki Şelale [Şiir]
Yalnız Akşamlar [Şiir]
Sevginin Yaşı Yok ki... [Şiir]
Yitik Devrin Çocukları [Şiir]
Sevgiye Takılı Kaldı Çocuk [Şiir]
Sen [Şiir]
Başka Uykularda Uyanacağız [Şiir]
Kanamadık ki Susuzluğa [Şiir]
Eylüldü Bütün Günlerim [Şiir]


Ertuğrul AKDENİZ kimdir?

Okumak nefes ise, yazmak havadaki oksijen değilmidir? O nefesi paylaşmazsak eğer yaşamda tek olmazmıyız? Ve yaşama veda edince bizden kalan neden bir avuç toprak olsun? Bilgiyi paylaşmak yaşamak değilmidir? O zaman paylaşalımmı? Ne dersiniz?

Etkilendiği Yazarlar:
Aziz Nesin,Nazım Hikmet,Çetin Altan


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ertuğrul AKDENİZ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.