“Ben deniz kenarındaki odamda, pencereden hiç bakmadan, dışardan geçen kayıkların karpuz yüklü olduğunu bilirim” diyen küçük bir Orhan Veli klâsiği gibi bir tip misinizdir?

Ya da “Pencerenin perdesini aç bana göster yüzünü” kantolarının küçük romantiği olabilir misiniz?

Bu tanımlamalara giriyorsanız, hipergerçeklik devrini ne kadar yadırgasanız yeridir. Dünya hızla değişmekte, siz bunu çok iyi biliyor ama yeni değerlere ayak uydurmada güçlük çekiyor olabilirsiniz. Demek ki siz henüz son moda elektrik ve elektronik araçların büyüsünde yok olmadınız. İnsanları uyutmak için yaratılan o girift hayallerde, almaşık dünyalarda kaybolmadan hâlâ pencereden bakıp, romantik özünüzü tözsüzlüğe kaptırmayabilirsiniz.

Şu da var ki, artık elektronik fanatiği olmadan bu dünyada yaşamanız biraz değil, epeyce zorlaşmıştır. Banka otomatiklerinin para pencerelerini bir düşünün: para çekmeyi kendiniz beceremezseniz, para fanatikleri o pencereleri sizin için becerirler…

Evinizin geniş ya da dar pencerelerinden sokakları, karşıdaki evleri, kayıkları, tankerleri gözleyip yaşamı hâlâ kendi pencerenizden yorumlamanız mümkün. Hatta pembe dizi romanlarında romantik bir unsur olarak hiç vazgeçilemeyen ‘Fransız penceresi’nin ne olduğunu keşfedip, evinizin Feng-Sui-Aşk köşesine şimdiden taktırmış olmanız bile çok akla yakın. Yapay da olsa bir özgürlük ve rahatlık havası veren bu boydan boya cam pencere, seyircisi olduğunuz bir dünyada, hiç gerçekleşmeyecek hayallerin ‘simulasyon’ bir tesellisini sunabilir size. Küçük, klâsik bir dedikodu sehpası bile Feng-Sui hüneriyle yeni yaşamlara yeni pencereler açmış gibi hissettirebilir kendinizi. Artık pencerelerin eski pencereler olmadığını, örneğin pencere05.com gibi elektronik furya dünyasının her yeri dikizleyen gözleri olduğunu belki farketmezsiniz bile. Olsun, bilmemek mutluluğun önemli bir koşuludur…

Artık iyiden iyiye kanıksadığınız televizyonların da elektronik pencereler olduğunu unuttunuz çoktan. Karşıki komşunun perdesi çekilmemiş salonunu mu, yoksa HomeTV’nin seçkin evlerinin seçkin salonlarını mı seyredersiniz? Bu soruyu delikanlı oğlunuz ya da kızınız yanıtlamasın: karşı pencerelerde gözetlenecek sevgilileri olabilir onların, ya da sizin de kimbilir …

Siz küçük romantikler, bilgisayar penceresine de yeni yeni alışıyorsunuzdur. Belki aranızdan Windows98-Pencere05 uzmanları çıkmıştır şimdiye değin. Evinizin pencerelerine kelebek desenli perdeler alma heyecanınız şimdi ticari deyimle anti-statik, koruyucu, elektronik perdeler alma merakına dönüşmüştür. Koskoca TV penceresine anti-radyasyon takamazsınız belki ama, bilgisayar penceresine uygun bir ‘anti’ perde bulabilirsiniz…

Artık karşı pencereleri taramak için dürbün de gerekmez üşenenlere. Dünyaya, uzaya tutulan teleskoplar, siz kılınızı kıpırdatmasanız da, elektronik pencerenize istemediğiniz kadar ayrıntıyı yansıtır bir anda. Hayallere de gerek yoktur artık, onlar da fabrikasyondur. Aşktan hem korkup, hem de onsuz yaşayamayanlardansanız, elektronik furya size hem aşk, hem de cinsellik sunar en güvenlisinden…

Ve siz deniz kenarındaki odanızda pencereden hiç bakmadan, dışardan geçen kızların elektronik kızlar kadar serbest olmadığını bilirsiniz, elektronik şair duyarlılığınızla. Perdeleri sonuna kadar açık pencereleri tıklar, değil yüzlerini, hiçbir taraflarını esirgemeyen kanto-seks sanatçılarıyla oturak âlemleri yapabilirsiniz, hiç yerinizden bile kıpırdamadan. Hiç şikayet etmeyin halinizden, şimdiki pencereler çok çok özel, yeter ki siz bu özelliklerin kıymetini bilin…


Ayten Suvak