Her gün yeniden doğmalı. -Yunus Emre |
|
||||||||||
|
Biz insanlar herşeyinin belli ölçülere ve sayılara göre düzenlendiği iddia edilen kainatın minicik parçalarıyız. Cismen minicik olabiliriz ama aklımız, akılalmaz diye nitelendirilenlerin çoktan ötesine geçmiş ve çözülmez sanılan bilmeceyi birtakım ‘nümerolojik’ kanıtlarla formüle etmiştir. ‘Ad işarettir’ anlamına gelen ‘Nomen est omen’ gibi Latince bir deyimi, öz Türkçe olarak ‘Sayı işarettir’ şeklinde yorumlayıp, 4 Mayıs 2006 gece yarısını bir nümeroloji harikasına dönüştüren de gene insan zekasıdır. Adların sayısal analizini yaparak kişisel yaşam koşullarını önceden saptayabilen ve yaşam çizgisini bu analitik çizgilerin tasarı geometrisiyle nümerik düzleme taşıyabilen insan zekası, elbette ki 4 Mayıs geceyarısı saat biri iki dakika üç saniye geçe, ancak yüz yılda bir görülen nümeroloji harikasını atlamayacaktır. 01:02:03:04/05/06 şeklinde sayısal bir düzenleme tıpkı adlarımızın da tesadüf olmaması gibi, bir doğum haritası titizliğiyle, koskoca kainatta dünyamızın kaderini açıklayabilir. Meraklısının bildiği gibi, 1 sayısı diğer tüm sayıların tanrısıdır ve herşeyin ölçütüdür. Aktif, atak ve yaratıcı nitelikleriyle 1 sayısı ‘erkek’tir. 2 ise sabırlı, duyarlı, dengeli ve uyumlu nitelikleriyle ‘kadın’ olarak tanımlanagelir nümerolojide. 3 sayısı baba-anne-çocuk üçlüsüyle aileyi; 4 ise kuralları ve sistemiyle düzen ve güveni idare eder. 5, sınırlarını üç kişilik ailenin dışına taşırarak, grupları hedef alır. 6’ya gelince o, bilgelerin en çok rağbet ettiği sayıdır. İnsanlığın geleceğinin hem Tanrı’da hem de insanın kendisinde olduğunu göstermeye çalışır. 7’inin de Hak’kını verecek olursak, altı günde yaratılan Dünya’nın yedinci günde dinlenmek hakkıdır diyebiliriz. Nümeroloji uzmanlarının 2006’da gerçekleşen bu sayı dizisiyle insanlığa ne gibi iyileştirici reçeteler düzenleyecekleri; bunların, dünyamızın geleceğinin nabzını tutanlarca uygulanıp uygulanmayacağı ve Türkler olarak bizim bunlardan faydalanıp faydalanmayacağımız tartışılabilir ancak, 869 sayısının yalnızca bizim için faydalı olacağı kesindir. 869, güçlü ekonomiler karşısında ezilmekte olan Türkiye ekonomisinin sihirli sayısıdır. Tüketim mallarındaki ithalat çılgınlığı sonucunda her gün bir kişinin işsiz kaldığı ülkemizde, ekonomiyi kurtarmanın sihirli yoludur. Üzerinde 869 barkodunu taşıyan yerli malı ürünlerin market raflarından tamamen kalkmadan, yerli tüketiciye son çağrısıdır: Raflarda kendi öz işaretiniz 869’u arayın! 555, 666, 777, 888 gibi gün-ay-yıl birleşmelerinin nümerolojk analizleri hep bu 869’u işaret etmektedir; çünkü 8, beyinlerin birleştirilmesi için çok önemli bir sembol; 9 da başka bir devreye geçişi, bitirmeyi, tamamlamayı ifade eden çok kritik bir semboldür; Türk ekonomisinin bitirilmesi gibi... Ayten Suvak
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ayten Suvak, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |