Aşkın aldı benden beni. -Yunus Emre |
|
||||||||||
|
Gözlerini, ellerini yoğunlaştırmış oyuncağa; eviriyor, çeviriyor. Bir bütün oldular diyorum, uğraşıyor habire. Elleri, küçük arabanın tekerini takmaya çalışıyor. Kocaman, uzun parmaklı, beyaz eller. Kayboluyor avuçlarında minicik şey. Tutamıyor, düşürüp yeniden alıyor güvenli görünen ellerine. Yanılgı mı? Bilmem. Keşke biraz saçlarım arasında gezinseler. Hem inanırım güvenine hem de sığışır küçük kafam avuçlarına. Ne geçiyor ki aklından, oyuncağı düşünecek değil ya. Kimbilir; bir an önce tekeri yerine taksa da, kendisiyle yalnız kalsa diye geçiriyordur harcadığı zamanı. Bu yüzden olmuyor tamiri işte. Sanki şimdiye kadar neyi tamir edebildi ki? Dizlerim üstünde oturan küçük bedenimle, yüzünde oluşan mimiklerini izliyorum. Sivri burnunun kenarları oynuyor sanki. Gözleri bakıyor ama görmüyorlar. Ne oyuncak arabayı ne de başka şeyleri. Gülümsedi sanıyorum bir an, karşılık vermek istiyorum sevincine, ben de gülümsüyorum. Sonra asılıyor yüzüm; hüzün! Anladım. Elinde kurcaladığının verdiği bir dudak gerginleştirme hareketiymiş. Yanıltıcı mimik. Ne komik bir laf şu “mimik”. Aynı “ibik” der gibi. Yeter artık, bırak şu aptal oyuncağı. Yüzündeki yalancı gülümseyişlerin içimi acıtıyor. Gerçekten gülsene bir kere. Ağzınla, gözlerinle, ruhunla… Yüreğinden bir çiçek koparıp koysana benim minik avuçlarıma. Söz veriyorum gitmem o zaman. Hep seninle kalırım, seninle kalmak istiyorum. Seninle! Hayır değil, seninle değil; senin içinde olmak istediğim yer. Beni alsan; beyaz, pamuk bulutlara taşısan niye gideyim ki? Gözlerine baktığımda bebeği ben olsam. Ben senin bebeğin değil miyim? Koskoca bilim kabullenmiş bunu, bir tek sen bilmiyorsun. Yine de çok seviyorum yüzünü. O yüzden sürekli seyrediyorum ya. Yanaklarını sıkı sıkı öpmek; öperken sakallarının yumuşak tenime batmasını, acıtmasını istiyorum. Yapamaz mıyım sanki, korkarım ama. Kızacak diye değil, başka bir şey korkum. Adını koyamadığım, küçük aklıma koyamadığım yeni bir korku. Hiç çocuk dövmez O. Ama sevmiyor da, peki ne? Çok mu çirkinim ben, çok mu sevimsizim? Öyle olsa hiç prensesim der mi bana? Bu yeryüzünde en çok beni seviyormuş. Bunu kabullenmek istemiyorum. Diğerlerini de sev diyorum, bu yüce sevgiyi paylaşmalıyım. Ama,ama,ama nasıl paylaşayım ki, daha bana bile yetmiyorken? Beni yanından gönderme. Gözün bebeği olmadan görmez ki, ben o gözün bebeği değil miyim? Gözlerinin bana ihtiyacı var. Hem belki kalırsam yanında gülersin bana. Işıldayan bakışlarınla yüreğimi aydınlatırsın. İhtiyacım var buna, söylemek ayıp mı? Her bir şeyi merak eden aklım, senin sevincini öyle merak ediyor ki! Hayalimde canlandırdığımda karşımdaki yüzüne bakamıyorum. Mutsuz çünkü gerçek yüzün, siyahlara bürünmüş. Kafamdaki nur yüzüne, güneşin ışık dalgalarıyla harelendirdiği ela gözlerine hiç benzemiyor. Belki diyorum yanında kalsam, sevince boyanır gecelerin. İstemezsen giderim, unutamadığın kadınına dönerim yine. Çok yorgunum. Çelimsiz bacaklarımın, günlerdir yol yürümüşçesine feri kesiliyor. Bu yaşta gönül, hiç böyle yorulur mu? Gözlerimin alt kirpik çizgisinde su yolu oluşuyor. Akıtmıyorum, utanıyorum. Aslında erkekler ağlamaz ama ben kendimi erkek hissediyorum. Erkek adam ağlamaz diyorum.. Bir orada bir burada olmak, yorgunluğumun yanına sıkıntı da katıyor. Ruhumun daralgınlığı, özümü parçalarken kimse beni umursamıyor. Oyun oynarken gösterdiğim üstün neşe, içime akan hüznü görmelerini engelliyor olmalı. Herkesin bir yeri var, benim iki. Ufacık yüreğimin nesini, kaça bölmeye çalışıyorsunuz? Tek bir beden değil miyim ben, bir bütünüm işte. Aynalar böyle söylüyor. Aynalar insana, anne babadan bile yakınmış. ”Her şey senin için” diyip yaralayanlar gibi yalancı değiller. Ufak ufak içime serptikleri öfkenin, sonradan kine ya da nefrete dönüşeceğinden habersiz, umarsız davranışlar sergiliyorlar. Sanıyorlar ki mutluluk bu kadar kolay veriliyor. Küçüğüm diye küçük şeylerle oyalıyorlar beni. Ve sanıyorlar ki; yeni büyüyen aklım farkındasız büyüyor. Bilmiyorlar yüzlerine taşıdıkları acıyı, hüznü gördüğümü, anlamıyorlar. Sessizlikle baş başa kaldığım geceler öylesine acıtıyor ki ruhumu; gözümü açtığımda, bedenimi okyanusun ortasında çaresiz hissediyorum. Yine bilmiyorlar. Ne uzun zaman geçti, hala şu arabayla uğraşıyor. İçimden “bırak artık, biraz da benimle ilgilen” demek geliyor. Sanki yıllar geçiyor. Kocaman kadın oluyorum; tüm hücrelerimle, hüzünlerimle büyüyorum. Yalancı gülümseyişleri daha fazla canımı yaksın istemiyorum. …biraz da seninle kalayım, lütfen al beni yanına. Birazcık, azıcık da olsa sarsan beni, siyahlanan yüzüne gömsen küçük yüzümü. Üzüntümü katmerleyen acını o zaman dindiremez miyim? Bu gün yanında son günüm baba! Kimbilir ne diye yaralayıpda gitmesine neden olduğun anneme dönüyorum yine. İşte beni, sizin yaranızda yoğrulup kanatan bu gelip gidişler eksiltiyor. Herkesin, beni sevecek tüm insanların yüreklerini birleştiriyor annem beni severken. Yine de küçük olduğunu düşündüğünüz, anlamaz dediğiniz yüreğime yetmiyor. Yapmacık geliyor her sevgi agucuğu bana. Hüzün akıtan bakışları içime sindiremiyorum. Senin gözlerine benzeyen gözlerim, küçük ayak parmağındaki benin aynısını taşıyan minik ayaklarım, seni ardımda bırakıp gitmek istemiyor. Bir yanımı bir yerlerde bırakıp gezinmek istemiyorum artık. Acımadan, çekinmeden; titremeyen ellerle okşansın saçlarım istiyorum.Hele ki senin ellerinle, kocaman, güvenli görünen ellerinle. Korkma baba, ben senin bebeğinim, beni yüklü sevdana sar. Ama içine acı katmadan, gerçek gülümsemenle sar. Sinirden kırdığım şu oyuncağı elinden bırak!.. -Yarın da seninle kalayım mı baba???!!!
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Burcu Varhan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |