..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Mektubum sanırım fazla uzun oldu, çünkü daha kısa yazmak için yeterince vaktim yoktu. -Pascal
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Bireysel > Aziz DENiZ




6 Nisan 2006
Doğduğum Topraklar  
Aziz DENiZ
“Seni buraya bağlayan ne? Sen de gelsene!” diyordu. O’nun ardından gidecek cesareti bulamadım hiç kendimde. Ancak beni buraya bağlayan nedenler ondan sonraki günlerde kafamı kurcalamaya devam etti. İnsanın oturduğu toprakların altında ölüleri yoksa, o adam o toprağın insanı değildir, diyordu Marquez. Sahi bizi bu topraklara bağlayan neydi?


:BBBG:
Bir gün gideceğini biliyordum, ancak onu kaybetmekten öylesine korkuyordum ki, sanki o hiç gitmeyecekmişçesine ona bağlanmıştım.
Okul çıkışı hep onu bekler, usuldan yanına sokulur, “Beraber yürüyelim mi?” diye sorardım. Gülümserdi başını sallayarak. Gülümsedikçe dudakları uzar, kısılan mavi gözlerine apayrı bir parıltı gelip yerleşiverirdi. Ne güzel gülümsediğini, ve ne güzel gözlerinin olduğunu söylemeyi planlardım hep. Ancak söyleyemezdim bir türlü. Sözcükler boğazıma düğümlenir, öksürmeye başlardım.
“Neyin var?” diyip sırtıma vururdu, o dokundukça ben öksürmeye devam ederdim.
“Soğuk almışsın galiba. Daha sıkı giyinmelisin!” Beni düşünürdü, onun benim için kaygılanması hoşuma giderdi. Sütlü kahve rengindeki çamur birikintilerinden atlarken ipeksi saçları dalgalanırdı ve ben saçlarına dokunmayı düşlerdim; düşlerken içimi tuhaf bir sıcaklığın kapladığını fark ederdim, eli elime değsin diye yaklaştığımda teninin tenimi yakmasını severdim… ne çok severdim ben onu!
Ama o hep “Gideceğim,” diyordu. “Gideceğim yerde öyle çamur yok.”
“Gitme,” derdim ben de.
“Sen de gel o zaman!”
“Ben gelemem. Ama sen kalabilirsin.”
“Babam kararını verdi, eşyaları toplamaya başladık bile,” derdi içimi yaralayarak.
Gideceğim, sözcüğünü o kadar çok telaffuz ediyordu ki, artık kanıksamıştım. Hiç gitmeyeceğini düşünüyordum içten içe. Beni kızdırmak için öyle söylüyor olmalıydı.
“Taşınacağımız binanın karşısında çocuk parkı bile var. Hem ben sinemaya gitmek istiyorum, tiyatroya gitmek istiyorum. İleride konservatuara gideceğim. Eğer kendimi geliştirirsem babam bana bir keman alacağına söz verdi.”
Ardından uzaklarda, günbatımına yakın, koyu renkli bulutlar dağılmaya, ve eğik günışığı yüzündeki ayva tüyleri yalayarak gözlerimi kamaştırmaya başlıyordu. Hayranlıkla onu izleyen bana bakıyor, gülümseyerek “Neden bakıyorsun?” diye soruyordu. Ve ben yine boğazıma düğümlenen sözcüklerle öksürmeye başlıyordum, onun elinin sıcaklığını sırtımda duyumsayabilme umuduyla.
“Gideceğiz,” diyordu. “Babam kararını verdi, az kaldı!”
“Gitme,” diyordum yakaran bir edayla. “Gitme, gidişin içimde boşluk olur, sonra hüznün dolar geceleri…”
“Gideceğim. Gitmeliyiz diyor, babam. Geleceğimiz için ben ve kardeşim iyi bir kolejde okumalıymışız. Hem üzülmene gerek yok, unutursun nasıl olsa!”
Beni anlamak istemiyordu. Umursamazlığı git gide umarsızlığıma dönüşüyordu. Yine onun heyecanıyla okula gittiğim bir sabah onu göremedim. Okul çıkışında onu bekledim. O gün… ertesi gün… diğer günler! Bir daha onu hiç görmedim. Dediğini yapmıştı, bir gün apansız gidivermişti.
“Seni buraya bağlayan ne? Sen de gelsene!” diyordu. O’nun ardından gidecek cesareti bulamadım hiç kendimde. Ancak beni buraya bağlayan nedenler ondan sonraki günlerde kafamı kurcalamaya devam etti. İnsanın oturduğu toprakların altında ölüleri yoksa, o adam o toprağın insanı değildir, diyordu Marquez.
Sahi bizi bu topraklara bağlayan neydi?
Altında yatan ölülerimiz mi? Yoksa hiç solmayacak hatıralarımız, kopamayacağımız sevgililerimiz mi? Bilmiyorum. Bu soruya hiç kimsenin cevap verebileceğine inanmıyorum.
Hiç bitmeyecek bu sorular bence, insanların doğduğu topraklara olan özlemi dinmeyecek.
Bir gün çekip gideceğim’ler yaralamaya devam edecek yüreğimizi. Ve bir gün apansız çekip gidecekler sahiden. Onlar çekip gittikçe, biz özlemeye devam edeceğiz.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın bireysel kümesinde bulunan diğer yazıları...
Kış ve Hüzün

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Aşk ve Ölüm

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Tarih, Futbol ve İnsan Sevgisi Üzerine Bir Yazı [Deneme]


Aziz DENiZ kimdir?

sade. . . çetrefilli. . . karanlık. . . aydınlık. . . kara. . . ak. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Yaşar Kemal, Aziz Nesin, Orhan Pamuk, O'Henry , Paul Auster, Umberto ECO, Gao Xingjian, Salman RUSHDIE, Zadie Smith, Hemingway, Tolstoy, Gorki


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Aziz DENiZ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.