Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. -Atatürk |
|
||||||||||
|
tek bir kum tanesinin ümitsizliğin ayakların altında ezilip giden. Yakası açılmadık acılarla dans ediyor varlığın Tut ellerimden küçüğüm Benim de ihtiyacım var sana. yorgun bir ağacın dalından ayrılmış bir yaprak gibi titrerken yalnızlığımız saralım birbirimizin ayaza düşmüş düşlerini. İşte bir gün daha doğdu, belirginsizliğin apış arasından, geçmişin kamburu sırtımda tenhasına yürümek ötelerin ve her şeye rağmen avuçlarımda ki çizgilerde umutlara yol almak durmaksızın. Tüm olumsuzlukları yenmek, kesip atmak nankör dünleri, dünlerdeki izleri kapatmak bir çocuğun gülcelerinde. Tanrı biliyor, bu küçüğün ellerinde yaratacağım cenneti, gündüzü geceye, geceyi gündüze katıp, yılgınlık nedir bilmeden yol alacağım. -merhaba - merhaba - Turan , eşim Sadık - merhaba Turan, seni tanıdığıma sevindim - merhaba Sadık amca Dikkatimi çeken eşimin Turanın boy hizasında durmasıydı ve gözlerini aynı hizada tutması, bunu eve döndüğümüzde sorduğumda gülümsedi ve dedi ki, canım bir çocuğa ulaşmanın en kolay yolu onunla aynı hizada olduğunu gösterebilmektir.Çok ilginç bir öğretmen arkadaşım da bundan bahsetmişti bana.Eşimi öğretmen lisesi mezunuydu ve anladığım pedogoji okumaları sağlıyordu bu bilgiyi. - Turan, seni az çok tanıyorum Figenin anlattıklarından ve bu güzel arkadaşlığınıza beni de ortak ederseniz sevinirim - olur - o halde anlaştık - anlaştık Ellerini uzatarak tokalaştılar, mutluydum.Bu günkü dersin hocası eşimdi, uzaktan onları hayranlıkla izliyordum ve uzun süre denize girmedim bu ahenk bozulmasın diye.öyle dalıp gitmişim ki eşimin sesiyle irkildim. - bu kadar dalış yeter Figo, çık artık derinlerden. - Turancığım nasıl gitti ders - çok iyi, Sadık amca tekniğini öğretti bana - vay ne çabuk dama atıldı pabuçlarım - şey , yok , yani öyle dedi, teknikleri varmış yüzmenin - tabi ki canım, şaka yaptım, üzülme - Turan , bu kız takımı böyledir işte, hemen kıskanırlar Cevap vermedi, o denli temkinliydi ki yavrum, yanlış anlayacağımdan korkmuştu anlaşılan. - Turan, rahat ol canım, içinden geleni söyle, hani haksız da değil Sadık amcan, biraz kıskandım doğruJ -Turan biliyor musun ben de Beşiktaşlıyım -a öylemi (sevinmişti kerata) -iki ye bir kaldım anlaşılan Fenerli olarak -maalesef canım Sohbet böyle tatlı esintisiyle devam etti ve yol aldığımı hissettikçe mutlu oluyorum. Tekrar görüşmek dileğimle. 16/Temmuz/2006 Avşa günlüğünden
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Figen Yarar Gönülver, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |