Tarih, hiçbir zaman orada bulunmamış kişiler tarafından anlatılan hiçbir zaman olmamış olaylarla dolu bir yalan. -Santayana |
|
||||||||||
|
Yaşam ağırdır bazen. Kokusu ağırdır. Havası ağırdır. Sesi ağırdır. Boşlukta asılı ruh gibidir beden. Yaşamın ağırlığı altında nefes alıyordur sadece. Hayat sanki hiç bitmeyecekmiş gibi gelir. Hayatı gözlerinin önünden film şeridi gibi geçtiğinde de her şeyin bir rüya gibi gelip geçtiğini düşünür. Bir rüya gibi kısacıkmış meğer. Yaşadığı ağırlık, sonsuz zaman diliminde bir an’dır. Birgün geçmişte kalacağını da bilir halbuki. Ama yaşarken ağırdır işte. Kaderini sorgular böyle zamanlarda. Hatalarını sevaplarını…Bu bir sınav mı? Yoksa ceza mı? Sorar kendi kendine. Kırdığı kalpler geçer gözünün önünden bir bir… Zamanın kendi içindeki doğrularda üzerine düşeni yaşıyordur oysa. Evren dediğimiz o sonsuz ve muhteşem örgüde görevini yerine getiriyordur. Yani rolünü oynuyordur. Ne eksik ne fazla. Olması gerektiği şekliyle sadece rolünü oynuyordur. Bunu yaparken de öğreniyordur. Yaşam, zıtlıklar dünyasıdır. Artı ve eksi. Dünya artı ve eksi kutuplar arasındadır. Yaşam artı ve eksidir. İyi ve kötü vardır yaşamda. Güzel ve çirkin. Yokluk ve varlık. Kötüyü yaşamayan iyiyi bilemez ki. Çirkini görmeyen güzelin güzel olduğunu anlamayaz. Yokluğu bilmeyen varlığın ne olduğunu bilmez. Sahip olduklarının kıymetini anlayamaz, şükretmesini bilemez. İnsan gözünü açtığı andan itibaren öğrenmeye başlıyor ve öğretmeye. Ta ki gözünü yumuncaya kadar. Öğreniyor artı ve eksileri ve öğretiyor. Nietczhe bir sözünde der ki “Seni öldürmeyen şey seni güçlendirir.” Yaşamın ağır dönemlerinde ayakta durabilmeyi öğrenen kişi daha bir sıkı duruyor hayata karşı. O dar gelirli bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. 20 yaşında babasını kaybetti. Okuyabilmesi için çalışması gerekiyordu. Hem çalıştı, hem okudu. 27 yaşında ilk görevinden istifa etti. 29 yaşında serbest çalışmaya başladı. 35 yaşında ilk aşkını, çocuğunun annesini kaybetti. 36 yaşında yeni bir iş kurdu. 43 yaşında işini büyütmeye karar verdi. Türkiye’de olmayan yedek parçaları imal etmek istedi. Ama Avrupadaki büyük şirketler batırmaya çalıştı. 44 yaşında kurduğu fabrikayı altı yıl sonra aile şirketi haline getirdi. 79 yaşında ikinci eşini kaybetti. 92 7aşında hayatını kaybetti. O’nun adı İzzet Baysal’dı. Hiç vazgeçmedi ve hiç küsmedi hayata. Sevgi ve ışıkla kal… Bilirkişi Serapis Bey : Yaşamda varolan her şey artı ve eksidir. Her şey artı ve eksi kutuplardan oluşur. İnsan ne artıda kalabilir ne ekside. Yaşamı güzel ve anlamlı yapanda bu zıtlıklar dünyasıdır.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ayşe ATILGAN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |